Öncelikle; telefondaki ses "Allah bu ülkeyi Ekmeleddin İhsanoğlu'ndan korumuş" dedi! Ardından da, bir CHP'li olarak, "Tıpış tıpış sandığa gittim oyumu sayın Recep Tayyip Erdoğan'a verdim" dedi! Şimdi bu sözleri sarf eden CHP İzmir e. MV. İsmini yazarsam; bu arkadaşı CHP'den atmak için değil çalıştay, kurultay bile düzenlemeye kalkar birileri! O yüzden neme lazım bu saygıdeğer MV'nin ismi bizde saklı kalsın!Son Şeyhülislam Mustafa Sabri isminin İmam Hatip Lisesine verilmesine, her kesimden büyük tepki gelmiş, geri adım atılarak okula bir şehidimizin ismi verilmişti...Mustafa Sabri ismine doğal olarak en büyük tepki gösteren de CHP olmuştu... Cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanacağı günlere dönersek; CHP tabanından Yılmaz Büyükerşen ve Deniz Baykal sesleri yükseliyordu... CHP-MHP ile birlikte ortak bir aday üzerinden Cumhurbaşkanlığı seçime katılmıştı... Ortak adayın ismi; Ekmeleddin İhsanoğlu olarak açıklanmıştı... Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday gösterilmesine karar veren birinci sorumluların CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin olduğunu söylerseniz, sanırım bir yanılgıya düşmemiş olursunuz!Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösteren CHP ve MHP liderleri, bilgilere ulaşmak sanırım internette google adlı arama motorunun nasıl kullanıldığını biliyorlardır... Kaldı ki; siz Cumhurun Reisliğine bir aday gösterebilecek sorumluluk ve yetki taşıyorsanız/alabiliyorsanız; "kılı kırkbin" yarmaz mısınız?Anadolunun güzel insanları pazara çıktıklarında; 5 domates tezgahındaki etikete bakmadıktan sonra 1 kilo domates almıyorsa, siz Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı'na aday göstereceğiniz adayı yüzkırkbin defa ince eleyip sık dokumaz mısınız?İŞTE SAYIN KILIÇDAROĞLU, EKMELEDİN İHSANOĞLU GRUP KONUŞMASINDA BAKIN NASIL İNCE ELEYİP SIK DOKUYUP, SEÇİLMİŞ KELİMELERLE TANITIYOR: BOZKIRIN TEZENESİ GİBİ!Şimdi sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı için tanıttığı bu aday için bunları söyleyebiliyorsa; bırakın ince eleyip sık dokumayı, insan ne diyebileceğini şaşırmuyor mu? Siyaset ciddiyet ve samimiyet isteyen bir bilim dalıdır... Sayın Kılıçdaroğlu'nun ciddiyetinden ve samimiyetinden şüphemiz yok... Ancak; aşağıda İzmir MV Bayır'ın CHP'nin Mustafa Sabri karşı olan ve CHP'yi bağlayan soru önergesini okuyacaksınız...Adama demezler mi dün aklınız neredeydi?Parti tabanına ve millete "tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz" diyenlerin, bugün Mustafa Sabri konusundaki hassasiyetlerinde ne denli ciddi ve samimi olduklarını düşünebilirsiniz?Dün binlerce yazılana, on milyonlarca tepkiyi hiçe sayıp, "tıpış tıpış" gideceksiniz diye dayatacaksınız, ondan sonrada Türkiye Cumhuriyetini yönetmeye böylesi bir adayla talip olacaksınız!İş bugün ciddiyete, samimiyete binince de lafı "dün dündür bugün bugündür" demeye getireceksiniz! Yok öyle yağma Hasan böreği! Ankaralı CHP Üyesi (Atmadılarsa) Derya Çelebi, soyal medya paylaşımında vahameti iki cümleyle özetlemiş: Ya Ekmeleddin Cumhurbaşkanı olsaydı! Derya Çelebi, Yılmaz Özdil yazısı paylaşma "SUÇU"ndan dolayı YDK'ya verilen bir CHP üyesi! Şimdi bu yorumu da yaptı ya; kazığa oturtma cezası verilerse hiç şaşırmam artık! Çünkü; Adalet çarkı öyle güzel işletiliyor ki CHP'de, sormayınız gitsin... Taşeronu CHP'li belediyelere öneren ve pazarlayanlar sayın Kılıçdaroğlu'nun dibinde duruyorlar ama, CHP yönetimi "Taşeron Çalıştay"ı yapma kararı alabiliyor!Güler misiniz?Ağlar mısınız?Yahu, taşeronlaşmamış belediye başkanları neredeyse dayak yiyecek, dostlar alış-verişte görsün hesabı, beyefendiler taşeron çalıştayı yapabiliyor! Didim'de taşeron yokken, uzaylılar mı gelip temizlik işlerini taşerona verdi? Önceki yönetim 90 kadrolu işçi ile Didim'in çöpünü yıllık 6 milyon liraya toplarken; şimdi 11 aylık çöp 150 taşeron işçi ile 12 milyona toplanıyorsa, taşeron çalıştayının hangi ciddiyet ve samimiyet temelleri üzerinden yükselebileceğini düşünüyorsunuz? Didim belediyesinin temizlik işlerini kimler nasıl taşeronlaştırdığını, hala CHP yönetimi bilmiyor/öğremiyorsa, sevsinler sizin yapacağınız çalıştayı! Bakın Odatv'de Hikmet Çiçek neler yazmış... Sözcü yazarı Yılmaz Özdil "İhsan-ı Ekmel" başlıklı yazısını şöyle bitiriyor: "Tıpış tıpış açıklayın...Mecburettin beyi cumhurbaşkanı adayı yapmanızı kim mecbur etti?"Açıkçası; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ekleddin İhsanoğlu'nu aday yapmaya kim mecbur ettiyse; bunu bilmek bu ülke insanın da hakkı değil midir? Fakat, bu adaylık işinin aylar öncesinden ABD'de bittiğini düşünmekteyim... Tanık olarakta şimdi İyi Partinin Genel Sekreteri olan Aytun Çıray'ı gösterebiliriz... Çünkü; sayın Kılıçdaroğlu'nun yanında o gün ABD'ye giden Gen. BŞk. Yrd. sıfatıyla bulunan kişi sayın Çıray'dı!Sayın Çıray, titrer ve de kendine gelebilirse, bir Ekmeleddin açıklaması yapar diye düşünmekteyiz! Çiçek'in yazısı:CHP ve MHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası Mehmet İhsan Efendi,1902 yılı Yozgat doğumlu. Babası, Ağvanlı (Ayan) oğullarından Molla Mehmed oğlu Hacı Abdülaziz Efendi. Annesi, Sultan Abdülmecid döneminde Yozgat'a yerleşen ve sultanın büyük iltifatına mazhar olan Şeyh Tayyib'in kızı Fatma Hanım.İhsan Efendi, ilk ve orta okullarından sonra bir süre Yozgat’ta Mekteb-i Sultani’de ve medreselerde okudu. Önce İstanbul’a oradan da, Cumhuriyetin ilanından bir yıl sonra 1924 yılında, 22 yaşındayken Mısır’a “hicret etti.”CUMHURİYET’İ SİNDİREMEDİDinci yayınlarda İhsan Efendi’nin Mısır’a gitmesi “ilim tahsilini daha ileri seviyeye götürmek için” diye açıklanır. Bunun gerçekle ilgisi yoktur. O dönemde Cumhuriyet’i ve Kemalist devrimleri içlerine sindiremeyenlerin kaçış yeridir Mısır.Osmanlı’nın son Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi de soluğu Mısır’da alanlar arasındadır. O Mustafa Sabri ki Kemalistlerin can düşmanıdır, Kuvayı Milliyeciler için idam fetvaları ondan çıkar ve Yıldız Sarayı'nda Vahdettin başkanlığında toplanan Meclis-i Âlî'de Sevr anlaşmasının kabul edilmesi yönünde görüş bildirenlerin başında gelir. Kurtuluş’tan sonra 150’likler listesinde hak ettiği yeri alır.“MISIR DİASPORASI”Türkiye’den kaçan Şeriatçılar Mısır’da kümelenirler ve yakın siyasal tarihimizde “Mısır diasporası” olarak geçerler. Ankara’ya ve cumhuriyete düşmandırlar. Mısır Kralı Fuad, daha sonra Kral Faruk’un koruması altındadırlar. Öyle ki bu kişiler, Türkiye’deki büyük devrime ve Atatürk’e hayran Mısır’ın entelektüel çevreleri ile polemiğe bile girişirler.İhsan Efendi burada “müderris” olarak, sonradan Şeriatçılar arasında önemli isimler olan İsmail Ezherli, Ali Yakup Cenkciler, Mustafa Runyun, Ali Ulvi Kurucu, M. Emin Saraç, Osman Saraç Abdülkadir Şener, Ali İhsan Okur gibi talebeler yetiştirir.1935- 1952 yılları arasında kralın mütercimi ve Abidin Kraliyet Sarayı’nın Türk arşivi başuzmanı olarak çalışır.Demokrat Parti iktidarı döneminde kendisine Diyanet İşleri Başkanlığı teklif edildiği ama kabul etmediği söylenir.İhsan Efendi’nin basılı bir eseri bulunmuyor.
(Solda Mustafa Sabri Efendi’nin, sağda Mehmet İhsan Efendi’nin mezarları.)MUSTAFA SABRİ’NİN YANINA1952’da Mısır’da Nasır önderliğindeki devrim, İhsan Efendi’nin hayatını altüst eder. Gene dinci yayınlarda devrimden sonra Mısır’da İhsan Efendi’nin hayatının en sıkıntılı günlerini yaşadığı yazılır.1961’de öldü, Kahire’de Gafir Kabristanı’nda, yakın dostu Mustafa Sabri Efendi’nin yanına gömüldü.Mehmet İhsan Efendi, Mehmet Akif’in yarım bıraktığı ve kendisine emanet ettiği Kuran mealinin vefatından sonra yakılmasını vasiyet eder. İhsan Efendi’nin talebelerinden Ali Ulvi Kurucu, hatıralarında bu olayı şöyle anlatır: “Ekmeleddin Bey’e (İhsanoğlu), oğluna vasiyet etmiş… Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin oğlu İbrahim Sabri Bey... ‘Gel Ekmeleddin biz onu yakalım’ diyor ve yakıyorlar.”En küçük oğlu Ekmeleddin İhsanoğlu şimdi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı.Hikmet Çiçek/Odatvdiken.com.tr, Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kim olduğunu 9 soruda yaptığı haberle ortaya koyuyor... 1- Ekmeleddin İhsanoğlu kimdir? İhsanoğlu, şapka devrimi üzerine ülkeyi terk edip Kahire’ye yerleşen son şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin yardımcısı Şeyh İhsanoğlu’nun oğlu. 26 Aralık 1943′te Kahire’de doğdu; Mısır Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi’nden mezun olduktan sonra şeriat hukukunun merkezlerinden biri kabul edilen El Ezher Üniversitesi’nde akademik hayatına başladı.İhsanoğlu’nun bilim tarihi, Türk kültürü, İslam dünyası ve Batı dünyası ilişkileri ve Türk-Arap ilişkileri hakkında değişik dillerde çok sayıda kitap, makale ve tebliği bulunuyor.Ekmeleddin İhsanoğlu ve eşi Füsun İhsanoğluİhsanoğlu, İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nin genel direktörlüğünün yanı sıra İÜ Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölümü ile Türk Bilim Tarihi Kurumu’nun başkanlığını ve İÜ Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi müdürlüğü görevlerinde bulundu. UNESCO ve Harvard Üniversitesi’ndeki görevlerinin yanı sıra birçok ulusal ve uluslararası bilim kurumunun üyesi olan İhsanoğlu, bilim ve eğitim tarihine katkı ve hizmetlerinden dolayı birçok ödül aldı. İhsanoğlu, 2000’de Devlet Üstün Hizmet Madalyası’na layık görüldü. Dört dil bilen İhsanoğlu, evli ve üç çocuk babası.İslami camianın tanınmış düşünürlerinden Beşir Ayvazoğlu, İhsanoğlu hakkında 1995′te Aksiyon dergisi için kaleme aldığı makalede, şu ifadeleri kullanmış: “Türkçe’yi hafif Arap aksanıyla konuşan zarif bir Türk, Ekmeleddin İhsanoğlu. Dostları ona kısaca Ekmel Bey derler.”2- Ekmeleddin ismi ne anlama geliyor? Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimleri için CHP ve MHP’nin ‘çatı adayı‘ olarak açıklanmasının ardından en çok merak edilen sorunun yanıtını, 16 Haziran 2014’te açtığı resmi Twitter hesabından verdi:“Dünden beri cevabını en çok merak ettiğiniz soru, ismimin ne anlama geldiği sanırım. “Dinin en olgunu, en olgunlaştırdığı kişi.”3- İhsanoğlu nasıl ‘çatı aday’ oldu? ‘Çatı aday’ olarak açıklanması şaşkınlıkla karşılanan İhsanoğlu’nun, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na bir diğer çatı aday adayı Kemal Derviş tarafından önerildiği iddia edildi.Milliyet gazetesinden Kıvanç El ve Meriç Tafolar’ın haberine göre Derviş, İhsanoğlu’nun adını 24 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu’yla yaptığı görüşmede ortaya attı. Derviş bu görüşmede, “İktidarın adayının seçim sürecinde dini duyguları sömürerek propaganda yapacağını düşünüyorum. Çağdaş, laik ve aynı zamanda mütedeyyin kesimin de sıcak baktığı bir isim olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu değerlendirmenizi öneririm” dedi.Derviş Kılıçdaroğlu’na, ”Sizi Ekmeleddin Bey’le bir araya getirmek de isterim” teklifini getirdi ve ikiliyi 12 Haziran perşembe günü İstanbul’da özel bir akşam yemeğinde buluşturdu. İhsanoğlu yaklaşık iki saat süren yemekte politikaya sıcak bakmadığını belirtse de görevi ‘yüce’ olduğunu ifade ederek kabul etti.İhsanoğlu’nun kendisiyse, Kılıçdaroğlu’nun kendisini ‘çatı aday’ olarak ilan etmesinin ardından, “Bu uzlaşmanın odak noktasında olmak büyük bir teveccühün eseridir” açıklaması yaptı.İhsanoğlu, Doğan Yayın Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın Umre ziyareti sırasında kendisine “Vakti geldiğinde Çankaya’ya aday olmanızı istiyoruz. Desteğimiz tam” şeklinde bir teklifte bulunduğu yönündeki iddiaları yalanlayarak, 6 Mart 2013’te şunları söylemişti:“Hepsi iftira. Beni hiç politikayla ilgilenirken gördünüz mü? İsteseydim politikaya çoktan girerdim. Turgut bey (Özal) zamanında olsun, AK Parti kurulurken olsun, Adalet Partisi döneminde olsun, iktidar çevrelerine hiçbir zaman çok uzak değildim, çok da yakın değildim. Hiçbir zaman politikaya ilgi göstermedim. Benden politikacı olmaz.” dedi.4- İhsanoğlu’nun adaylığı siyaset dünyasında nasıl karşılandı? Kendisini Adalet Partisi (AP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) çizgisinde tanımlayan İhsanoğlu’nun, ‘sosyal demokrat’ bir parti olma iddiasını taşıyan CHP tarafından‘çatı aday’ olarak önerilmesi başta parti içinde olmak üzere siyaset dünyasında ciddi tartışma ve tepkilere yol açtı.CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, “İslam Örgütü eski başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı CHP’nin ‘sağa açılma’sının bir devamı; şimdi ‘siyasal İslam’a da açılma’ devri…” yorumunu yaparken, yerel seçimlerde CHP’lilerin sosyal medyadaki meşhur kampanyası “Tatava yapma (CHP’ye) bas geç”e atıfta bulunan CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur da ‘Ta ta va’ yazılı bir tweet’i retweet etti.Onur ayrıca, ‘çatı aday’ konusunda şunları yazdı: “Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığı konusunda hiç bilgim yok. Ama son katıldığım uzlaşı toplantısında talep edilen profile uymuyor. O halde ben Milletvekillerine grupta yapılan ankette yazdığım aday isimlerimi açıklayabilirim artık: 1-Sami Selçuk 2-Altan Öymen.”İhsanoğlu’nun ‘çatı aday‘ ilan edilmesine tepki gösteren 15 CHP’li vekilin katıldığı toplantının ardından Al Jazeera Türk’e konuşan CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal, “Siyasal İslamcı birinin aday gösterilmesinden kaynaklı rahatsızlığı anlıyorum. Ben de rahatsızım” dedi.CHP’nin ulusalcı kanatta yer alan isimlerinden İstanbul Milletvekili Nur Serter de, İhsanoğlu’nun adaylığının çok büyük bir sürpriz olduğunu vurgulayarak, “İnanamadım o kadar sürpriz oldu. Çeşitli isimlerden söz ediliyordu, bazılarına daha sıcak bakıyorduk. Ama bu sürprizin ötesinde şok oldu. O şoku, atlatma niyetinde değilim” açıklamasında bulundu.İktidar partisi AKP’den İhsanoğlu’nun adaylığına ilişkin ilk değerlendirme parti sözcüsü Hüseyin Çelik’ten geldi. Çelik, İhsanoğlu için “CHP’li vekilleri bile hoşnut etmeyen aday” dedi.Partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin Eklemeddin İhsanoğlu’nun adaylığına ilişkin sorularına yanıt veren Erdoğan,“En güzel değerlendirmeyi bu konuda millet yapar. Millete bırakalım, değerlendirmeyi millet yapsın” diye konuştu.HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü de, İhsanoğlu’nun ‘çatı aday’ gösterilmesini CHP’nin 30 Mart stratejisinin devamı olarak değerlendirdi. Kürkçü partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:“CHP’nin, Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını belirlerken tutturduğu yol buydu, cumhurbaşkanlığında da aynı yolu tutturduğunu görüyoruz. Şimdiden diyoruz ki Allah selamet versin, yolunuz açık olsun, gidebildiğiniz kadar gidin ama oranın çok uzak bir yer olmadığını göreceksiniz çünkü vermeye çalıştığınız mesajlar zaten AKP’de var olan şeyler. Belli ki asıl mesele kısmen de ABD’nin onayını elde etmekle ilgilidir.”5- İhsanoğlu İKO genel sekreterliğine nasıl seçildi?2004 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün onayı bakanlığın önerisiyle o zamanki ismi İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) olan teşkilatın genel sekreterliğine aday gösterilen İhsanoğlu’nun kampanya menajerliğini, Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu üstlendi. Haziran 2014’te İstanbul’da düzenlenen Dışişleri Bakanları Konferansı’nda genel sekreterin seçimle belirlenmesi kararı alınınca, 1 Ocak 2005’te yapılan seçimlerde Malezya ve Bangladeşli adayları geçen İhsanoğlu 32 oyla İKÖ genel sekreteri seçildi.6- İhsanoğlu’nun hükümetle arası neden bozuldu? İslam Konferansı Örgütü’nden İslam İşbirliği Teşkilatı’na dönüşen örgütün eski Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Mısır’da geçtiğimiz yıl, Mursi yönetimindeki Müslüman Kardeşler iktidarını askeri darbeyle deviren Abdülfettah Sisi’ye karşı sessiz kaldığı, yaşananları ‘darbe’ diye nitelendirmediği ve Mursi’yi eleştirdiği gerekçesiyle AKP hükümetinin tepkisine maruz kalmıştı.Mursi’yi askeri darbeyle deviren Abdül Fettah El-Sisi Fotoğraf: ReutersAKP sözcüsü Hüseyin Çelik, İhsanoğlu hakkında, “İhsanoğlu’nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi’yi suçlamıştı. Prof. Dr. İhsanoğlu’nun İİT Genel Sekreteri seçilmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın büyük çabalarını hatırladıkça yazık diyorum” açıklamasında bulunmuş, Erdoğan da İhsanoğlu’nun başkanlığını yürüttüğü teşkilat için “Aynaya bakacak yüzleri yok” demişti.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise “Ben İslam adına böylesi bir işbirliği teşkilatının böylesi zulüm karşısında sessiz kalmasının onursuzluğunu taşıyamam’. İstifamı basardım oradan ayrılırdım” sözleriyle İhsanoğlu’nu istifaya çağırmıştıİhsanoğlu hükümet kanadından gelen bu sert eleştirilere,“Mısır’da yaşananlar vahşettir. Böylesi bir kıyımın karşısında insanı kalbi dağlanıyor ve tüm vicdanınızla reddediyorsunuz. Mısır’da doğmuş ve büyümüş biri olarak benim hislerim ortalama bir Türk vatandaşının hissiyatının çok ötesindedir. Göreve geldiğimiz günden beri sicilimizin ne olduğu çok meydandadır” yanıtını vermişti.İhsanoğlu’nun son olarak, Suriye’de ‘Esad’lı geçiş dönemi’önerisine destek vermesi, hükümetle arasındaki iplerin tamamen kopmasına neden olmuştu.7- İhsanoğlu Başbakan Erdoğan hakkında ne düşünüyor?Erdoğan’ın 2010’da aldığı ve Arap dünyasının Nobel ödülü olarak görülen “Kral Faysal ödülü” jürisinde yer alan İhsanoğlu, Başbakan hakkında şunları söylemişti:“Bu bizim için çok sevindirici bir karardır. Bu ödül, İslam dünyasının en yüksek ödülü olarak şimdiye kadar İslama en büyük hizmet edenlere verilen bir ödüldür. Bu yıl sayın başbakanımıza verilmiş olması, onun önemli katkılarının ve fevkalede başarılarının takdirle karşılanmış olmasının neticesidir.”8- İhsanoğlu Gezi eylemlerine nasıl bakıyor?Ekmeleddin İhsanoğlu, Gezi eylemlerinin çıkış noktasını anlayışla karşılamış fakat sonrasında olup bitenler kendisini rahatsız etmiş. İhsanoğlu’nun, Kasım 2013′te Kasım ayında Cumhuriyet’ten Duygu Güvenç’e verdiği söyleşide Gezi’yle ilgili ifadeleri şöyle:“Bu mesele çevre hassasiyetiyle doğdu. Ve doğduğu nokta haklıdır. İnsanların çevre konusunda, şehrin düzenlenmesi konusunda bir fikir beyan etme hakkı vardır. Şahsen ağaçların kesilmesine karşıyım ama tarihi binaların yeniden inşa edilmesine taraftarım. Biz zaten İstanbul’da çok şeyi yıktık. O bakımdan Gezi olaylarının başlangıç noktasını anlayışla karşılıyorum fakat sonra aldığı şekil beni rahatsız etti. Orada gelip arabaları yakmak, dükkânları yağmalamak ateşe vermek; bunlar kabul edilecek şey değil.”9- İhsanoğlu’nun Nazım Hikmet ve Mehmet Akif’le ilgisi ne?CHP’nin önerisiyle ‘çatı aday’ ilan edilen Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, milliyetçi-muhafazakar gelenekten bir isim olmasına karşın ‘kapsayıcı’ bir kişiliğe sahip olduğuna kanıt olarak Nazım Hikmet’in ‘Ferhat ile Şirin’ kitabını 1969 yılında Arapça’ya çevirmiş olması gösteriliyor. İhsanoğlu aynı zamanda İstiklal Marşı’nın yazarı şair Mehmet Akif’in yaptığı Kur’an çevirisini ölmeden önce teslim ettiği yakın dostu Yozgatlı İhsan Hoca’nın oğlu.CHP İzmir MV Tacettin Bayır'ın dün TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesi:Osmanlı´da Damat Ferit hükümetinde şeyhülislam olarak görev yapan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk´e ölüm fetvası çıkartan Mustafa Sabri´nin adının, Tokat´ta yeni açılan bir Anadolu imam hatip lisesine verildiğinin ortaya çıkması üzerine CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, konuyu meclis gündemine taşıdı. İşte O Soru Önergesi:TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Anayasanın 98. Ve TBMM İçtüzüğü ´nün 96. Maddeleri gereğince Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.Tacettin Bayır
İzmir Milletvekili Dün (14.11.2017) basında yer alan haberlere göre, Osmanlı´da Damat Ferit hükümetinde şeyhülislam olarak görev yapan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk´e ölüm fetvası çıkartan Mustafa Sabri´nin adının, Tokat´ta yeni açılan bir Anadolu imam hatip lisesine verildiği ortaya çıkmıştır. Atatürk´ün Nutuk kitabında ‘Vatan haini´ olarak tanımladığı bir kişinin isminin bu eğitim öğretim yılı başında Tokat´ta imam hatip lisesine verildiği ve bu kişinin İngilizlerle bir olup, İngiliz uçaklarından atılan bildirilerde ‘Kuva-i Milliye ye yardım etmeyin, bunların katli vaciptir´ diye fetvalar veren Şeyhülislam Mustafa Sabri olduğu bilinmektedir.Bu bağlamda,1-Milli Mücadele´ye karşı daima olumsuz tutum ve davranışlar içerisinde yer alan, yeni kurulan Türk devletini ve rejimini daima eleştiren, tüm inkılaplara karşı çıkan, Cumhuriyete ve Atatürk´e karşı devamlı kin ve nefret kusan, Mustafa Kemal Atatürk´e ölüm fetvası çıkartan Mustafa Sabri´nin adı niçin Tokat´ta açılan bir imam hatip lisesine verilmiştir?2-Tokat İlimizde, ismi okula verilebilecek bir Türk büyüğü, ilim adamı, eğitimci, yazar veya sanatçı yok mudur?3-Ülkemiz genelinde kaç okula bu ve Milli Mücadelenin karşısında olan, Atatürk düşmanı benzeri kişilerin isimleri verilmiştir? 4-Yoksa bu durum sadece bir isim benzerliği mi taşımaktadır?Bir önerge de halk adına CHP yönetimine bizden: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından vatan haini ilan edilen bir insanın kadim dostunu, çatı adayı yapmak kimin aklına geldi?"
(Solda Mustafa Sabri Efendi’nin, sağda Mehmet İhsan Efendi’nin mezarları.)MUSTAFA SABRİ’NİN YANINA1952’da Mısır’da Nasır önderliğindeki devrim, İhsan Efendi’nin hayatını altüst eder. Gene dinci yayınlarda devrimden sonra Mısır’da İhsan Efendi’nin hayatının en sıkıntılı günlerini yaşadığı yazılır.1961’de öldü, Kahire’de Gafir Kabristanı’nda, yakın dostu Mustafa Sabri Efendi’nin yanına gömüldü.Mehmet İhsan Efendi, Mehmet Akif’in yarım bıraktığı ve kendisine emanet ettiği Kuran mealinin vefatından sonra yakılmasını vasiyet eder. İhsan Efendi’nin talebelerinden Ali Ulvi Kurucu, hatıralarında bu olayı şöyle anlatır: “Ekmeleddin Bey’e (İhsanoğlu), oğluna vasiyet etmiş… Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin oğlu İbrahim Sabri Bey... ‘Gel Ekmeleddin biz onu yakalım’ diyor ve yakıyorlar.”En küçük oğlu Ekmeleddin İhsanoğlu şimdi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı.Hikmet Çiçek/Odatvdiken.com.tr, Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kim olduğunu 9 soruda yaptığı haberle ortaya koyuyor... 1- Ekmeleddin İhsanoğlu kimdir? İhsanoğlu, şapka devrimi üzerine ülkeyi terk edip Kahire’ye yerleşen son şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin yardımcısı Şeyh İhsanoğlu’nun oğlu. 26 Aralık 1943′te Kahire’de doğdu; Mısır Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi’nden mezun olduktan sonra şeriat hukukunun merkezlerinden biri kabul edilen El Ezher Üniversitesi’nde akademik hayatına başladı.İhsanoğlu’nun bilim tarihi, Türk kültürü, İslam dünyası ve Batı dünyası ilişkileri ve Türk-Arap ilişkileri hakkında değişik dillerde çok sayıda kitap, makale ve tebliği bulunuyor.Ekmeleddin İhsanoğlu ve eşi Füsun İhsanoğluİhsanoğlu, İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nin genel direktörlüğünün yanı sıra İÜ Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölümü ile Türk Bilim Tarihi Kurumu’nun başkanlığını ve İÜ Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi müdürlüğü görevlerinde bulundu. UNESCO ve Harvard Üniversitesi’ndeki görevlerinin yanı sıra birçok ulusal ve uluslararası bilim kurumunun üyesi olan İhsanoğlu, bilim ve eğitim tarihine katkı ve hizmetlerinden dolayı birçok ödül aldı. İhsanoğlu, 2000’de Devlet Üstün Hizmet Madalyası’na layık görüldü. Dört dil bilen İhsanoğlu, evli ve üç çocuk babası.İslami camianın tanınmış düşünürlerinden Beşir Ayvazoğlu, İhsanoğlu hakkında 1995′te Aksiyon dergisi için kaleme aldığı makalede, şu ifadeleri kullanmış: “Türkçe’yi hafif Arap aksanıyla konuşan zarif bir Türk, Ekmeleddin İhsanoğlu. Dostları ona kısaca Ekmel Bey derler.”2- Ekmeleddin ismi ne anlama geliyor? Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimleri için CHP ve MHP’nin ‘çatı adayı‘ olarak açıklanmasının ardından en çok merak edilen sorunun yanıtını, 16 Haziran 2014’te açtığı resmi Twitter hesabından verdi:“Dünden beri cevabını en çok merak ettiğiniz soru, ismimin ne anlama geldiği sanırım. “Dinin en olgunu, en olgunlaştırdığı kişi.”3- İhsanoğlu nasıl ‘çatı aday’ oldu? ‘Çatı aday’ olarak açıklanması şaşkınlıkla karşılanan İhsanoğlu’nun, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na bir diğer çatı aday adayı Kemal Derviş tarafından önerildiği iddia edildi.Milliyet gazetesinden Kıvanç El ve Meriç Tafolar’ın haberine göre Derviş, İhsanoğlu’nun adını 24 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu’yla yaptığı görüşmede ortaya attı. Derviş bu görüşmede, “İktidarın adayının seçim sürecinde dini duyguları sömürerek propaganda yapacağını düşünüyorum. Çağdaş, laik ve aynı zamanda mütedeyyin kesimin de sıcak baktığı bir isim olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu değerlendirmenizi öneririm” dedi.Derviş Kılıçdaroğlu’na, ”Sizi Ekmeleddin Bey’le bir araya getirmek de isterim” teklifini getirdi ve ikiliyi 12 Haziran perşembe günü İstanbul’da özel bir akşam yemeğinde buluşturdu. İhsanoğlu yaklaşık iki saat süren yemekte politikaya sıcak bakmadığını belirtse de görevi ‘yüce’ olduğunu ifade ederek kabul etti.İhsanoğlu’nun kendisiyse, Kılıçdaroğlu’nun kendisini ‘çatı aday’ olarak ilan etmesinin ardından, “Bu uzlaşmanın odak noktasında olmak büyük bir teveccühün eseridir” açıklaması yaptı.İhsanoğlu, Doğan Yayın Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın Umre ziyareti sırasında kendisine “Vakti geldiğinde Çankaya’ya aday olmanızı istiyoruz. Desteğimiz tam” şeklinde bir teklifte bulunduğu yönündeki iddiaları yalanlayarak, 6 Mart 2013’te şunları söylemişti:“Hepsi iftira. Beni hiç politikayla ilgilenirken gördünüz mü? İsteseydim politikaya çoktan girerdim. Turgut bey (Özal) zamanında olsun, AK Parti kurulurken olsun, Adalet Partisi döneminde olsun, iktidar çevrelerine hiçbir zaman çok uzak değildim, çok da yakın değildim. Hiçbir zaman politikaya ilgi göstermedim. Benden politikacı olmaz.” dedi.4- İhsanoğlu’nun adaylığı siyaset dünyasında nasıl karşılandı? Kendisini Adalet Partisi (AP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) çizgisinde tanımlayan İhsanoğlu’nun, ‘sosyal demokrat’ bir parti olma iddiasını taşıyan CHP tarafından‘çatı aday’ olarak önerilmesi başta parti içinde olmak üzere siyaset dünyasında ciddi tartışma ve tepkilere yol açtı.CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, “İslam Örgütü eski başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı CHP’nin ‘sağa açılma’sının bir devamı; şimdi ‘siyasal İslam’a da açılma’ devri…” yorumunu yaparken, yerel seçimlerde CHP’lilerin sosyal medyadaki meşhur kampanyası “Tatava yapma (CHP’ye) bas geç”e atıfta bulunan CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur da ‘Ta ta va’ yazılı bir tweet’i retweet etti.Onur ayrıca, ‘çatı aday’ konusunda şunları yazdı: “Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığı konusunda hiç bilgim yok. Ama son katıldığım uzlaşı toplantısında talep edilen profile uymuyor. O halde ben Milletvekillerine grupta yapılan ankette yazdığım aday isimlerimi açıklayabilirim artık: 1-Sami Selçuk 2-Altan Öymen.”İhsanoğlu’nun ‘çatı aday‘ ilan edilmesine tepki gösteren 15 CHP’li vekilin katıldığı toplantının ardından Al Jazeera Türk’e konuşan CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal, “Siyasal İslamcı birinin aday gösterilmesinden kaynaklı rahatsızlığı anlıyorum. Ben de rahatsızım” dedi.CHP’nin ulusalcı kanatta yer alan isimlerinden İstanbul Milletvekili Nur Serter de, İhsanoğlu’nun adaylığının çok büyük bir sürpriz olduğunu vurgulayarak, “İnanamadım o kadar sürpriz oldu. Çeşitli isimlerden söz ediliyordu, bazılarına daha sıcak bakıyorduk. Ama bu sürprizin ötesinde şok oldu. O şoku, atlatma niyetinde değilim” açıklamasında bulundu.İktidar partisi AKP’den İhsanoğlu’nun adaylığına ilişkin ilk değerlendirme parti sözcüsü Hüseyin Çelik’ten geldi. Çelik, İhsanoğlu için “CHP’li vekilleri bile hoşnut etmeyen aday” dedi.Partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin Eklemeddin İhsanoğlu’nun adaylığına ilişkin sorularına yanıt veren Erdoğan,“En güzel değerlendirmeyi bu konuda millet yapar. Millete bırakalım, değerlendirmeyi millet yapsın” diye konuştu.HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü de, İhsanoğlu’nun ‘çatı aday’ gösterilmesini CHP’nin 30 Mart stratejisinin devamı olarak değerlendirdi. Kürkçü partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:“CHP’nin, Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını belirlerken tutturduğu yol buydu, cumhurbaşkanlığında da aynı yolu tutturduğunu görüyoruz. Şimdiden diyoruz ki Allah selamet versin, yolunuz açık olsun, gidebildiğiniz kadar gidin ama oranın çok uzak bir yer olmadığını göreceksiniz çünkü vermeye çalıştığınız mesajlar zaten AKP’de var olan şeyler. Belli ki asıl mesele kısmen de ABD’nin onayını elde etmekle ilgilidir.”5- İhsanoğlu İKO genel sekreterliğine nasıl seçildi?2004 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün onayı bakanlığın önerisiyle o zamanki ismi İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) olan teşkilatın genel sekreterliğine aday gösterilen İhsanoğlu’nun kampanya menajerliğini, Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu üstlendi. Haziran 2014’te İstanbul’da düzenlenen Dışişleri Bakanları Konferansı’nda genel sekreterin seçimle belirlenmesi kararı alınınca, 1 Ocak 2005’te yapılan seçimlerde Malezya ve Bangladeşli adayları geçen İhsanoğlu 32 oyla İKÖ genel sekreteri seçildi.6- İhsanoğlu’nun hükümetle arası neden bozuldu? İslam Konferansı Örgütü’nden İslam İşbirliği Teşkilatı’na dönüşen örgütün eski Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Mısır’da geçtiğimiz yıl, Mursi yönetimindeki Müslüman Kardeşler iktidarını askeri darbeyle deviren Abdülfettah Sisi’ye karşı sessiz kaldığı, yaşananları ‘darbe’ diye nitelendirmediği ve Mursi’yi eleştirdiği gerekçesiyle AKP hükümetinin tepkisine maruz kalmıştı.Mursi’yi askeri darbeyle deviren Abdül Fettah El-Sisi Fotoğraf: ReutersAKP sözcüsü Hüseyin Çelik, İhsanoğlu hakkında, “İhsanoğlu’nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi’yi suçlamıştı. Prof. Dr. İhsanoğlu’nun İİT Genel Sekreteri seçilmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın büyük çabalarını hatırladıkça yazık diyorum” açıklamasında bulunmuş, Erdoğan da İhsanoğlu’nun başkanlığını yürüttüğü teşkilat için “Aynaya bakacak yüzleri yok” demişti.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise “Ben İslam adına böylesi bir işbirliği teşkilatının böylesi zulüm karşısında sessiz kalmasının onursuzluğunu taşıyamam’. İstifamı basardım oradan ayrılırdım” sözleriyle İhsanoğlu’nu istifaya çağırmıştıİhsanoğlu hükümet kanadından gelen bu sert eleştirilere,“Mısır’da yaşananlar vahşettir. Böylesi bir kıyımın karşısında insanı kalbi dağlanıyor ve tüm vicdanınızla reddediyorsunuz. Mısır’da doğmuş ve büyümüş biri olarak benim hislerim ortalama bir Türk vatandaşının hissiyatının çok ötesindedir. Göreve geldiğimiz günden beri sicilimizin ne olduğu çok meydandadır” yanıtını vermişti.İhsanoğlu’nun son olarak, Suriye’de ‘Esad’lı geçiş dönemi’önerisine destek vermesi, hükümetle arasındaki iplerin tamamen kopmasına neden olmuştu.7- İhsanoğlu Başbakan Erdoğan hakkında ne düşünüyor?Erdoğan’ın 2010’da aldığı ve Arap dünyasının Nobel ödülü olarak görülen “Kral Faysal ödülü” jürisinde yer alan İhsanoğlu, Başbakan hakkında şunları söylemişti:“Bu bizim için çok sevindirici bir karardır. Bu ödül, İslam dünyasının en yüksek ödülü olarak şimdiye kadar İslama en büyük hizmet edenlere verilen bir ödüldür. Bu yıl sayın başbakanımıza verilmiş olması, onun önemli katkılarının ve fevkalede başarılarının takdirle karşılanmış olmasının neticesidir.”8- İhsanoğlu Gezi eylemlerine nasıl bakıyor?Ekmeleddin İhsanoğlu, Gezi eylemlerinin çıkış noktasını anlayışla karşılamış fakat sonrasında olup bitenler kendisini rahatsız etmiş. İhsanoğlu’nun, Kasım 2013′te Kasım ayında Cumhuriyet’ten Duygu Güvenç’e verdiği söyleşide Gezi’yle ilgili ifadeleri şöyle:“Bu mesele çevre hassasiyetiyle doğdu. Ve doğduğu nokta haklıdır. İnsanların çevre konusunda, şehrin düzenlenmesi konusunda bir fikir beyan etme hakkı vardır. Şahsen ağaçların kesilmesine karşıyım ama tarihi binaların yeniden inşa edilmesine taraftarım. Biz zaten İstanbul’da çok şeyi yıktık. O bakımdan Gezi olaylarının başlangıç noktasını anlayışla karşılıyorum fakat sonra aldığı şekil beni rahatsız etti. Orada gelip arabaları yakmak, dükkânları yağmalamak ateşe vermek; bunlar kabul edilecek şey değil.”9- İhsanoğlu’nun Nazım Hikmet ve Mehmet Akif’le ilgisi ne?CHP’nin önerisiyle ‘çatı aday’ ilan edilen Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, milliyetçi-muhafazakar gelenekten bir isim olmasına karşın ‘kapsayıcı’ bir kişiliğe sahip olduğuna kanıt olarak Nazım Hikmet’in ‘Ferhat ile Şirin’ kitabını 1969 yılında Arapça’ya çevirmiş olması gösteriliyor. İhsanoğlu aynı zamanda İstiklal Marşı’nın yazarı şair Mehmet Akif’in yaptığı Kur’an çevirisini ölmeden önce teslim ettiği yakın dostu Yozgatlı İhsan Hoca’nın oğlu.CHP İzmir MV Tacettin Bayır'ın dün TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesi:Osmanlı´da Damat Ferit hükümetinde şeyhülislam olarak görev yapan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk´e ölüm fetvası çıkartan Mustafa Sabri´nin adının, Tokat´ta yeni açılan bir Anadolu imam hatip lisesine verildiğinin ortaya çıkması üzerine CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, konuyu meclis gündemine taşıdı. İşte O Soru Önergesi:TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Anayasanın 98. Ve TBMM İçtüzüğü ´nün 96. Maddeleri gereğince Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.Tacettin Bayır
İzmir Milletvekili Dün (14.11.2017) basında yer alan haberlere göre, Osmanlı´da Damat Ferit hükümetinde şeyhülislam olarak görev yapan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk´e ölüm fetvası çıkartan Mustafa Sabri´nin adının, Tokat´ta yeni açılan bir Anadolu imam hatip lisesine verildiği ortaya çıkmıştır. Atatürk´ün Nutuk kitabında ‘Vatan haini´ olarak tanımladığı bir kişinin isminin bu eğitim öğretim yılı başında Tokat´ta imam hatip lisesine verildiği ve bu kişinin İngilizlerle bir olup, İngiliz uçaklarından atılan bildirilerde ‘Kuva-i Milliye ye yardım etmeyin, bunların katli vaciptir´ diye fetvalar veren Şeyhülislam Mustafa Sabri olduğu bilinmektedir.Bu bağlamda,1-Milli Mücadele´ye karşı daima olumsuz tutum ve davranışlar içerisinde yer alan, yeni kurulan Türk devletini ve rejimini daima eleştiren, tüm inkılaplara karşı çıkan, Cumhuriyete ve Atatürk´e karşı devamlı kin ve nefret kusan, Mustafa Kemal Atatürk´e ölüm fetvası çıkartan Mustafa Sabri´nin adı niçin Tokat´ta açılan bir imam hatip lisesine verilmiştir?2-Tokat İlimizde, ismi okula verilebilecek bir Türk büyüğü, ilim adamı, eğitimci, yazar veya sanatçı yok mudur?3-Ülkemiz genelinde kaç okula bu ve Milli Mücadelenin karşısında olan, Atatürk düşmanı benzeri kişilerin isimleri verilmiştir? 4-Yoksa bu durum sadece bir isim benzerliği mi taşımaktadır?Bir önerge de halk adına CHP yönetimine bizden: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından vatan haini ilan edilen bir insanın kadim dostunu, çatı adayı yapmak kimin aklına geldi?"