İZMİR (İHA) - İzmir'de yaşanan kuraklık ve pandemi döneminde su kullanımının artması sebebiyle barajlarda düşen su seviyeleri, geçtiğimiz haftalarda yağan yağmurlarla yeniden yükselişe geçti. Kentin önemli su kaynaklarından Tahtalı Barajı'nda su seviyesinin yüzde 34'lerden yüzde 41'lere çıktığını söyleyen İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Aysel Özkan, yaşanan artışların rahatlamaya yol açmadan su tasarrufu yapılmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi. Özkan, pandemide su tüketiminin artması için ise "aşırı tüketim daha fazla hijyen anlamına gelmez" dedi.
Pandemi döneminde su kullanımının artması ve yaşanan kuraklık, tüm Türkiye'de olduğu gibi İzmir'deki barajlarda da su seviyesinde azalma yaşanmasına neden olmuştu. Kritik seviyelere düşen su seviyeleri sebebiyle, İzmirlilere su tasarrufu uyarısı yapılmaya başlanmıştı. Geçtiğimiz hafta etkili olan şiddetli sağanak yağışlar, barajlardaki doluluk oranını artırdı. İzmir'in en önemli su kaynaklarından biri olan Tahtalı Barajı'nda yüzde 34'lere kadar düşen su seviyesi, son yağışlarla beraber yüzde 41,5'e kadar çıktı.
"Böyle giderse hepimiz için iyi olacak"
Konuyla ilgili konuşan İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürü Aysel Özkan, “Hem barajlarımızdaki su miktarımız düşüyor hem de doğal olarak yeraltı sularımız azalıyor. Yeraltı suları yeterince kar ve yağmur yağmadığından ötürü beslenemiyor. Son yağmurlar biraz can suyu oldu. En önemli su kaynaklarımızdan olan Tahtalı barajında su seviyesi yüzde 34'lere kadar düşmüştü. Bu yağmurlar sonucunda ise yüzde 41,5'lere çıktı. Çeşme için çok önemli olan Kutlu Aktaş Barajı'nın da su seviyesi oldukça yükseldi. Yağmurların bir yararı var, eğer böyle devam ederse hepimiz için iyi olacak” dedi.
Baraj seviyelerindeki artış su tasarrufunu engellememeli
Barajlarda su seviyelerinin artışa geçmesinin rahatlamaya yol açmaması gerektiğini söyleyen Aysel Özkan, "Hepimize düşen görevler var. Sakın 'ben ne yapabilirim ki' diye düşünmeyin. Su tasarrufuna dikkat edecek şekilde hareket etmemiz lazım. Duş süresini kısaltabiliriz, dişimizi fırçalarken veya yüzümüzü yıkarken süreyi kısaltabiliriz, musluklarımızı açık bırakmayabiliriz, balkonları ve arabaları yıkamak yerine silebiliriz. Bahçemizde mutlaka damla sulama yöntemini kullanmalıyız. Ve mutlaka serin saatlerde; yani akşam saatlerinde veya sabah çok erken saatlerde, sıcaklığın düşük olduğu zamanlarda bahçemizi sulamalıyız. Hepimiz bahçelerimizde veya tarlalarımızda yağmur suyunu biriktirip sulamada kullanabiliriz. Sanayiciler ise mümkünse ve eğer uygunsa geri kazanılmış su kullanabilir. İklim değişikliğine karşı hepimiz bir şeyler yapabiliriz” diye konuştu.
“Aşırı tüketim daha fazla hijyen anlamına gelmez”
Son olarak pandemi döneminde insanların hijyeni sağlamak adına daha fazla su tüketimi yaptığını söyleyen Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm dünyada olduğu gibi İzmir’de de insanlar hijyen kaygısı ile daha fazla su tüketiyorlar. Maske, mesafe ve hijyene dikkat ederek biz bu pandemi sürecinden kurtulabiliriz. Ama bu hijyeni sağlarken aşırı su tüketimi temizlik anlamına gelmez. Yeterli su tüketimi, yeterli süre içinde el yıkama, yeterli süre içinde meyve ve sebzelerimizi yıkama, yeterli su ile evimizi temizleme gibi durumlarda yeterli süre ve su tüketimi hijyeni sağlar. Aşırı tüketim daha fazla hijyen anlamına gelmez."
Pandemi döneminde su kullanımının artması ve yaşanan kuraklık, tüm Türkiye'de olduğu gibi İzmir'deki barajlarda da su seviyesinde azalma yaşanmasına neden olmuştu. Kritik seviyelere düşen su seviyeleri sebebiyle, İzmirlilere su tasarrufu uyarısı yapılmaya başlanmıştı. Geçtiğimiz hafta etkili olan şiddetli sağanak yağışlar, barajlardaki doluluk oranını artırdı. İzmir'in en önemli su kaynaklarından biri olan Tahtalı Barajı'nda yüzde 34'lere kadar düşen su seviyesi, son yağışlarla beraber yüzde 41,5'e kadar çıktı.
"Böyle giderse hepimiz için iyi olacak"
Konuyla ilgili konuşan İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürü Aysel Özkan, “Hem barajlarımızdaki su miktarımız düşüyor hem de doğal olarak yeraltı sularımız azalıyor. Yeraltı suları yeterince kar ve yağmur yağmadığından ötürü beslenemiyor. Son yağmurlar biraz can suyu oldu. En önemli su kaynaklarımızdan olan Tahtalı barajında su seviyesi yüzde 34'lere kadar düşmüştü. Bu yağmurlar sonucunda ise yüzde 41,5'lere çıktı. Çeşme için çok önemli olan Kutlu Aktaş Barajı'nın da su seviyesi oldukça yükseldi. Yağmurların bir yararı var, eğer böyle devam ederse hepimiz için iyi olacak” dedi.
Baraj seviyelerindeki artış su tasarrufunu engellememeli
Barajlarda su seviyelerinin artışa geçmesinin rahatlamaya yol açmaması gerektiğini söyleyen Aysel Özkan, "Hepimize düşen görevler var. Sakın 'ben ne yapabilirim ki' diye düşünmeyin. Su tasarrufuna dikkat edecek şekilde hareket etmemiz lazım. Duş süresini kısaltabiliriz, dişimizi fırçalarken veya yüzümüzü yıkarken süreyi kısaltabiliriz, musluklarımızı açık bırakmayabiliriz, balkonları ve arabaları yıkamak yerine silebiliriz. Bahçemizde mutlaka damla sulama yöntemini kullanmalıyız. Ve mutlaka serin saatlerde; yani akşam saatlerinde veya sabah çok erken saatlerde, sıcaklığın düşük olduğu zamanlarda bahçemizi sulamalıyız. Hepimiz bahçelerimizde veya tarlalarımızda yağmur suyunu biriktirip sulamada kullanabiliriz. Sanayiciler ise mümkünse ve eğer uygunsa geri kazanılmış su kullanabilir. İklim değişikliğine karşı hepimiz bir şeyler yapabiliriz” diye konuştu.
“Aşırı tüketim daha fazla hijyen anlamına gelmez”
Son olarak pandemi döneminde insanların hijyeni sağlamak adına daha fazla su tüketimi yaptığını söyleyen Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm dünyada olduğu gibi İzmir’de de insanlar hijyen kaygısı ile daha fazla su tüketiyorlar. Maske, mesafe ve hijyene dikkat ederek biz bu pandemi sürecinden kurtulabiliriz. Ama bu hijyeni sağlarken aşırı su tüketimi temizlik anlamına gelmez. Yeterli su tüketimi, yeterli süre içinde el yıkama, yeterli süre içinde meyve ve sebzelerimizi yıkama, yeterli su ile evimizi temizleme gibi durumlarda yeterli süre ve su tüketimi hijyeni sağlar. Aşırı tüketim daha fazla hijyen anlamına gelmez."