ERTAN YILDIZ
Kemal Kılıçdaroğlu... CHP Genel Başkanı...
Sabah yazarı Ersin Ramoğlu, dün köşesinde yayımlanan yazısından;
"CHP'deki vatanperver Atatürkçüler bu tezgahı görmeli ve Kemal Kılıçdaroğlu'na 'dur' demelidir!
Sonra 'eyvah' para etmez!
Çünkü güzelim yurdum CHP'nin eliyle ABD ve İsrail'e pazarlanıyor!
ABD, Türkiye'yi teslim almaya yönelik operasyona 2013'te başladı.
FETÖ tek başına değildir.
Arkasında CIA ve MOSSAD var.
CHP'yi böyle ele geçirdiler.
Onur Öymen, Yılmaz Ateş, Yıldıray Sapan gibi vatanperver Atatürkçüleri partiden attılar.
Yerlerine Mehmet Bekaroğlu gibi Atatürk'e 'kefere' diyenler getirildi.
FETÖ, CHP'yi acayip dönüştürdü...
Mahrem görüntülerle asırlık partiyi esir aldı FETÖ şerefsizi!
Vatanperver Atatürkçüler içi boş bahanelerle partiden atıldı.
FETÖ, CHP'nin PKK ile işbirliğine giden yolunu böyle açtı.
Toplumu ayrıştıracak ne varsa yaptılar."
Malumunuz Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'a kurulan kaset kumpasının ardından CHP'nin başına geçti!
Daha doğrusu, kaset kumpasının ardından evine kapanan Baykal'ı dönemim CHP Genel Sekreteri Önder Sav'la birlikte evinde yaptıkları 1.5 saatlik görüşmenin ardından bu iş belli olmuştu!
Fakat, görüşme çıkışında TV kameralarına Kılıçdaroğlu'nun "Genel Başkanlığa aday değilim" dediğinden 3 ay öncesinde de İzmir ziyaretinde "Aday değilim" şakasını yapmış, CHP Genel Başkanlığı için yanıp tutuştuğunu gizlemeye çalışmıştı!!
Çünkü, Kemal Bey alınmasınlar ama, bugüne kadar ne dediyse tersi olamadı mı? Temsil, yolsuzlukların üzerine gittiğini medya makyajlarıyla 4-5 yıl bizlere yutturmadı mı? Her hafta TV programlarına çıkıp yolsuzlukların üzerine gittiğine yönelik şovlar yapmadı mı? Şov yapmadıysa; çıkın o zaman Kemal Bey'in 5 kuruşta olsa kamunun parasını kurtardığını ispat ediniz!
Kemal Bey "Genel Başkan adayı değilim" diyor, ne tesadüf aradan 3 ay geçiyor Genel Başkan oluveriyor! Bu defa aradan 3 yıl geçiyor, akrabası, hısmı ya da hemşerisi Gürsel Erol'un kuyruğu kısıyor, Ovacık Devlet Hastanesi ihalesine "fesat" karıştırmaktan TCK 235'ten 4.5 yıl hapis cezasına çarptırılıyor, taakkk TBMM'ye TCK 235'te indirime gidilme yasasını getiriyor ve Gürsel Erol başta olmak üzere; İsveç'teki firari Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven'de 4.4 yıl, Gürsel Tekin'de 2.7 yıl TCK 235'ten cezaevine girmekten kurtuluveriyorlar!
Peki, bu ve bunlara benzerleri kurtarmak için CHP'yi 6 ay kim çalıştırıyor?
Kemal Bey!
Hangi milletvekilleri karşı çıkıyor?
Yıldıray Sapan ve Nur Serter...
Peki, Sapan ve Serter neredeler şimdi?
Şimdi, işler bugünlerde çok karışmış görünüyor! Görünen ittifak ortağı İYİ Parti, CHP'nin görünmeyen ittifak ortağı HDP'den çok rahatsız! Hatta 13 İYİ Partili milletvekilinin istifa dilekçeleri cebinde dolaştığı kulislerde konuşuluyor...
Aslında; İYİ Parti-CHP ittifakı, bugün değil, yılbaşı öncesinde çatırdamaya başlamıştı! Ocak ayında da ilk meyvelerini veriyordu da Suriye'den sonra dünya ile birlikte gündemimiz "Korona"ya kilitlendiğinden, iç siyasetteki dalgalanmalar pek sezilemiyordu...
Fakat, ocak ayındaki masa gündemimizde İYİ Parti-MHP birleşmesi ile Kemal Bey'in Tunç Soyer'den rahatsızlık duyduğu hikayesini konuşuyorduk! Açıkçası, Kemal Bey'in Tunç Soyer'den rahatsızlık duyduğu bilgisini masaya getiren arkadaşa da "Sizi kandırmışlar. Kemal Bey tam tersi Tunç Bey'in belediyecilik anlayışından son derece memnunluk duyduğunu aksettirmek için rahatsızlık kelimesi kullanmış olmasın sakın" dedikten sonra 2015'te yazdığımız gibi; "Kemal Bey, İzmir'den milletvekili olmayı o gün de bugün de hak ediyor mu?" diye sorduğumuz sormuzu da masaya yatırıyorduk!
Yine soruyoruz; Kemal Bey, İzmir'den milletvekili olabilecek kadar ne yaptı da 2015 seçimlerinde yüzde ellisi önseçim soslu, yüzde ellisi fermuarlı listelerle girilen seçimde İzmir milletvekili seçildi?
Seçildikten bugüne İzmir için yaptığı bir şey var mı?
Yok!
Sadece ve sadece elle tutulur gözle görülür Özel Kalemi Tuncay Ceylan'ı Erkan Karaarslan konularında daha fazla gündeme gelip yıpramasın, konular küllensin diye Tunç Soyer'in yanına danışman olarak postaladı!
Aslında Tuncay Ceylan'ın Erkan Karaarslan repertuvarı o kadar zengin olmasaydı, bugün çoktan İzmir Büyükşehir Genel Sekreteri olmuştu! Yazın bir kenarıya; fırsatını bulmaya görsünler Tuncay Ceylan'ı Genel Sekreter yapmak için hazır beklemiyorlarsa...
Gelelim yeniden kaynayan kazan Y-CHP'ye...
Açıkçası, Kemal Bey'in Kurultay'ı görüp görmeyeceğinden Eylül 2019'da yazdığımız gibi, bugün daha da büyük şüphe duymaktayız!
Hala da Ağustos 2019 ayındaki önerimizin de arkasındayız: "Sağlık nedenlerinden dolayı CHP genel başkanlığından ayrılabilir!"
Yazımızda; 23 Haziran İstanbul yerel seçimlerinden sonra oluşan iklimin Kemal Bey'in Ekim ayı başı TBMM açılmadan ayrılması için çok uygun olduğunu belirtmiş bu fırsatı iyi değerlendirmesini önermiştik! Çünkü, işler bugün kü gibi sarpa sarmayacak, CHP'yi "stepne" durumuna düşürdüğünden dolayı da eleştirilmeyecekti!
Bakın, STEPNE kelimesini yazın bir kenarıya!
Kemal Bey bu hafta ya çıkar ya çıkmaz, aklını başını devşirmiş, sağlıklı düşünebilen mevcut CHP'li vekiller tarafından "Cumhuriyeti kuran Atatürk'ün partisini ittifak için stepne haline getirdiniz" şeklinde eleştirilmezse, buyurun İzmir Kordonu'na!
İşin daha vahim kısmı, Kemal Bey'in HDP ile kurduğu sözde görünmeyen, bilinmeyen ittifakı için Kürtlere verdiği tavizler! O tavizler başlarsa yarın yazılıp çizilmeye bakın siz ozaman sinemaya!
Görünen şekliyle; Kemal Bey paçasını HDP'ye çok fena kaptırmış görünüyor! İYİ Partinin de bundan böyle ittifak yapıp yapmayacağı meçhule düştü! Görünmeyen sözde bilinmeyen CHP-HDP ittifakından da İYİ Parti son derece rahatsız ve Meral Hanım da parti içindeki dalgalanmaları zor dizginleyebiliyor!
Yukarıda da belirttiğimiz gibi; MHP-İYİ Parti birleşmesi yakında gündeme gelirse şaşırmayınız!
Burada; Cem Uzan'ı atlamayalım!
Eylül-Ekim 2020 ayında siyaset sahnesinde yeniden ve kesin olarak Genç Parti ile yerini alıyor!
Uzan, bu defa daha farklı bir strateji ile siyaset sahnesinde yerini alacak ve Ali Babacan'ın ve Ahmet Davutoğlu'nun partilerini ilk seçimlerde tabela partisine dönüştürmeyi planlıyor ve merkez sağdan topa girerek CHP küskünleri içinde son sürat hazırlıklarını sürdürüyor! Bugünden bunları söylersek, en azından yarın yazacaklarımızın su basman katını bugünden atmış oluruz diye düşünüyoruz!
"İttifakların bir sonraki seçimde aynı kombinasyonda seçime gireceğinin garantisi yok" Bu sözler bugün CHP'li Engin Altay tarafından TBMM'de düzenlediği basın toplantısında söylendi... Anladığımız kadarıyla CHP'li Altay, CHP Genel Merkezi'nin bugünden yarın olacakların antremanına başladığını ifade etmeye çalışıyor! Aklı sıra yarın ittifak bittiğinde zeytin yağı gibi bugünden üste çıkmanın zeminini hazırladığını sanıyor! Altay'ın ""İttifakların bir sonraki seçimde aynı kombinasyonda seçime gireceğinin garantisi yok" lafının kesinlikle patentinin kendisine ait olduğunu düşünmüyoruz! Buram buram Aşiret Kurnazlığı ve Kemal Bey kokuyor!
Kemal Bey'in izni olmadan kalkacaksın ittifak konusunda fikrini açıklayacaksın!
Yok böyle bir anlayış Y-CHP'de!
Düşünün bu sözleri kendilerine muhalif belledikleri Atatürk'çü Yurtsever birisi söylemiş olsun... Akşamdan sabaha partiden atılmaz mı? Aslanlar gibi atarlardı!
Peki, bu gelişmelerden ve korona sonrasında Kemal Bey'in yeri şurasıdır diyebiliyor musunuz? Ya da Kemal Bey'de ülkeyi yönetebilecek bir ışık görebiliyor musunuz? Yahu o ışık olsaydı ayağına gelmiş iki şansı Ekmeledin'le, Muharrem'le teper miydi? Kemal Bey'de "ben bu ülkeyi yöneteceğim iddiasının" zerresi olsaydı, o kadar salak değiliz herhalde 10 yıl içinde görmüş olurduk!
Ve Anadolu insanı yiğidi öldür hakkını yeme der; bizde şunu bilir şunu savunuruz... Kemal Bey'in üstüne CHP'de milletvekili ve belediye başkan adayı yazma işinde başka bir usta ne çıkar ne de çıkacaktır da...
Kemal Bey'in siyasetçi olarak tarihte yer alacağını düşünmüyoruz ama, aday yazma uzmanlığında dünyada tek olduğunu iddia edebiliriz!
İşin bu kısmında da eline su dökecek adam bundan böyle zor çıkacağına göre; tıpış tıpış değil ama, ekibiyle birlikte tırıs tırıs gidiverse hoş olmaz mı?
Analiz yazılarımız devam edecek...