
ÖZEL
İşte CHP'nin İzmir Balçova İlçe Belediye Başkan adayı Mehmet Ali Çalkaya'nın ADAYLIĞININ düşürülmesine neden olan YSK'nın o emsal kararı.
Dün İzmir İlçe Seçim Kuruluna CHP'nin İzmir Konak İlçe Belediye Başkan adayı Abdül Batur'un da adaylığınının düşürülmesine ilişkin verilen itiraz dilekçesinin de bu YSK kararı çerçevesinde emsal alınılarak değerlendirileceği bildirilid!
İŞTE YSK'NIN O EMSAL KARARI:
YÜKSEK SEÇİM KURULU
Karar No : 579
- K A R A R -
Halkların Demokratik Partisi adına yetkili Selahattin ASLAN tarafından Kurulumuz Başkanlığına gönderilen 25/05/2018 tarihli dilekçede; Yüksek Seçim Kurulunun 22/05/2018 tarihli, 2018/526 sayılı kararı gereğince, İstanbul İli (3) numaralı seçim çevresi 1. sıradan aday gösterilen Turgut ÖKER ile ilgili olarak sabıka kaydında yer alan mahkumiyetine ilişkin memnu hakların iadesi kararının kesinleşme şerhli olmadığı belirtilmiş ve bu eksikliğin tamamlanmasının istenildiği, Turgut ÖKER’in adli sicil kaydında gözüken Kahramanmaraş 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/705 Esas, 2017/328 Karar sayılı ilamında TCK 229. maddesi gereğince, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 11 ay 20 gün hapis cezasının verildiği ve bu cezanın ertelenmesine karar verildiği ve bu kararın istinaf incelemesi sonucunda kesinleştiği, erteleme verilen kararda TCK 53/1 maddesi gereğince hak yoksunluğu uygulanmasına yer olmadığına dair karar verildiği, Yüksek Seçim Kurulunun memnu hakların iadesi kararı eksikliği bulunduğuna dair kararı sonrasında mahkemeye başvuru yapılmışsa da 24/05/2018 tarihli Ek Kararda yasaklanmış hakların bulunmadığının tespitine karar verildiği, Anayasanın 76. Maddesinde milletvekili seçilmeye engel suçların sayılmış olup, 1 yıl ve üstü hapis cezaları dışında dolandırıcılık, hırsızlık, terör suçları vb bazı özel suç tipleri yönünden 1 yıl ve üstü ceza alınması halinde ancak memnu hak iadesi kararı alınmasının gerekeceği, müvekkili hakkında bu suçtan 11 ay 20 gün hapis cezası nedeniyle herhangi bir hak yoksunluğu kararı verilmediği gibi memnu hak iadesi kararı alınmasının koşullarının da oluşmadığı, mahkemece bu yönde ek karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu nedenle açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle TCK 299. maddesi gereğince Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan 11 ay 20 gün hapis cezası alan milletvekili adayı Turgut ÖKER’in milletvekili seçilmesine engel bir durumun olmadığının tespitiyle memnu hak iadesine gerek olmadığına karar verilmesi istenilmiş olmakla, konu incelenerek;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 76. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, “Onsekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.”
Milletvekili seçilmeyi engelleyecek şartlar ise aynı maddenin ikinci fıkrasında; “En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişiği olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, Resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.” şeklinde belirtilmiştir.
2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinde de Anayasamızın 76/2 maddesine benzer düzenlemelere yer verilmiş olup, bu düzenlemede;
“Aşağıda yazılı olanlar milletvekili seçilemezler:
a) İlkokul mezunu olmayanlar,
b) Kısıtlılar,
c) Askerlikle ilişiği olanlar,
d) Kamu hizmetinden yasaklılar,
e) Taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar,
f) Affa uğramış olsalar bile;
1. Basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkûm olanlar,
2. Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının, birinci babında yazılı suçlardan veya bu suçların işlenmesini aleni olarak tahrik etme suçundan mahkum olanlar,
3. Terör eylemlerinden mahkûm olanlar,
4. Türk Ceza Kanununun 536 ncı maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı eylemlerle aynı Kanunun 537 nci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında yazılı eylemleri siyasi ve ideolojik amaçlarla işlemekten mahkum olanlar.” denilmek suretiyle seçilmeye engel haller belirtilmiştir.
Görüleceği üzere bazı suçlardan mahkûm olma veya belirli süreyi aşan hapis cezasına mahkûmiyet halleri milletvekili seçilme konusunda kesin engel oluşturmaktadır. 1961 Anayasası’nın 68. maddesinde de benzer düzenleme bulunduğu için, yaklaşık elli yıldan bu yana konu Yüksek Seçim Kurulu’nun gündeminde olmuş ve seçilme hakkından ömür boyu mahrumiyet halinin yarattığı bireysel ve toplumsal sorun, memnu hakların iadesi kurumu ile aşılmıştır. Yerleşmiş ve süreklilik kazanmış uygulamaya göre, engel mahkûmiyeti bulunduğu için seçilme yeterliliğine sahip olmayan kişiler, adli ve yargısal bir işlem ve kurum olup geleceğe yönelik olarak sonuç doğuran ve ceza mahkûmiyetinden doğan süresiz hak yoksunluklarının giderilmesini sağlayan bu işlemi gerçekleştirdikleri, bir başka deyişle bu husustaki talepleri üzerine yasaklanmış olan hakları mahkemece verilecek bir kararla iade edildiği takdirde, seçilme haklarına kavuşabilmektedir.
Memnu hakların iadesi kurumu önceden, halen yürürlükten kalkmış bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 121 ilâ 124 ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 416 ilâ 420. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu iki kanun, 1 Haziran 2005 tarihinde 5252 ve 5320 sayılı kanunlar ile yürürlükten kaldırılıncaya kadar uygulama yukarıda özetlenen ve hemen herkes tarafından bilinen biçimde devam etmiştir. Ancak yine aynı tarihte yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda memnu hakların iadesi kurumuna yer verilmemiştir.
Buna gerekçe olarak da, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda esas alınan yaptırım teorisinin sürekli hak yoksunluğunu benimsememesi gösterilmiştir. Gerçekten de, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 20, 25, 31, 33, 34 ve 41. maddelerinde düzenlenmiş bulunan ve bir kısmı müebbeden süren hak yoksunlukları, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde güvenlik tedbiri olarak düzenlenmekle beraber, bu yoksunlukların cezanın infazının tamamlanmasıyla birlikte sona ereceği kabul edilmiştir. Bu Kanunda ömür boyu süren bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, bundan böyle, yasaklanmış hakların geri verilmesi kurumunun yöntem ve esaslarını gösteren yeni bir düzenleme yapılmasına da ihtiyaç olmadığı düşünülmüştür.
Oysa, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen 76. maddesinin ikinci fıkrasında ve buna dayalı olarak da 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinde bazı mahkumiyetlerin affa uğramış olsa bile milletvekili seçilmeye engel olacağı belirtilmektedir.
Öte yandan, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hak yoksunluklarını içeren 53. maddesinin de içinde yer aldığı genel hükümlerinin, özel ceza kanunları ve ceza içeren diğer kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağını belirten 5. maddesinin, diğer kanunlarda buna uygun değişiklikler yapılması amacıyla 31 Aralık 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi kabul edilmiştir.
Görüleceği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 tarihi itibariyle, bu Kanunun 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları cezanın infaz süresi ile sınırlı olarak sonuç doğurmakta iken, yukarıda belirtilen Anayasamızın 76/2 ve 2839 sayılı Yasanın 11. maddesindeki hak yoksunlukları süresizdir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen hak yoksunlukları infaz süresi ile sınırlı olmasına karşın, gerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen suçlara gerekse diğer kanunlarda öngörülen suçlara ilişkin mahkûmiyetlerden doğan süresiz hak yoksunlukları halen dahi bazı özel yasalarda bulunmaktadır; milletvekili seçilme hakkının ceza mahkûmiyeti nedeniyle yitirilmesi de bunlardan biridir.
Esasen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre verilen cezanın veya güvenlik tedbirlerinin tamamlandığı tarihte aynı Kanunun 53. maddesindeki hak yoksunlukları da sona erdiği ve bu mahkûmiyete ilişkin bilgiler Adli Sicil Kanununun 9. maddesi gereğince adli sicilden silindiği halde, silinen bu mahkûmiyet bilgilerinin yine aynı madde gereğince bu kez arşiv kaydına alınması mecburiyeti de bu durumdan kaynaklanmaktadır. Nitekim bu husus, Anayasa Mahkemesinin 14.04.2011 gün ve 27905 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 20.01.2011 tarih ve 2008/44 Esas, 2011 K. sayılı kararında da “……. cezanın milletvekili seçilmesini engelleyen Anayasa'nın 76. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilenlerden olup olmadığının saptanabilmesi ve mahkûmiyete bağlı hak yoksunluğu öngören bazı özel yasalardaki hükümler nedeniyle mahkemelerce verilen mahkûmiyet kararlarının kayıt altına alınmasında yasal ve anayasal bir takım gereklilikler bulunmaktadır.” denilerek vurgulanmıştır.
Bu açıklamalardan sonra konuyu bir örnekle izah etmek gerekirse, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde bir kişinin Anayasa’nın 76/2. maddesinde sayılan yüz kızartıcı suçlardan olan hırsızlık suçunu işlediğini, hakkında verilen hapis cezasının para cezasına çevrildiğini varsayalım. Bu durumda, Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesindeki hak yoksunluğu hapis cezasının sonucu olarak uygulandığından, bu kişi 53. madde çerçevesinde bir hak yoksunluğuna maruz kalmayacaktır. Ancak Anayasa’nın 76/2 ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 11/f maddesi bu tür suçlardan verilen cezaların cins, süre ve miktarına bakılmaksızın affa uğramış olsa dahi ömür boyu milletvekili seçilme hakkından yoksunluk getirmektedir.
İşte, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi ile ilgisi bulunmayan ve bu Kanuna göre bir hak yoksunluğu doğurmayan bu tür mahkûmiyetlerin, seçilme dahil çeşitli hakların kullanılmasını imkânsız hale getirdiği anlaşılınca, yasaklanmış hakların geri verilmesi kurumuna yeniden ihtiyaç duyulmuş ve söz konusu kurum 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na 13/A maddesi eklenmek suretiyle yeniden düzenlenmiştir.
Sözü edilen maddenin ihdas amacı ise gerekçesinde; “5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun Geçici 2 nci maddesinde, diğer kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkûm olan kişilerin, belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki süresiz hak yoksunluğu doğuran bu hükümlere rağmen, yasaklanmış hakların geri verilmesi yolunun kapalı tutulması, uygulamada ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkûm olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkân tanıyan bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.” şeklinde açıklanmıştır.
Aynı nedenlerle de, 5352 sayılı Adlî Sicil Yasasının Geçici 2. maddesinde, Anayasa’nın 76. maddesinde veya bazı özel yasalarda sayılan ve “affa uğramış olsa dahi” bazı görevleri üstlenmeyi veya bazı hakları kullanmayı engelleyen suç ve mahkûmiyetlerin adlî sicil arşivinden silinemeyecekleri kabul edilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununa ilişkin mahkûmiyetler yönünden ortaya çıkan duraksamaların giderilmesi açısından, 1 inci fıkradaki “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunlukları” ifadesi ile kast edilenin ne olduğu hususuna gelince: Kurulumuza intikal eden bazı taleplerde; bu düzenleme ile sadece 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda düzenlenen suçlar nedeniyle verilen cezalardan doğan hak yoksunluklarının düzeltilmesinin murad edildiği, dolayısıyla 5237 sayılı Kanunda öngörülen suçlara ilişkin cezalar nedeniyle yasak hakların geri verilmesine gerek bulunmadığı dile getirilmiş ise de, bu düşüncede isabet bulunmamaktadır. Esasen madde metninden ve gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, mahkûmiyet hangi yasadan kaynaklanmış olursa olsun, (765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu veya herhangi bir özel yasa) şayet bu mahkumiyet 5237 sayılı Yasa dışındaki herhangi bir yasadaki ayrıksı hüküm gereğince hükümlü yönünden süresiz hak yoksunluğu doğuruyorsa, bu yoksunluğun giderilmesi için, süre ve diğer koşullar gerçekleştiğinde yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi mümkündür.
Bütün bu açıklamalardan sonra bir kez daha vurgulanması gereken husus şudur: Anayasa’nın 76/2 maddesinde ve buna dayalı olarak 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinde belirtilen nitelikte bir ceza mahkûmiyeti nedeniyle milletvekili seçilme hakkını yitirmiş bulunan kişiler, bu haklarına ancak ve sadece, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi uyarınca, talepleri üzerine mahkemece verilecek « yasaklanmış hakların geri verilmesi » kararı ile kavuşabileceklerdir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında başvuruyu değerlendirecek olursak; Halkların Demokratik Partisi İstanbul İli (3) numaralı seçim çevresi 1. sıradan aday gösterilen Turgut ÖKER’in Kahramanmaraş 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2017 tarihli, 2016/554 Esas, 2017/239 Karar sayılı ilamı ile TCK’nun 299/1 maddesi gereğince 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu cezanın 15/05/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Halkların Demokratik Partisi İstanbul İli (3) numaralı seçim çevresi 1. sıra milletvekili adayı Turgut ÖKER, 24/05/2018 tarihinde Kahramanmaraş 4. Asliye Ceza Mahkemesine müracaatla memnu haklarının iadesine karar verilmesini istemiş, mahkemece 24/05/2018 tarihinde verilen Ek Kararda; Turgut ÖKER’in Kapatılan 8. Asliye Mahkemesinin 2016/554 Esas, 2017/239 Karar sayılı ilamından kaynaklanan yasaklanmış hakların bulunmadığının tespitine ilişkin bir karar verilmiştir.
Halkların Demokratik Partisi İstanbul İli (3) numaralı seçim çevresi 1. sıradan aday gösterilen Turgut ÖKER’in mahkumiyetinin (Kahramanmaraş 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2017 tarihli, 2016/554 Esas, 2017/239 Karar sayılı ilamı ile TCK’nun 299/1 maddesi gereğince 11 ay 20 gün hapis cezası ) seçilmeye engel suçlardan olması nedeniyle memnu hakların iadesi kararı alınmasına gerek olmadığına karar verilmesi yönündeki talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç :
Açıklanan nedenlerle;
1- Talebin reddine,
2- Halkların Demokratik Partisi Genel Başkanlığına gönderilmesine,
5- Karar örneğinin Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce www.ysk.gov.tr adresinde yayınlanmasına, 25/05/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan Başkanvekili Üye Üye
Sadi GÜVEN Erhan ÇİFTÇİ Zeki YİĞİT Z.Nilgün HACIMAHMUTOĞLU
Üye Üye Üye
Nakiddin BUĞDAY Muharrem AKKAYA Cengiz TOPAKTAŞ
Üye Üye Üye
lhan HANAĞASI Kürşat HAMURCU Faruk KAYMAK
Yorumlar
Kalan Karakter: