İngiltere'de milyonlarca seçmen, ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkıp çıkmamasını oylamak için dün sandık başına gitti. TSİ 00:00 itibariyle referandumda oy verme işlemi sona erdi. Resmi olmayan sonuçlar gelmeye devam ediyor. Açıklanan sonuçlara göre, AB yanlıları ve AB'den ayrılma taraftarları arasında kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. İngiltere'nin AB'den ayrılmasını isteyen seçmenlerin oranı yüzde 52.İlk sonuç saat farkından dolayı referandumun bir saat önce bittiği Cebelitarık'tan geldi. Referandum kararını açıklayan ikinci bölge ise Newcastle oldu. Resmi olmayan sonuçlara göre, AB'den ayrılma (Brexit) yönünde oy kullananların oranıyüzde 52. 'AB'de kalalım' diyenlerin oranı ise yüzde 48. "AB'de kalalım" diyenlerle "AB'den ayrılalım" diyenler arasındaki oy farkının 1 milyon olduğu belirtildi. Galler "ayrılalım" derken İskoçya "Kalalım" dedi Galler, Swindon'da da seçmenlerin çoğu ayrılma yönünde karar verdi. İskoçya'daki Orkney and Clackmannanshire'da sandıklardan AB'de kalınması yönünde sonuç çıktı. Galler'den gelen ilk sonuçlar, % 54.9'la AB'den ayrılma eğiliminin daha güçlü olduğunu gösterdi. Kuzey İrlanda'da ise şu ana kadar açılan sandıklar AB'de kalma yönünde bir eğilimi ortaya koyuyor.Bahislerde rüzgar tersine döndüBahis şirketleri ise sonuçlar açıklandıkça ve Brexit yanlılarının oyları daha hızlı artınca,İngiltere'nin AB'den çıkma ihtimalini yüzde 60'a yükseltti.Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkilerin geleceğini ve ülkenin birlik üyeliğinin devam edip etmeyeceğini belirleyecek kritik referandum için oy verme işlemi yerel saatle 22.00'de (TSİ 00.00) sona erdi. Sandıkların kapanmasının ardından oyların sayımına geçildi. Seçmenlerin, "Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusunu yanıtladığı referandum sonucunun, önümüzdeki saatlerde belli olması bekleniyor. Referandumla ilgili sandık çıkış anketi yayımlanmadı. Ancak bazı basın kuruluşları, yayın yasağının kalkmasıyla birlikte kamuoyu araştırma şirketlerine referandum günü yaptırdıkları anketleri yayımlamaya başladı.Anket sonuçlarıYOUGOV araştırma şirketinin açıkladığı ilk sandık başı anketine göre, AB'de kalma yönünde oy kullananların oranı yüzde 52 iken, AB'den ayrılma yönünde oy kullananların oranı yüzde 48'de kaldı.Ipsos Mori'nın yaptığı ankete göre ise AB'de kalınması yönünde oy kullananların oranı yüzde 54, ayrılma yönünde oy kullananların oranı ise yüzde 46 görünüyor.Sandıkların kapanmasıyla birlikte ilk bilgiler de ulaşmaya başladı. Referanduma katılan Cebelitarık'ta katılım oranı yüzde 83.65 olarak açıklandı. Farage'dan şaşırtan tahminİlk anketlerin açıklanmasının ardından Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi UKIP Lideri Nigel Farage 'AB'de kalınması yönünde yürütülen kampanya kazanmış görünüyor' açıklamasını yaptı. AB'den ayrılma taraftarı olan Farage'ın bu tahmini, ilerleyen saatlerde gelen oylama sonuçlarıyla çelişti.AB üyeliğinin devamı yönündeki kampanyanın başını çeken İngiltere Başbakanı David Cameron ise resmi Twitter adresinden, "Britanya'nın daha güçlü, daha güvenli ve Avrupa'da daha iyi olması için oy veren herkese teşekkür ediyorum" diye yazdı. İngiltere’de sandıktan ne sonuç çıkarsa çıksın AB açısından hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İngiltere’nin AB’de kalma kararı alması durumunda yumuşak ve daha yavaş değişim süreci, AB’den çıkış (Brexit) kararı alması halinde ise daha hızlı ve radikaldeğişim yaşanacak.Kalma kararı çıkarsaİngiltere’nin AB’de kalması halinde bu kararın ‘az farkla mı çok farkla mı’ alındığı belirleyici olacak. Her iki durumda da AB’de bazı değişimler yaşanacak olsa da nüansları oy farkı etkileyecek. Muhtemel gelişmeler şöyle:Fark az olursa: İngiltere Başbakanı David Cameron’ın şubat ayında AB ile yürüttüğü veEuro Bölgesi, ekonomik yönetişim, rekabet, egemenlik ve serbest dolaşım ayakları üzerine oturttuğu müzakerelerde varılan anlaşmanın unsurları hayata geçirilmeye başlanır. AB’de kalma kararı çok farkla alınırsa bu unsurlar daha hızlı ve daha az dirençle karşılaşılarak devreye sokulur. Karar az farkla çıkarsa süreç daha yavaş işleyebilir. İngiltere’nin AB ile vardığı anlaşma diğer ülkeler tarafından da talep edilmeye başlanabilir. Bu durumda AB belli adımlar atmak zorunda kalabilir. İngiltere’nin genişleme konusunun da aralarında olduğu bazı politikalarını gözden geçirmesi kaçınılmaz olabilir. Mevcut yaklaşımlarından daha sert politika izleyebilir.Fark çok olursa: Seçmen açık arayla AB’de kalma kararı alırsa İngiltere mevcut politikasını sürdürülebilir. Londra yönetimi karar alma mekanizmalarında çok daha aktif bir pozisyon alabilir. Başbakan Cameron’ın Avrupa ile ilişkilerinde kendikamuoyuna yönelik eli nispeten rahatlar.Ayrılma kararı çıkarsaBrexit, yani ayrılma kararı alınması halinde AB’nin kimyası kaçınılmaz şekilde değişecek. Muhtemel gelişmeler şöyle:AB’nin ilk hamlesi Brexit’in domino etkisi yaratmasını engellemeye çalışmak olur. Fransa’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda AB ülkesinde popülist partilerin güç kazanmaya devam etmesi dikkate alınarak, Brexit örneğinin izlenmesini engellemek amacıyla radikal adımlar atılabilir.Brexit etkisi altına girme riski en yüksek ülkelerden biri Fransa. Brexit’in İngiltere açısından fazla sorun yaratmadığı bir durum oluşması halinde Fransa’nın çıkışını savunan aşırı sağın iktidara ulaşması şehir efsanesi olmaktan çıkabilir. Bu da Avrupa projesini yaşamsal bir sorunla karşı karşıya bırakabilir.
Brexit, bazı AB ülkelerinde ekonomi alanında çok olumsuz sonuçlar doğuracağından ekonomik ve sosyal şoklar olabilir. Bunlar da yeni krizleri tetikleyebilir.Brexit'te süreç nası işleyecek?Brexit kararı alması halinde sancılı bir ‘boşanma süreci’ yaşanacak. Sonucun yasal açıdan İngiliz hükümeti açısından bağlayıcılığı yok. Ancak böyle bir sonucu siyasi açıdan görmezden gelmenin imkanı olmadığından İngiltere Başbakanı Cameron’ın ilgili prosedürü hızla başlatması bekleniyor. Boşanmanın başlaması için Cameron’ın kararı Lizbon Antlaşması’nın 50’nci maddesine bağlı olarak AB Konseyi’ne bildirmesi gerekiyor. Süreç bu bildirim yapıldığında başlayacak. Taraflar ayrılığı müzakere edip bir anlaşma sağlayacak. Bu anlaşma sağlandığı andan itibaren ya da bildirimden sonra en geç iki yıl içinde AB antlaşmaları İngiltere için uygulanır olmaktan çıkacak. Bu süreyi uzatma imkanı olsa da AB ve İngiltere’nin oybirliği gerekiyor.Ayrılam halinde opsiyonlar nelerİzlanda ve Norveç modeli: Bunlardan ilki ve en sık dile getirileni İngiltere’nin İzlanda ve Norveç’in de yer aldığı Avrupa Ekonomik Alanı’na dahil olması. İngiltere, ortak pazara erişim sağlayacak, ancak AB kararlarına ortak olamayacak.İsviçre modeli: Yüzlerce anlaşmaya dayanan İsviçre modeli de bir başka model ancak bu anlaşmanın İsviçre’yi bile tatmin etmediği düşünüldüğündeİngiltere için bir opsiyon olabileceğini düşünmek zor. AB’yle Serbest Ticaret Anlaşması ya da Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği benzeri bir anlaşma imzalamak da öteki seçenekler arasında.
Brexit, bazı AB ülkelerinde ekonomi alanında çok olumsuz sonuçlar doğuracağından ekonomik ve sosyal şoklar olabilir. Bunlar da yeni krizleri tetikleyebilir.Brexit'te süreç nası işleyecek?Brexit kararı alması halinde sancılı bir ‘boşanma süreci’ yaşanacak. Sonucun yasal açıdan İngiliz hükümeti açısından bağlayıcılığı yok. Ancak böyle bir sonucu siyasi açıdan görmezden gelmenin imkanı olmadığından İngiltere Başbakanı Cameron’ın ilgili prosedürü hızla başlatması bekleniyor. Boşanmanın başlaması için Cameron’ın kararı Lizbon Antlaşması’nın 50’nci maddesine bağlı olarak AB Konseyi’ne bildirmesi gerekiyor. Süreç bu bildirim yapıldığında başlayacak. Taraflar ayrılığı müzakere edip bir anlaşma sağlayacak. Bu anlaşma sağlandığı andan itibaren ya da bildirimden sonra en geç iki yıl içinde AB antlaşmaları İngiltere için uygulanır olmaktan çıkacak. Bu süreyi uzatma imkanı olsa da AB ve İngiltere’nin oybirliği gerekiyor.Ayrılam halinde opsiyonlar nelerİzlanda ve Norveç modeli: Bunlardan ilki ve en sık dile getirileni İngiltere’nin İzlanda ve Norveç’in de yer aldığı Avrupa Ekonomik Alanı’na dahil olması. İngiltere, ortak pazara erişim sağlayacak, ancak AB kararlarına ortak olamayacak.İsviçre modeli: Yüzlerce anlaşmaya dayanan İsviçre modeli de bir başka model ancak bu anlaşmanın İsviçre’yi bile tatmin etmediği düşünüldüğündeİngiltere için bir opsiyon olabileceğini düşünmek zor. AB’yle Serbest Ticaret Anlaşması ya da Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği benzeri bir anlaşma imzalamak da öteki seçenekler arasında.