Madem ölüm var öyleyse kahraman gibi yaşa
Balzac.
Şükrü Erbaş'ın, "Sitem Taşları" kitabıdan
Balzac'tan esinlenerek; madem ölüm var
Sefa Taşkın gibi yaşa diyesim var
Sefa Taşkın, Bergama belediye başkanı iken, siyanürcü madene karşı Bergama halkını örgütleyen kişidir. Madencilerle davası halen sürüyor.
Gene Sefa Taşkın, Türkiye'den kaçırılan tarihi eserlerin peşinde. Bir kısmını getirdi bile
Sefa Taşkın, çalışması ile bize ve yöneticilerimize, yaşadığımız toprakların mülk değil, vatan olduğunu anlatıyor aslında
Ne demek istiyorum;
Bornova belediyesinin düzenlediği bir söyleşisi varmış, incelik gostermiş, benide davet etmiş.
Teşekkür ediyorum.
Bu tür panelleri, söyleşileri kaçırmamaya çalışırım. Çünkü bunlar hazır yemek gibidir. Konuşmacı o konuda onlarca kitap okumuş, özümsemiş, sindirmiş ve önüne "hazır lop" koyuyor. Al ye...
Sefa başkan çok güzel bir sunum yaptı. Çok teşekkürler
Emme, bir tarih öğrencisi olarak benim değerlendirmem farklı.
Ordada ifade etmeye çalıştım ama ne kadar anlatabildim...bilmiyorum.
Imdi
Osmanlıdan kalma alışkanlıkla biz yaşadığımız yeri Vatan değil,
mülk olarak görüyoruz. Mülk olarak görünce de keyfimize göre tasarruf hakkımız olduğunu düşünüyoruz.
Sıradan bir vatandaştan, Cumhurbaşkanına kadar...maalesef mantık bu!
Örnek
Babalar gibi satarım diyen Özal, verdimse ben verdim diyen Demirel, İnadına yapacağım diyen Erdoğan...bunlarda vatan kavramı, bilinci var mı?!
Tarihi eser kaçıran Almanı engelleyen Aydın valisine; Osmanlı mülkünde taş mı yoktur diyen 2. Abdulhamit'te vatan kavramı var mı?!
Bu kafa bize Osmanlıdan miras. çünkü ilk Türkler en azından atalarının mezarını vatan beller, asla düşmana vermezlerdi. Halende Anadolu'da bunun etkisini görürüz. Anamın babamın mezarı burada diyip köyünden ayrılmayanı duymuşsunuzdur. Osmanlida ise vatan yok, Osman ailesinin mülkü vardı.
Sayın başkan "Anadolunun 10 bin yıllık uygarlık tarihi var" dedi ve ekledi; 400 kuşak eder.
Orda da dedim; biz Anadolu'da bin yıldır varız. 40 kuşak eder. Eğer uygarlık bir zincirse, ki öyledir; 400 halkalı zincirin 40 halkası biz Oğuzlardan oluşuyor. Öyleyse Anadolu bizim ezeli vatanımız, kaçırılan o eserlerde atalarımızın mezar taşları, kemikleridir.
Atatürk, 15 yıllık kısa ömründe, üzerinde yaşadığımız Anadolu topraklarının mülkümüz değil, vatanımız olduğunu anlatmak, üzerinde yaşayan bizleri de millet yapmak için uğraştı. Türk Tarih kurumunu açtı, Türk Dil kurumunu açtı...
Emme ömrü kısa sürdü
Yerine gelenler ise Atatürk yerine Osmanlıyı takip etmeyi seçti...malesef!!
Şimdi Sefa Taşkın Atatürk'ün mücadelesini sürdürüyor. Bir taraftan, maden şirketlerinin vatan topraklarını siyanürle zehirlemesine karşı dururken, vatandaşı bu konuda uyarıp bilinclendirirken,
diğer taraftan
diyor ki; bir biçimde topraklarımızdan götürülen/çalınan o eserler atalarımızın mezar taşlarıdır, Vatanımızın bir parçasıdır. Bizi bu topraklara bağlayan bağlardır. Herkes, vatan bilinciyle hareket edip, o eserlerin geri getirilmesi için çaba sarf etmeli
Sefa Taşkın'ı takip edip, sözlerine kulak vermeli
Tabii bilhassa yöneticilerin