ÖZEL
Hilmi Erbaş... Didim Ticaret Odası Başkanı... Harita Mühendisi... Meslek icabı Didim'in emlak yapısını karış karış, santim santim bilenlerin başında geliyor...
Hilmi Erbaş, 12 Şubat 2019 tarihinde emniyet güçlerinin 3 dalga yaptıkları "Hazine arazilerinin talanı" operasyonu çerçevesinde; 1. dalgada sabaha karşı evinden alınmış, 3 günlük gözaltı ve sorgusundan sonra mahkemeye çıkarılmış ve adli kontrol şartıyla salıverilmişti... Erbaş ve operasyonlar çerçevesinde gözaltına alınan ve tutuklanan şüphelilerin yargılanmalarına yeni yılda başlanılması bekleniliyor...
Hilmi Erbaş, aynı zamanda Didim'de Ak Parti saflarında siyaset yapan da bir kişiliktir... 2014 yerel seçimleri arefesine kadar Ak Parti Didim İlçe Başkanlığı görevini de yürütüyordu... 2014 Yerel seçimlerinde Ak Parti'nin adayı Ufuk Döver olmuştu... Ufuk Döver, aynı zamanda Erbaş gibi Harita Mühendisi... Kader onların yollarını 2014 seçimleri arefesinde ayırmış olsa da; Hazine Arazilerinin Talanı Operasyonu'nda yeniden birleştiriyordu!
Peki, düğün değil dernek değil, eniştem beni niye öptü kıvamında 2014 seçimleri arefesinde Hilmi Erbaş neden Ak Parti İlçe Başkanlığı'ndan istifa etti?
Erbaş, meslektaşı Ak Parti Didim Belediye Başkan adayı Ufuk Döver'i neden yerel seçimler arefesinde yüz üstü bırakıyordu? Döver'in adaylığının açıklanacağını bilmiyor muydu?
Neden istifa açıklamasında "Kefil değilim" kelimelerini kullanmıştı Hilmi Erbaş?
Ne oldu da bir anda Hilmi Erbaş Ak Parti İlçe Başkanlığından istifa etmiş ve aynı zamanda meslektaşı, partidaşı Ufuk Döver'i yalnız bırakıvermişti?
Siyasi şekliyle istifayı ele aldığınızda; Hilmi Erbaş'ın seçim arefesinde istifa etmesini, düpe düz "partisine kazık atmış" diye düşünebilir siniz!
Hilmi Erbaş'ın istifa etmesinin ardından rotasını henüz CHP'den adaylığı düşmemiş dönemin Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı'ya doğru çevirmesi, TESADÜF OLABİLİR MİYDİ?
Peki, gerçekten bu istifanın altında yatan nedir?
Rant mıdır?
İmar rantı mıdır?
İşte bu tesadüfler zincirinin izini sürerken; Hilmi Erbaş ve Mustafa Demirbaş'ın Akbük'teki yüzlerce dönümlük TARLALARININ dönemim Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı tarafından "Son Dakika" golüyle nasıl imara açıldığı karşımıza çıkıverdi!
Hilmi Erbaş, tek imzaya kalan Akbük'te imara açılacak olan yüzlerce dönüm tarlası için mi partisinden istifa edip Belediye Başkan adayını da yüz üstü bırakmıştı? (Mustafa Demirbaş'ın da tarlaları bu istifanın meyvesi olarak mı imara açılmıştı?)
Bunları yeni yılın ikinci günü yazmıştık...
Fotoğraf kaynağı: İHA
Tarlaları köylülerden alıyorlar!.. (İmara açılmaz diye!)
Kimler alıyor?
Mustafa Demirbaş ve Hilmi Erbaş...
Hilmi Erbaş o dönemler iktidar partisi Ak Parti Didim İlçe Başkanıdır...
Mustafa Demirbaş, Akbük Belediyesinin CHP'li Meclis Üyesidir...
Arazilerin alınmadan önceki devletteki niteliği: Tarım Nitelikli Koruma (TNK)
Fakat, ne hikmetse Erçin Sandalcı'nın Akbük Belediye Başkanı,
Mümin Kamacı'nın Didim Belediye Başkanı olduğu dönemde araziler TNK niteliğini yitiriveriyor ve İMARA AÇILIYOR!
Hani gökten halka düşecersine; halkalar bu iki girişimci Hilmi Erbaş ve Mustafa Demirbaş'ın kafalarına düşüveriyor! (Köylünün elinden üç kuruşa tarları al ondan sonra Talih Kuşu gelsin başına konsun!)
Mustafa Demirbaş'ın mahdumu ne yazmıştı 31 Aralık'ı Adliyede geçirdiğini itiraf ettiği sosyal medya paylaşlımında "İstihdam yaratan bir aileyiz!"
Peki, Mustafa Demirbaş'ın mahdumu, köylüden aldıkları tarlalarının (TNK) "kılçıksız" imara açılmasına katkısı olan Ankaralı Haritacı'nın imzasını kast etmiş olmasın sakın???!!!
Hilmi Demirbaş'ın bu arazilerin imara açılmasına bir "imza"ya kalma aşamasında; Ak Parti İlçe Başkanlığı'ndan hem de dönemim Ak Parti Didim Belediye Başkanı adayı Ufuk Döver'e "kefil değilim" kelimesini de kullanarak "döve döve" istifa etmesinin perde arkasında, bu iki CHP'li Akbük ve Didim Belediye Başkanlarının "imza atamayız dayatması" olabilir mi?
Ya da ne karşılığında devletin arazileri görmezden gelinip bu kişilerin tarlaları/arazileri nokta atışı gibi imara açılmıştır?
Bu iki belediye başkanı bu işten maddi menfaat elde etmişler midir?
Yahu, bu ülkede kaç vatandaşın böylesine köylüden "ölmüş eşek" fiyatına aldıkları tarlaların başına İMAR KUŞU konmuştur?
Doğduğu günden beri iki yakasını bir araya getiremeyen köylünün tarlası üzerinden bu nasıl bir RANT elde etme oyunu/operasyonudur?
Dönemim belediye başkanlarının Sandalcı ve Kamacı'nın bu kadar "saf" olduklarını düşünecek kadar saf mıyız?
Peki, Didim'de yaşayan lafa geldi mi dürüstlük adına "Biz Munzur çayının suyunu içtik, yıkandık" diye kendini tanıtan Tuncelili CHP Aydın MV Hüseyin Yıldız, Didim'de dönem imar dolaplarından haberi yok mudur?
MV Yıldız, Hilmi Erbaş'ın "Hazine arazileri talanı" dosyasının 1. şüphelisi olarak emniyet güçlerinin 12 Şubat 2019 sabahı yapılan operasyonda evinden alındığını, 3 gün gözaltında sorguda kaldıktan sonra çıkarıldığı mahkemece ADLİ KONTROL ŞARTI ile salıverildiğinden haberi yok mudur?
O zaman bu fotoğraf neyin nesi?
CHP Aydın MV Yıldız, yoksa Milletvekili sıfatından sıkıldı da Hilmi Erbaş'a "PR Danışamanı" mı oldu?
Olmadıysa; bu fotoğraflar neyin nesi?
Bu nasıl mihmandarlıktır?
Hemşerisi CHP Genel Başkanına nasıl bir sunumdur?
Peki, Aydın MV Yıldız'ı Munzur çayında değil de; Niagara şelalesinde yıkasak, Didim Adliyesi'ndeki "NİTELİKLİLİ" dava dosyalarından PAKLANIR mı?
Ne demiş Anadolu inasın: "Klavuzu karga olanın burnu b.ktan kurtulmaz!"
Görebiliyor musunuz Didim Heyetinin "Baş"ını ve "Baş" mihmadarını!
İyi ki CHP MV Hüseyin Yıldız, menleketinden falan MV değil, Aydın'dan MV ve Didim'de yaşıyor!
Düşüne biliyor musunuz mutluluğun karelerini ve mutlu insanları!
Peki, Kemal Bey'in okur/yazar bir danışmanı yok mudur? Bu kadar ucuz mudur poz vermek?
Ya iktidar da olsalar!
Bakın o zaman sinemaya!
Tekrar tarla filozoflarına dönersek;
Soruyoruz;
Devletin/Köylünün tarlalarının böylesine birilerinin RANT AŞKINA talan edilmesine kim dur diyecek?
O zaman bu işin içinde ADALET var mıdır?
Adalet Yürüyüşü'nün "ADALET GÖREVLİSİ" Aydın MV Yıldız'a soruyoruz; Akbük'teki bu İMAR ADALETSİZLİĞİNİ Belediye Başkanınız Deniz Atabay'la birlikte omuz omuza verip ADALETE taşıyacak mısınız? Hesap soracak mısınız?
Boş verin bu "Biz Munzur çayında yıkandık" laflarınızı da DEVLETİMİZİN ve DİDİM'İN BEKASI için bu İMAR RANTINI yargıya taşıyacak mısınız? ondan haber veriniz!
Akbük imar rantını yargıya taşıdığınız gün, inanın Google bile tişortunuzun üzerinizde yazanlara inanmış olacaktır: ADALET GÖREVLİSİ!
Not: Bu İmar Rantında neler döndüğü konusunda muhataplarından açıklama bekliyoruz!
E posta: gundemotuzbes35@outlook.com
Bizi izlemeye devam ediniz...