ERTAN YILDIZ
Önder Sav... Dönemim efsane CHP Genel Sekreteri...
Hakkında yazılanlardan çok daha fazlası CHP kulislerinde konuşulan isim...
Deniz Baykal'ın CHP Genel Başkanı olduğu dönemlerde "Karanlıklar Prensi", "Polit Büro Şefi", "2. Adam" vb. onlarca yakıştırmalarda bulunuluyordu...
Baykal, kaset kumpasından sonra evine kapanmış, CHP'de Genel Başkanlık arayışları da Önder Sav'ın kontrölünde yürüyordu...
Kılıçdaroğlu ve Sav, yeni Genel Başkan kim olacak sorusuna yanıt bulmak adına Baykal'ın evine gitmişler, yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından çıkışta Kılıçdaroğlu TV'lerin canlı yayınında "aday olmayacağım" demişti...
Tarihler 18 Mayıs 2010'nu gösteriyordu... Baykal'la görüşmesinin ardından aday olmayacağım diyen Kılıçdaroğlu, Önder Sav'la yaptığı uzun görüşmelerin ardından bu defa CHP Genel Başkanlığı'na aday olacağım diyordu...
Kılıçdaroğlu'nun adaylığının açıklanmasının ardından Önder Sav'dan o talihsiz açıklama geliyordu: "Deniz Baykal'la siyaseten yollarımız ayrıldı." (Pazarlamacı diliyle doğrudan satış!)
O Önder Sav gün içinde de açıklamalarını sürdürüyor ve Kılıçdaroğlu'nun aday olacağım demesini şöyle yorumluyordu: "Kılıçdaroğlu'nun adaylığı partilileri rahatlattı."
Kılıçdaroğlu'nun adaylık açıklamasının arkasında duran Sav, Baykal taraftarlarına da bayrak açarak hodri meydan diyordu: "Toplum bunları algılıyor. Ben de kurultaya kadar görevimin başındayım. Güçleri yetiyorsa Parti Meclisi'ni toplasınlar, hep beraber hesaplaşalım, beni görevden alsınlar."
Kılıçdaroğlu'nun aday olmasına 4 elle sıkı sıkı sarılan Önder Sav, 22 mayıs'ta yapılacak olan kurultay öncesi de partililere şunları söylüyordu: "Bu telaşın temelinde yaklaşan kurultayda yok olacaklarını görmeleri yatıyor. 'Üzüntüm, bu telaşa koskoca Deniz Baykal'ı alet etmeye kalkışmalarıdır. Ben, Sayın Baykal'ın bu oyuna gelmeyeceğine inanıyorum. Bu kurultayı ahenkli bir şekilde, CHP'ye yaraşır bir şekilde, belli çıtayı aşağı düşürmeden, birbirimizi severek, sayarak, omuz omuza, gönül gönüle yaşayacağımızı CHP ailesine yaraşır bir kurultay yapacağımıza inanıyorum." .
Kılıçdaroğlu: Yüzde 40'la iktidar olacağız
Adaylığını önceki gece (16 Mayıs) Sav'la konuştuktan sonra kesinleştirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu "Deniz Baykal'dan her konuda yararlanmaya devam edeceğiz. Kendisinin siyasetteki duruşu, kişiliği, birikimi bize yol gösterecek. Sıkıştığım zaman mutlaka Deniz Bey'i arayıp danışacağım. Hatta referandum ve seçim meydanlarına birlikte ineriz. Kendisinin özel olarak bir onursal genel başkanlık payesine ihtiyacı yok. Deniz Bey'e her zaman genel başkanımız olarak saygı duyacağız. Yüzde 40'la iktidar olacağız."
Partiyi gençleştireceklerini, tüzüğü demokratikleştireceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu "Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri Kürt sorunu. Tercihimiz sorunu, toplumun tüm duyarlı kesimleriyle birlikte ortak projeler geliştirerek çözmek. Her siyasi partinin görüşleri bu noktada önemlidir. Ancak şahsen BDP'nin bölge partisi olmaktan hızla çıkıp Türkiye partisine dönüşmesini isterim" diye konuşmuştu.
Star gazetesinin manşetten verdiği haberde ise; Baykal'ın yakınlarına "Bu ihanet ve şeytan ittifakı. Önder partiyi bölecek bir adım attı, bana rağmen yaptı" dediği konuşuluyor.
Bilindiği üzere; 22 Mayıs'ta yapılan CHP'nin 33. olağan kurultayında Önder Sav, Kılıçdaroğlu'nun elini havaya kaldıran ilk insan oluyor; 1197 Delegenin 1189'nun oyunu alan Kemal Kılıçdaroğlu da CHP Genel Başkanı oluyordu...
Kemal Kılıçdaroğlu, "Mustafa Kemal’in, İnönü’nün, Bülent Ecevit’in, Deniz Baykal’ın koltuğunda oturacağım. Bu koltuğun zorluğunu biliyorum. Bu koltuğa oturanlar halkı için çalıştı, kendisi için değil. Bunu yapacağız" dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı olarak seçilmesinin ardından salonda yaptığı konuşmada "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğu" diyemediği gibi; ilk konuşmasında bile "Mustafa Kemal" diyordu...
Öncelikle CHP'deki meselenin adının konması gerektiğini düşünüyoruz... Meselenin adı kuşkusuz Genel Başkanlık... Hiç bir kimse de kıvırmadan sorunun Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olduğu biliniyor ve bizden daha çok CHP'de siyaset yapanlarda bunu biliyor...
Aklı selim herkes, Kılıçdaroğlu ile CHP'nin yürümediğini/yürüyemeyeceğini gördü ve anladı artık... Bu saatten sonra da sayın Kılıçdaroğlu ağzıyla kuş tutmaya kalksa nafile... Kurultayda da kaybetmemesi adına; Ağustos 2019 ayındaki yazımızdaki önerimizi tekrarlıyoruz: Sağlık nedenlerinden dolayı köşesine çekilebilir!
Bakın bu önerimiz kişisel falan falan değil... Kılıçdaroğlu'nun köşesine çekilmesi hem ülkemiz hem de kendisi adına çok yararlı olacaktır...
Peki, CHP'nin başında kalmasını gerektiren/gerektirecek herhangi bir gerekçe ortaya koyabilen varsa çıksın! Sayfalarımız sonuna kadar açık...
O zaman, köşesine çekilmesini gerektirecek GEREKÇELERİ bir başlarsak saymaya, her halde İzmir'den Ankara'ya köprü olur diye düşünüyoruz!
Hal böyle olunca; tıpış tıpış gitmeten gayrı geriye ne kalıyor?
Gelelim şimdi Önder Sav'ın sahne alma çıkışına...
Önder Bey'e öncelikle diyoruz ki: Günaydın birader!
Kemal Karataş'lar "Şato" dedi diye partiden atılırken;
Yılmaz Ateş'ler "FETÖ" dedi diye partiden atılırken;
Yıldıray Sapan'lar "TCK 235'te indirime hayır" dedi diye partiden atılırken;
Mehmet Sevigen'ler, "Parti içi demokrasilerde böyle şeyler olmaz" dedi diye partiden atılırken,
Çok saygıdeğer Önder Sav Bey nerelerdeydi?
Onlarca Atatürkçü, yüzlerce Devrimci, binlerce Solcu CHP'den atılırken, Önder Bey neden ağzını açıp iki çift eleştiri yapamadı?
Şimdi kalkmış Kılıçdaroğlu'nun dişine "hazır lokma" gördüğü Muharrem İnce'nin kurultayda elini kaldırmak için kolları sıvıyor! Siz 9 yıl olup bitenlere seyirci kalıp gıkınızı çıkarmayacaksınız; "saat 20:00'den sonra rahatsız etmeyin" diyen abinin elini kaldırmak için yeniden 2. Adamlığa soyunacaksınız!
Çok özür sayın Sav, hani sözlerine "Beni Önder Sav yetiştirdi" diye başlayan dangalak talebeleriniz(!) bile sizin peşinizden geleceğini düşünüyorsanız, yanılırsınız!
Sözde sizin yetiştirdiğinizi söyleyenler artık çakalların en önde gideni oldular, bu uyarı da bizden size olsun!
Önder Sav'ın Muharrem İnce ile yola çıkışını ve yeniden 2. Adamlık ütopyasını yerinde buluyor ve bu yaşta yeniden hakedeceği dersi alacağından dolayı da kuşkusuz üzüntü duyuyoruz!
Bakın, Kılıçdaroğlu'nun köşesine çekilmesi gerektiğini laf olsun, torba dolsun diye söylemiyoruz... Siyaset aynı zamanda "öngörü" sanatıdır... Satranç gibidir... Çok öncesinden gelecek hamleleri görüp, gardınızı alırsınız ve ona göre de hamlenizi yaparsınız... Kılıçdaroğlu sakın kızmasınlar ama, gelecek hamleleri göremediği gibi; Haziran'da gelecek olan hamlelerin altından nasıl çıkacağını da başlasın şimdiden düşünmeye deriz!
Yerel yönetimlerde olanları bizler bile görürken; sayın Kılıçdaroğlu'nun 10 yıldır neden görmemek için direndiğini de çözebilmiş değiliz!
Tekrar Önder Sav'ın Muharrem İnce adına yaptığı "kalın" çıkışa dönersek; ne Muharrem İnce'den ne de Önder Sav'dan bu partiye bu ülkeye bir fayda geleceğini düşünmüyoruz!
Bu yüzden de olası kurultayın da akşam 20:00'den sonra başlatılmasını öneriyoruz!
Neden mi?
Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı!
Not: 2018'de Tüzük'te yapılan değişiklikleri sanırım Önder Sav bizden daha iyi analiz etmiş, "Tek Adamlık" yolunun nasıl il Kongreleri'nde açıldığını da görmüştür diye düşünüyoruz... Hazır kollarını sıvamışken sayın Sav'a önerimiz, ilk önce 2018'deki Tek Adamlık yolunda yapılan Tüzük oyununu, devamında da sayın Kılıçdaroğlu'nun CBS'ne göre yeni hazırlattığı Tüzük hakkında partililerini bilgilendirmesi ve aydınlatması yönünde olacaktır...