Kaçakçılığın, bir başka deyişle hırsızlığın belgesi olur mu? Evet olur!
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğüne göre “hırsızlık”, “çalmak, başkasının malını izinsiz almak, araklamak” anlamına geliyor.
Bergama Zeus Sunağının ve heykellerinin büyük kısmının 1864-1878 yılları arasında mühendis Carl Human öncülüğündeki Alman memurlar çetesi tarafından Berlin’e kaçırıldığı belgelidir.
Osmanlı Devleti tarafından 1869 ve 1874 yıllarında çıkarılan Asarı Atika yasaları bağlamında, Prusya/Alman Devletinin ısrarlı taleplere rağmen Bergama eserlerinin yurt dışına çıkarılmasına izin verilmemişti.
Buna rağmen o zamanki Alman Devleti destekli hırsızlar Bergama’nın Zeus Sunağının büyük bir kısmını ve heykellerini Berlin’e kaçırdılar.
Geride kalan eserler ise 1878 yılından sonra, Osmanlı Rus savaşı ortamında baskıyla alınan şaibeli izinlerle götürüldü.
Bu ortamda verilen ilk izin, 6 Ağustos 1878 tarihinde Alman İmparatorluğu'nun yeni İzmir Konsolosu Tettenborn’a gönderilen Bergama'da kazı yapma izni idi.
Yani bu tarihten önce yurt dışına götürülenler “katıksız hırsızlık”.
Resimdeki belgenin, o zamanki Alman Devletinin bir belgesi olduğu anlaşılıyor.
Belgede, 1873 yılında Bergama’dan kaçırılan tarih eserlerin bir kısmının listesi var:
Belgeden okunabildiği kadarıyla listede Almanca yazılı “ölmekte olan savaşçının başı”, “savaşan savaşçılar”, “Zeus Sunağının denizatı frizi”, “mermer yazıtlar”, vb. var. Hepsi Bergama’dan çalınmış eserler.
Her bir kaydın sağ alt yanına 1397, 1398, vs gibi kayıt numaraları konulmuş. Bu sayılar kaçırılanların sayısını belirtiyorsa vay Bergama’nın haline.
Onlarca değil yüzlerce değil binlerce eser götürülmüş!
Türkçede, Bergama soyup soğana çevrilmiş denir buna!
Daha alttaki tarihler 1878 yılı Ocak ve Şubat aylarında kaçırılanları gösteriyor.
Şaibeli ilk izin, 6 Ağustos 1878’de verildiğine göre onlar da daha önce kaçırılmışlar.
Üstelik, kaçak kazıyla çıkardıkları eserleri götürmek için hazırlanmışlar, bu izni bekliyorlarmış.
Bu tam bir hırsızlık belgesidir.
Bu kayıtları, Alman kaçakçılar kendi elleriyle yapmış. Muhtemelen bir resmi belge.
Osmanlıdan baskıyla alınan şaibeli izinlerden çok önce çalınanlar bir güzel kaydedilmiş.
Kim bilir daha ortaya çıkmayan gizli ne çok kaçakçılık belgesi var!
Günümüzde Almanya’nın, Türkiye’nin yetkilileri bu belgeleri ortaya çıkarmalı. Dünya’yı bilgilendirmeli.
Günümüz Alman Devleti, Bergama heykellerini sözüm ona kendine miras sayan, paravan “Prusya Kültür Vakfı” bu eserlerin “envanterini” kamuoyuna açıklamalı.
Birleşmiş Milletler, UNESCO duruma el koymalı.
Aradan yaklaşık 150 yıl geçmiş olmasına rağmen insanlık bu yanlışlığa son vermeli.
Haksızlığı içine sindirmemeli.
Bergama Ana, yavrusu Zeus Sunağına kavuşmalı.
ZEUS SUNAĞI VE BERGAMA’NIN TARİHİ ESERLERİ SOĞUK ve PUSLU BERLİN’E DEĞİL, GÜZEL BERGAMA’YA, AİT. MUTLAKA GERİ GELMELİ, EVİNE DÖNMELİDİR!
(Kaynak: Prof.Ali Sönmez-Yitik Miras Zeus Sunağı- İdeal Yayıncılık-İstanbul-2020/ Prof.Halit Çal -Osmanlı Devletinde Asarı Atika Nizamnameleri-Vakıflar dergisi XXVI. s.392-Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları-Ankara-1997/ Recep Yıldırım – Abdullah Martal, “Osmanlı Yönetiminin Arkeolojik Eserler Bakış Açısı”, XIII. Tarih Kongresi, Cilt. III, Kısım, II, TTK. Ankara, 2002)/Yaşar Yılmaz, Anadolu’nun Gözyaşları-Anadolu -Kültürel Girişimcilik Yayınları-2021)