CESAMİN ÖZKAN
TUNCAY ÖZKAN'IN İZMİR BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARI İLE ÇATIŞMA HALİ MEĞERSE KRONİK BİR RAHATSIZLIKMIŞ.
İzmir Cumhuriyetçi Atatürk'çü özelliği ile bazı uyanık siyasiler tarafından çıkar devşirme alanı olarak görülmekte. Bunuda yerel yönetim alanlarını kendi düşüncelerine göre çeviren kişileri belediye başkanı yaparak sağlama temelinde yapmaktadırlar.
Tuncay Özkan bu listenin başında yer alırken Veli Ağbaba onun arkasından gelen ikinci isimdir. Elbette bunları izleyen diğerleride bulunmaktadır.
Tuncay Özkan Fetö güçlerine vakti zamanında bir tv kanalı kurup satmakla tescilli biridir. Veli Ağbaba ise kendi ili Malatya'da CHP'ye güç katmayı bırakın sürekli güç kaybettirmek ile tescilli birisidir. Zaten arada sergilediği kürsü şovmenlığinin dışında partiye katmış olduğu somut bir faydası da yoktur. Tam tersine tutum ve davranışları ile artık partililer nezdinde olumlu bulunmayan bir isimdir. Nitekim aslan yattığı yerden belli olur öyle değilmi ?...
Bu iki isim İzmir'de belediye başkan adaylarının belirlenmesindeki ilginç tutumları ile ozellikle dikkat çekmişlerdir. Sağcı ve rantçı olan, hatta bu nedenle mahkemelerimizde bir kaç kez hüküm giymiş olan, yani adli sicili bozuk kişilerin dahi olduğu isimlerin metazori yöntemlerle belediye başkanlıklarına taşınmasında etkili olmuşlardır. Genel başkanı bu anlamda sürekli yanıltarak yanlış isimleri bizzati dikte etmişlerdir.
En somut örnek ile Narlıdere'nin dört dönem görevde tuttukları DYP'den devşirme, CHP karşıtlığı ile tescilli, sağcı ve rantçı yanından kaynaklı olarak yerel mahkemelerden iki kez hüküm giyen Abdül Batur, Veli Ağbaba'nın öncülüğünde Konak ilçeye başkan yapılmıştır. Güzelbahçe, Karaburun, Buca, Karabağlar vs.bu muhterem iki ismin İzmir ve CHP lilere dayatmış oldukları örneklerdir.
Ey Tuncay Özkan, eyyy Veli Ağbaba sizler bu güzel kente layık olabilirmisiniz acaba ?. Bunu hiç mi düşünmedinizde sürekli İzmir'liyi cepte keklik gördünüz. Her ikinizde siyasi ikballeriniz için bence Izmir'de, hatta CHP'de artık hesap içerisinde olmayınız. Çünkü hem CHP' ye hemde izmir'e fazlasıyla zarar vermiş oldunuz.
Buradan Utku Gümrükçü'yü tenzil ederim. Parti tabanının onayladığı, örgütten gelen örgütçü bir isimdir o. Ve Utku Gümrükçü Tuncay Özkan olmadanda Çiğli adayı olur idi. Velevki onun adaylığı Tuncay Özkan'ın katkısı ilede olsa Utku'nun kimseye diyet borcu yoktur. Tuncay yokken Utku bu partide fazlasıyla var idi. Bu nedenle Utku Gümrükçü Tuncay Özkan'a mecbur olmadığını kendi gücü ve kişiliği ile kanıtlayacaktır.
Şimdi ise Tunç SOYER ile Tuncay Özkan arasında bir sonraki dönem için başkanlık çekişmesinden bahsediliyor. Eğer taraf olunacak ise kendisini CHP'li hisseden biri Tuncay Özkan'ın yanında yer almaz çünkü sürekli belirttiğim gibi adamın CHP' li oluşu bile tartışılır.
Yinede varsa eğer böyle bir yarış veya mücadele, şimdiden Tunç SOYER' i kutlamış olayım. Hem CHP'li kimliği ile hemde vizyon vede misyonu ile elbetteki zaferin sahibi olmaya layıktır.
Tunç SOYER, bu güne kadar Tuncay Özkan'ın dayatmaları ile büyükşehir kurmay kadrosunu oluşturmasındaki aksaklıkları en kısa zamanda gidererek, sayın başkanın kendi vizyon vede misyonu ile uyumlu bir yapıya kavuşturması gereklidir. Bununda sayın başkan tarafından en kısa zamanda hayata geçebileceğine inancım tamdır. Kendisinin ve büyük şehir belediyesinin, vede top yekün Izmir'in başarısı içinde buna zaten mecburdur.
Şu çok nettir ki Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Tunç SOYER, bu tür genel başkan yardımcılarının çıkar odaklı girişimlerinden korunmalıdır. Hatta bana kalırsa bu tip kişilerin büyük şehir ve diğer ilçe belediye binalarına girişleri önlenmelidir. Nasıl ki Eskişehir'e hiç uğramıyorlar, buralarada uğramamaları sağlanmalıdır. Bu isimlerin güç devşirme hamleleride görüldüğü yerde ezilmelidir. Başkanlar başarılı bir performans için rahat bırakılmalıdırlar, çünkü ülkemizin içinde bulunduğu durumdan dolayı onların başarılı olmaları zorunludur.
Herkes parti başarısı için kendisine verilmiş olan alan ne ise onunla ilgili olan işine gücüne bakmalı ve o verilen görevi hakkınca yerine getirmelidirler... Tuncay Özkan ve Veli Ağbaba siz yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı değilsiniz ama maşallah bu alanı kimseye bırakmıyorsunuz. Bence bu tür işleri bırakın ve boş zamanlarınızda dil öğrenin. Birde George Politzer'in Felsefenin başlangıç ve Felsefenin Temel ilkeleri adlı iki eserini baş ucunuzda bulundurun. Geçte olsa buluşmanız yararlı olacaktır.
Bu gün, Türkiye Cumhuriyetinin İçerisinde bulunduğu son derece kritik durumdan çıkması adına AKP içerisinden yine onun türevleri olan Ali Babacan'lı, Ahmet Davutoğlu menşeili çözümler çıkabiliyorsa işte bunda bu tür genel başkan yardımcılarının ciddi anlamda tuzu bulunmaktadır. Çünkü paryi örgütünü içten içe çürütmek adına, kendilerine bulaştırılan sağcı rantçı virüs için taşıyıcı görev üstlenmişlerdir.