KEMAL KARATAŞ
İZMİRİN AŞKI... UMUTSUZ VAKA...Bilmeden tanımadan aşık olmak...
Karasevdalara tutulmuş gibi yapmak...
Böyle oluyor işte...
***
Birden şak diye yüzüne vuruluyor gerçekler...
Donup kalıyorsun...
Şoku atlatınca da...
Gülmekten kırılıyorsun...
***
“Şehrül-Emin" ..Şehrin emanet edildiği güvenilir adam...
Bilmeden... Tanımadan kim yaptı seni başkan...
Alsancak barlar sokağı ötesine bile gitmeden...
***
"Aşkla İzmir" sloganı...
Menfaate dayalı bir çıkar ilişkisi mi sizce...
Yoksa bir acemi aşığın budalalıkları mı...
Bilemedim doğrusu...
***
Aslında herşey güzel başladı önce...
Danışmanlar karar vermişler...
“Vatandaş sen gelme... Biz geliyoruz sana “...
***
Sünnet arabası gibi süslenmiş...
Üstü açık bir turist taşıma aracına bindirilmiş...
Önde bando...
Arkada İzmire aşık olduğunu söyleyen bir adam...
Tam bir budala aşık gibi...
İzmir Büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer ve eşleri Neptün Soyer...
***
İzmir sokakları ve caddelerini dolaşıyorlar...
Üstü açık arabadan...
Pencerelerde... Balkonlarda halkı selamlıyorlar...
“23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını kutluyorlar “...
***
İzmirin aşkı adam zıplıyor... Hopluyor...
Bandonun müziğine kaptırmış kendini...
Bazen mikrofonu eline alıp...
Balkonlara... Pencerelere sesleniyor...
Bazen de kanguru gibi ha bire zıplıyor...
***
En çokta bando...
Bizim milli günümüzde...
İtalyan sempatizanlarının milli marşı ...
Çaw Bellayı çaldığında coşuyor...
Daha da zıplıyor...
Geçtiği yeri... Gördüğü yeri bilmeden...
***
Bir ara öylesine zıplıyor ki !...
İzlerken yüreğim ağzıma geldi...
Tutamaca tutunmasa...
Arabanın kasasından asfalta düşecek sandım...
Allah korusun...
O zaman Çiğli'nin uzman temizlikçi dezenfakta belediye başkanı...
Utku Günrükçü bile yerden kazıyamıyacak...
***
Keşke il başkanını da alsaydı yanına da...
Bando yorulduğunda...
O girerdi devreye...
O güzel gitarıyla...
Ne güzel serenat yapardı balkonlarda seçmenlere...
Ama o romantik şarkılar söylerdi...
***
Sonra sakinleşiyor... Bizim budala aşık...
Kanguri gibi zıplamaktan hoplamaktan yoruluyor herhalde...
***
Etrafın Alsancak semtine benzemediğini farkediyor..
“Neredeyiz...Neresi bura“ diye soruyor...
Neptün hanım da etrafa şüpheli gözlerle bakarken..
Danışmanlar “Karabağlar" burası...
Karabağlardan çıkıyoruz diyorlar...
***
Bu videoyu izlerken koptum gülmekten...
Bir taraftanda kötü kötü şeyler düştü aklıma...
Bu yol bilmez aşık...
Şow olsun diye...
Arasıra velespite biniyor ya ?...
Şato mütevazi evinden belediyeye işe ...
Velespitiyle gidiyor ya?...
Dönüşü velespitiyle o varyant yokuşunu nasıl çıkıyor...
Onu hiç bilmiyorum işte...
***
Neyse... Neyse...
Geçen gün binmiş velespitine...
O geldi aklıma...
Tee.. İtfaiyeye kadar gitmiş teftişe tek başına...
Demem odur ki!...
Gaza gelip te; atlar velespitine...
Daha uzaklara... Basmaneye, Tepecik taraflarına giderde...
Kaybolursa oralarda...
Hele Gültepelere kadar uzarsa...
Başına bir iş gelirse mazallah...
Benden bilmeyin gari...
Sebebi ben olmayayım... Uyarıyorum...
***
Heyy.. Danışmanlar!...
Buna dikkat edin diye söylüyorum...
Alsancağa benzemez oralar...
Otobüsün... Metrobüsün arka sıraları değildir oralar..
***
Danışmanların da çoğu İzmiri bilmez ya neyse...
Bucalı Turgut sen bu işi bilirsin...
Sen dikkat et bari...
Yol bilmez... İz bilmez budala aşığı yalnız bırakma...
***
Hala gülüyorum...
Hem söyleniyorum... Hem gülüyorum...
İzmir aşığının...
“Neredeyiz... Nere bura“ deyişine...
***
Kim buldu bu acemi aşığı...
“Şehrül- Emin" yaptı İzmire...
Dolanır bilmeden... Zıplaya zıplaya...
Kangurular bile bu kadar zıplayamıyor...
Çaw Bella... Çaw Bella... Çaw... Çaw...Çaw...
***
Bunu görünce...
Bir şarkı dolandı dilime...
Günün popiler şarkısı...
“Nerdeyim aşkım... Nerdeyim aşkım"...
Düet yapalım...
Cevap veriyorum :
“Konya yolundayım...Konya yolundaaa “...
***
Yapacağınız böyle işin !.....
***
Benden bitti...
Gerisini isterseniz siz devam edin...