Haşmet Aysan'ın Gündem 35'teki köşe yasından alınmıştır:
"HUKUK YOLU İLE SUSTURAMAYINCA YÖNTEM DEĞİŞTİRDİLERAsılsız ve iftira nitelikli haberler yaptırarak sosyal medyada açtıkları fek hesaplardan paylaşıma başladılar. Gün geldi, “hem evli, hem nişanlı hem de sevgilisi var, üçü bir arada” dediler,Gün geldi, “Haşmet tatmin olamıyormuş” diye yazdırdılar.Gün geldi “Gey” dediler.Gün geldi “arkadaşının karısını ayarttı, kendi karısını boşadı onunla evlendi” dediler.Gün geldi, “boşanırken karsının malını, malı yoksa parasını aldı” dediler,Gün geldi, “boşanırken karısının kardeşleri dövdü” dediler.Gün Geldi, “Çine’de dayak attılar” dediler,Gün geldi, “Fantasia Otel’de alem yaptı” dediler,Gün geldi “rüşvetçi ve komisyoncu” dediler.Gün geldi, “parayla silah ruhsatı sattı” dediler,Gün geldi, “Bakanın arkadaşından 2 milyon dolar rüşvet istedi bakanlıktan kovuldu” dediler,Gün geldi, “ASKİ’ye Genel Müdür olmak istedi” dediler.Gün geldi, “Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne Genel Sekreter olmak istedi” dediler.Gün geldi “sevgilisini belediyeye işe aldırdı” dediler.Gün geldi, “sevgilisini belediyeye işe alınmayınca bu karalamaları yapıyor” dediler.Gün geldi “belediyeden kovuldu” dediler,Gün geldi, “FETÖ’den tutuklu Emniyet Müdürleri ile şifreli konuştu” dediler.Gün geldi, “FETÖ’nün parası ile ev, araba, yazlık aldı” dediler.Gün geldi, “FETÖ’nün Aydın Emniyet İmamı” dediler,Gün geldi, “siyasetin fırıldağı” dediler.Gün geldi “Dev Yolcu” dediler.Gün geldi, “Kumpasçı” dediler.Gün geldi, “Özlem ve Erkan düşmanı” dediler.Gün geldi evimizi izlediler.Gün geldi işyerimizin karşısında her gün 2 adam diktiler, geleni gideni fişlediler.Gün geldi, kim selam veriyor ve konuşuyorsa onlara “ilişkinizi kesin” dediler,Gün geldi, gittiğim cafe ve restaurantlarda fotoğrafımı çektirdiler.Gün geldi iftira içerikli haberleri gazetede bastırarak köy köy AYBA personeli ile dağıttırdılar.Gün geldi Hürriyet’te Yalçın Bayer’e hakkımda yazılar yazdırdılar.Gün geldi, Durmuş Tuna, Nezir Çetin, Cem Celil Lale, Erdal Karakavukoğlu’na yazı yazdırdılar.Gün geldi taşeron çalışanlara “işten çıkarmak tehdidi” ile aşağılık yazıları paylaştırdılar.Gün geldi, her gün Osmanlı Torunu isimli aşağılık twitter hesabından her türlü iftirayı attırdılar.Gün geldi, bu işler için belediye şirketlerinden müptezellere paralar akıttılar.Gün geldi, bu işleri yaptırmak için ihaleler verdiler.Bunlar içinde suç duyurusu dilekçesi hazırladım “ADALETE” teslim ettimBU YÖNTEMLE DE BİR SONUÇ ALAMADI, YİNE DURMADI, BU SEFER BAŞKA BİR YÖNTEME GEÇTİ..Bakın ne diyor…“Haşmet Aysan bana çok zarar veriyor!Kulağını çekin, susturun onu..”“Adresini bilmiyoruz” diyorlar.“O kolay, ASKİ’deki su abonesi dosyasından verecekler” diyorlar.“Oturduğu sitenin girişinde güvenlik görevlisi var,İçeri giren araçların plakası kaydoluyor kime geldin diye soruluyor her tarafta kamera var.İçeri girmek ve keşif yapmak zor” diyorlar.O’na da bir çözüm bulunuyor.Kuşadası’ndan biri devreye giriyor.“Arkadaşımın o sitede satılık evi var, ona bakmak bahanesi ile içeri girersiniz” diyor.Keşif yapılıyor.“Hala neden bitirmiyorsunuz” diye telefonda fırça atıyor.“Bitirin işini, kırın kolunu bacağını” diyor.Bir müddet sonra “hala bu işi bitiremediniz” diye yine fırça atıyor...“Telefonda fazla konuşmayalım,Hafta sonu Çakırbeyli’ye gelin” diyor.Muhtarlık binasında 4 kişi..“Bir müddet sonra M…. hanım, M…. bey bize biraz müsaade edin özel görüşme yapacağız” diyor.“Yazıklar olsun size,Bir işi bitiremediniz, elini kolunu kırmadınız susturamadınız” diyor.“Başka bir suçtan dolayı hakkımızda serbest denetimlik uygulaması var,Bu işi yaparsak o cezayı kaldığı yerden çekeriz süre bitsin gereğini yaparız” diye zaman kazanılıyor.Daha sonra telefonlarını arayarak “bitirin bu işi” diye talimat vermeye devam ediyor.“Biz bu işi yapamayız” diyorlarSiz misiniz o işi yapmayan…Önce sürülüyorlar, sonra belediye şirketindeki işlerine son veriliyor.Oda yetmiyor,“Siz benim gerçek yüzümü daha görmediniz sizi burada barındırmam” diye tehdit ediyor.Bunların hepsi kayıtlı.Bir suç duyurusu dilekçesi de bunun için hazırladık yine "ADALETE" teslim ettik…"
Albert Einstein der ki; "Anlatıklarınız karşınızdakinin algılama kapasitesiyle doğru orantılıdır. 100 Kelime de söylesiniz onun kapasitesi 5 kelimeyse, dafa fazlasını algılayamaz!"
Birileri yazmadıklarımızı bile algılayamıyorsa BİZE NE! Bak adam bi güzel ettiğiniz lafları alt alta kaleme alıp yazmış! O günden beri okuyup algılayamıyorsanız; SUÇ BİZİM Mİ?
Şimdi; yukarıdaki yazı Haşmet aysan tarafından kaleme alınmış ve Gündem Otuzbeş'te yayınlanmıştır...
Haşmet Aysan, bunları tam 3 yıl 10 gün öncesinde yazmış...
Bir tanenizin bile GIKI çıkmamış!
Türkçesi, yalayıp yutmuşsunuz ve ardından "Yarabbi Şükür" demeyi de unutmamışsınız!
Geçmişe ne derler?
Mazi...
Öpülmüşe ne derler?
Gazi...
Şimdi, "GAZİ"ler bugün can ciğer kuzu dolması olmuşlar, "MAZİ"leri GÜNCELLENİNCE el birliğiyle saldırıyorlar!
Yahu biz mi yazdık "Ulan O...pu" yazısını?
Yazan da YAZDIRTANDA belli değil mi?
Biz ne yapmışız; elimizin tersiyle itmişiz!
Yazmış mıyız?
Hayır!
Bakın, kendisini ne diyor: "Gün geldi “Gey” dediler."
Eeee... Sizin şimdi "MAZİ"nizde elin adamına "Gey" demişliğiniz varsa; o da sizin için "Ulan O...pu" yazısı yazdırmışsa; BİZE NE!
Bizim işimiz gazetecilik ve habercilik!
Siga, siga yolsuzluk dosyalarını da bir bir açacağız zaten!
Kaldı ki; acelemiz de yok!
Bize ne dün birbirini öpenlerin bugün "GAZİ" olmuşlukları!
Bizim için Aydın halkının, tüyü bitmemiş yetimin hakkının korunması!
As olan budur!
Dün o ona "Gey" demiş, bu ona "O...pu" demiş, BİZE NE!