Deniz Baykal'a kurulan kaset kumpasının ardından CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu, medya ziyaretlerine başlamış, 22 Mayıs'ta yapılan CHP'nin 33. Olağan Kurultay'ında da CHP Genel Başkanı seçilmişti...
Kılıçdaroğlu, 18 Mayıs 2010 tarihinde Hürriyet gazetesi Ankara Temsilciliğini ziyaret ediyor ve ziyaret haberi aynen aşığıdaki gibi Hürriyet gazetesi internet sitesinde yer alıyor:
Yüzde 40’la iktidar olacağız
CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet’in Ankara Bürosu’nu ziyaret etti ve manifesto niteliği taşıyan hedeflerini, “Genel seçimlerde en az yüzde 40’la tek başımıza iktidarız. Yalnızca CHP Genel Başkanlığı’na değil ülkenin başbakanlığına adayım” diye özetledi.
Kılıçdaroğlu, Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Metehan Demir, Temsilci Yardımcısı Uğur Ergan ve CHP Muhabiri Okan Konuralp’e yol haritasının detaylarını şöyle anlattı:
İlk mesaj Baykal’a
Sayın Deniz Baykal’dan her konuda yararlanmaya devam edeceğiz. Kendisinin siyasetteki duruşu, kişiliği, birikimi bize yol gösterecek. Sıkıştığım zaman mutlaka Deniz Bey’i arayıp danışacağım. Hatta referandum ve seçim meydanlarına birlikte ineriz. Kendisinin özel olarak bir onursal genel başkanlık payesine ihtiyacı yok. Deniz Bey’e her zaman genel başkanımız olarak saygı duyacağız.
Ailem pek istemedi
Ailem bu süreçte çok mutlu değil açıkçası. Eşim Selvi Hanım’a kalsa hiç bu işe bulaşmamalıydım. Siyaseti evin içine sokmamaya özen gösteriyorduk. Kızlarım aradı, oğlum da normal yaşamını değiştirmeyi doğru bulmayarak, daha önce planladığı gibi rock grubuyla Ankara dışına çıkmayı tercih etti. Ancak her şeye rağmen aldığım kararda arkamda olduklarını vurguladılar. Ailemden aldığım desteğe özellikle teşekkür ediyorum.
Önder Sav faktörü
Akrabalarımın, partililerimizin, partili olmayıp ne yapacağımı merak eden binlerce kişinin özellikle pazar günü artan baskısı ve yaptığım diğer temaslar bu kararı almama neden oldu. Bu noktada Sayın Önder Sav’ın desteği beni fazlasıyla sevindirdi. Pazar akşamı Önder Bey’le son kez görüşerek kesin kararımı verdim. Yürüyüşe başladım.
Adaylık sürecinde hiçbir pazarlığın içinde olmadım. Adaylığımı il başkanlarının öncesinde açıklamam, onlara genel başkan adaylığı konusunda bir alternatif sunmak amacını taşıyordu. Adaylığımı açıklayınca rahatladım. Nesrin Baytok’un istifasıyla ilgili bir durum yok. Partimizin milletvekilidir ve böyle kalmaya da devam edecektir umarım.
Parti gençleşecek
Ankara’da geçirilecek günler azalacak. Anadolu’nun her bölgesini gezeceğiz. CHP’nin neden halkın partisi olması gerektiğini anlatacağız. Kadın ve gençlik kollarını daha aktif çalışacak şekilde revize edeceğiz. Tüm Türkiye’ye yayılmış, bölgesel dengesizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan, işsizliği yenmeyi öncelikli hedef gören bir CHP olacağız. Parti gençleşecek, tüzük demokratikleşecek. Seçim sürecine projelerimizle gireceğiz; üreten bir Türkiye yaratacağız. Kurultayın ardından CHP’yi seçim atmosferine sokacağız. AKP hükümetine, bakanlıklarına yönelik özel çalışma grupları oluşturacağız. Yolsuzluklara karşı mücadelemiz sürecek.
Erdoğan’ı küçültür
Sayın Başbakan’a yönelik hayal kırıklığım, Sayın Baykal’la ilgili son açıklamalarından sonra daha da derinleşti. Hiçbir başbakan, özel hayattan medet uman bir pozisyona girmemeli. Çünkü bunlar başbakanları küçültür. Sanayicilerimiz, işadamlarımız 21. yüzyılın kamu görevlileridir. Üretiyorlar, istihdam yaratıyorlar. Kendi iç dinamikleriyle gelişecek ekonomik yapı içinde işadamlarımızın, sanayicilerimizin önündeki engelleri kaldıracağız. Bu noktada iktidarın ihracat bağlamında geliştirdiği yurtdışı ilişkileri ve bağlantıları doğru buluyorum.
Dış politikamızın AB perspektifli yaklaşımlarını sürdüreceğiz. Ancak, Rusya-Hindistan-Çin ekseninde gelişen yeni bölgesel örgütlenmeyi gözardı etmemek gerekir. AB ideallerinden ayrılmadan, çevremizdeki diğer gelişmeleri de yakından izlemeliyiz.
Alevi tartışmaları
İnançlarımızı, siyasete kesinlikle karıştırmamalıyız. İnsanları inançlarıyla değil, sorunları ve sorumluluklarıyla değerlendirmeliyiz. Biz de bu doğrultuda siyaset yapacağız. İnançlarımızı siyasetin kulvarına sokmadan, ülkemizin en temel, en önemli problemlerini vakit geçirmeden çözmeliyiz.
Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri Kürt sorunu. Tercihimiz sorunu, toplumun tüm duyarlı kesimleriyle birlikte ortak projeler geliştirerek çözmek. Her siyasi partinin görüşleri bu noktada önemlidir. Ancak şahsen BDP’nin bölge partisi olmaktan hızla çıkıp Türkiye partisine dönüşmesini isterim.
Kurultay çözecek
Kılıçdaroğlu daha sonra Meclis’te soruları yanıtlarken şunları söyledi: “CHP’nin bölüneceğine inanmıyorum. Farklı düşünceler olabilir ama bu bölünme sürecini getirmez. MYK’nın açıklamasını doğal ve saygıyla karşılamak lazım. Bu işin mihenk taşı kurultay. Olay kurultayda çözülecek. Kimsenin aday olmasının önünde engel yok. Sayın Baykal da aday olabilir.”
O fotoğrafın hikâyesi
Kılıçdaroğlu, Baykal’a yaptığı ziyaretin sembol görüntüsü olan fotoğrafın hikâyesini şöyle anlattı: “Böyle bir fotoğrafı Sayın Baykal istedi. Baykal, ‘Kemal, fotomuhabiri arkadaşlara bir el sallayalım da bizi böyle görüntülesinler’ dedi. Bunun üzerine o pozu verdik.”
Kılıçdaroğlu Hürriyet’te
CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını koyan Kemal Kılıçdaroğlu dün Hürriyet’in Ankara Bürosu’nu ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Hürriyet Ankara Temsilcisi Metehan Demir, Temsilci Yardımcısı Uğur Ergan ve arkadaşımız Okan Konuralp’a stratejisini ve hedeflerini anlattı. Kılıçdaroğlu, “Parti gençleşecek. Tüzük değişecek” dedi.
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/yuzde-40-la-iktidar-olacagiz-14756857
Bilindiği üzere; Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olarak "Evet/Hayır" referandumunun ardından ilk seçim kantarına 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde çıkmış ve seçimlerde şu şekilde sonuçlanmıştı:
AKP, yüzde 49.9 oy oranıyla birinci parti olurken, CHP yüzde 25.9 ve MHP yüzde 13 oy aldı. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun desteklediği bağımsız milletvekili adayları ise yüzde 6 oy oranıyla mecliste 36 sandalye ile temsil edilmeye hak kazandı.
Genel seçim sonuçlarına ilişkin ilk eleştiri İzmir eski Milletvekili Kemal Anadol'dan gelmiş ve çıktığı TV kanalında Kemal Kılıçdaroğlu'nun 1 Aralık 2010'da Bursa'da ortak tv yayınında söylediği yüzde "40 almazsak eyvallah der çeker gideriz" sözlerini hatırlatmıştı.
İşte Kılıçdaroğlu'nun "yüzde 40 alamazsak eyvallah der çeker gideriz" dediği videosu:
Daha dün gibi 10 yıl öncesinde "kurtarıcı" olarak lanse edilen, Gladyatör'e, Gandi'ye benzetilen Kemal Kılıçdaroğlu, bugün ulusal kanallarda Grup konuşmalarının dışında yer bile alamaz duruma geldi!
Açıkçası Kılıçdaroğlu'nun bu duruma geleceğini yıllar öncesinden görüp kaleme de aldığımız için; Kılıçdaroğlu'nun bugün içinde bulunduğu durumu "hayretle" de izlemiyoruz!
Sayın Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başından ayrılması için en son şansının İstanbul seçimlerinin hemen ardından olduğunu ve bu önerimizi de en son Ekim 2019'da TBMM açılmadan öncesinde yapmıştık!
Yeni Asır gazetesinden Erhan Gülenç, köşesinden bugün yazdığı yazıda; Kılıçdaroğlu'nun İzmir'e gelecek yüzünün kalmadığını öne sürüyordu... Hangi yüzle ve hangi gerekçelerle İzmir'e gelebilecekti sayın Kılıçdaroğlu?
"Poker yüzlü" tespitinde de biz bulunmuyoruz... Çok yakın arkdaşının tespiti bu...
Evet...
Sayın Kılıçdaroğlu, Mafya dosyasında 7.5 yılla yargılanan Foça belediye başkanına mı?
Gaziemir, Karaburun...
Güzelbahçe Belediye Başkanına başarılar dilemek ve merhaba demek için mi İzmir'e gelebilecek?
Hele bir de Güzelbahçe'ye hususi geldiğinde; acaba karşısında aklı başında, namuslu, ahlaklı 5 tane CHP üyesini bulabilecek midir?
11.5 Yıldır Güzelbahçe'de nelerin döndüğünden bile zerre haberi yoksa, sayın Kılıçdaroğlu'nun Atatürk'ün koltuğunu işgal etmesinin de bir anlamı olabilir mi?
Tarihsel Kılıçdaroğlu analizimiz devam edecek...