Pergamon/Bergama’nın mezar taşları bile gasp edilmiş!
Prusyalı/Alman kaçakçılar tarafından Berlin’e götürülen tarihi eserlerimizden biri de Bergamalı bir ölen bir kahramanı onurlandırmak için yapılmış bir cenaze yemeği anıtıdır.
Friz biçiminde yapılan resimli kabartmada merhum kahraman, bir sedirin üzerine yarı uzanmış; üstü çıplak, belden aşağısı bir pelerin (himation) ile örtülü olarak tasvir ediliyor.
Bergama’nın havasını solumuş, suyunu içmiş, ekmeğini yemiş bir kişi.
Görüntünün etrafı mermer bir şeritle çerçevelenmiş. Mermer friz 55*35 cm boyutlarında. Sanki bir resim tablosu formatında. Merhum sol elinde bir içki kasesi, sağ elinde zor fark edilen bir kadeh (riton) tutuyor.
Oturduğu sedirin (kline) karşı ucunda karısı oturuyor. Önlerinde bir yemek masası bulunuyor. Mermerin sağ alt ucunda da merhumun şarap içtiği büyük bir kap ve sunuculuk yapan çıplak bir hizmetli ayakta duruyor.
Sedirin sol tarafında, muhtemelen kahramanın hayranı olan bir grubun yaklaştığı görülüyor. Sol üst köşedeki at başı ise ölmüş kişinin aile simgesi, totemi olmalı.
Bir resim tablosunu andıran kompozisyondaki görüntüler Pergamon/Bergama heykelciliğinin eşsiz yaratılarından biri.
Kahraman’ın ve at başı görüntüsünü ön plana çıkaran çizim izleyicinin dikkatini onlara yöneltirken diğer öğeleri daha küçük göstererek sanki gelecekteki perspektifli çizimlerinin işaretini veriyor.
Mermer eser İ.Ö.3. yüzyıla tarihleniyor. Yani Zeus Sunağının yapılmasında yaklaşık yüz yıl öncesine. Böyle muhteşem bildirimler taşıyan bu eser Bergama Kalesinin/Akropolünün yukarı terasının kuzey sur duvarına çakılı bulunmuş.
Muhtemelen fanatik Hıristiyanlar tarafından yıkılmış Zeus Sunağının frizleri ve mermerleri Bizanslılar tarafından kale surlarını koruma öğesi olarak duvarlara konulmuş.
Arkeolog/Mühendis kılıklı Prusyalı/Alman hırsızlar tarafından duvardan sökülmüş ve kaçırılmış.
Söküp kaçırılmasaydı, TC dönemi yetişinceye kadar o duvarda kalıp duracaktı.
Ancak akıllarına Bergama’yı koymuşlar bir kere soyguncular. Soyup soğana çevirecekler.
“AvP VII 322” Kimlik No’suyla Berlin Müzesi/Hapishanesine kaydedilen bu muhteşem eserin bulunduğu, kaçırıldığı tarih bilinmiyor/açıklanmıyor.
Bugün Berlin Müzesi/Hapishanesinin bekçiliğini yapanlar bu eseri Prusya Mirası/Malı diye görüp övünüyorlar.
Çok şeyini çalmışlar Bergama’nın. Bunların arasına ölüleri için yapılan anıtları bile. Bir kentin tarihine karşı yapılan ne büyük bir saygısızlık.
Ne büyük özentileri varmış Anadolu kültürüne. Nasıl da yorulmamışlar taşlarımızı alıp götürmekten. Ülkemizi soymaktan.
Bu durum asla kabul edilemez!
ZEUS SUNAĞI VE BERGAMA’NIN TARİHİ ESERLERİ SOĞUK ve PUSLUBERLİN’E DEĞİL, GÜZEL BERGAMA’YA, AİT. MUTLAKA GERİ GELMELİ, EVİNE DÖNMELİDİR!
(Kaynak: http://www.smb-digital.de/eMuseum, Database-Antikensammlung)