Özgürlüklerden söz ederler...
Barıştan söz ederler...
Kardeşlikten söz ederler...
Seçimden seçime küskünlerle barıştık derler...
Eleştirilere kapımız açıktır derler...
Utanmadan paçalarından Hümanizm aktığından söz ederler...
Demokrasinin bekçisi olduklarını yüzleri kızarmadan mikrofondan haykırırlar...
(...)
İş yaptıklarıyla yüzleşmeye geldiğinde; Voyvoda kesilip "kazık" aramaya başlarlar...
İş kırdıkları cevizleri yazmaya geldiğinde; Ortaçağ Papazı kesilip Engizisyon ararlar kafanızı giyotine göndermek için...
İş yolsuzluklarını, çalıp-çırptıklarını konuşmaya/yazmaya başladığınızda; ananızdan emdiğiniz sütü burnuzdan getirmek içinde işlerini güçlerini bırakırlar, bir anda karakter kardeşi olup topluca saldırıya başlarlar...
Kemal Karataş,
Sosyal medya hesabından birilerinin fırfırlı eteklerini, görgüsüzlüklerini...
Birilerinin küçük burjuva özentisi yaşamı yazdı...
Giyotin bulamadılar...
Kazık bulamadılar...
Disiplin engizisyonuna gidip "gel bakalım buraya" dediler...
Peki, o giyotinlerin, o kazıkların, o engizisyonun dişlerinin gücü Kemal Karataş'ı öğütmeye yeter mi?
Kemal Karataş'a disiplin yolunu açanlarda yukarıdaki mahsül kafalılar değil mi?
O Kemal Karataş'ta bunları yapanların yanına kâr bırakır mı?
Kemal Karataş bile bu partide disipline gönderilebiliniyorsa...
Bu kafaların; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü de gıyabında "Gençliğe Hitabe"den disipline göndermediklerine yatıp kalkıp şükür edelim!
Yaşasın aşiret kültürü...
Yaşasın aşiret kafası...
21. Yüzyıldayız ve Cumhuriyet'in çimentosu CHP'de kimler giyotine gönderiliyor, kimler kazığa oturtulmaya çalışılınılıyor...???!!!
Not: Kemal Karataş, kibar ve nazikçe yazmasaydı, bunlar başına gelir miydi?