ORHAN UĞUROĞLU
Uğuroğlu'nun bugün Yeni Çağ gazetesindeki köşesinde yayınlanan "Erdoğan ve Terim ile hırs ve nefret" başlıklı yazısı:
İster siyasetçi, ister sporcu, ister iş insanı, ister bürokrat, ister hukukçu ve ister gazeteci, ister yönetici olun fark etmez hırsınız aklınızı geçmemeli…Galatasaray’ın Başakşehir’i yenerek şampiyonluğunu ilan ettiği maç sırasında ve sonrasında Fatih Terim’in yaşadığı ve yaşattığı olaylar ne spor ahlakına ne de insanlığa sığar.Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” diye sporculara harika bir hedef koydu.Rakip futbolculara, tekme ve yumruk atan, küfürler savuran, yedek kulübesini yumruklayan Fetih Terim hakem tarafından tribüne gönderildi. Ceza kuruluna yine yeniden sevk edildi…Bu kaçıncı vukuatı bilmiyorum.Hırs ve nefret dolu eylemleri ile tanınan Terim anlaşıldı ki Futbol federasyonu tarafından verilen cezalar ile uslanmayacak, sakinleşmeyecek…Bırakın bir takımın teknik sorumluluğunu üstlenmesini stadyumlara girmesinin yasaklanması da gerekli Fatih Terim’in.Galatasaraylı dostlarım, okurlarım kusura bakmasınlar ama Terim o muhteşem kulübe de Türk sporuna da yakışmıyorŞunu da vurgulayayım ki Başakşehir’i de belediye destekli spor kulüplerini de asla sevmem desteklemem.Eğer spora yatırımı yapacaklarsa alt yapılarından yetiştirecekleri sporcular ile ve tamamı Türk sporcularla mücadele etmeliler. Yabancı sporculara milyonlarca dolar ödenmesine şiddetle karşıyım…İstanbul örneğini verecek olursak, Başakşehir’e Arda Turan’ı transfer etmek için İstanbul Halk Ekmek bütçesinden para aktarmak ne demek?İstanbulluların kaynaklarını siyasi talimat ile har vurup harman savurmak ayıptır, günahtır.Başakşehir’e tahsis edilen stadyumundan Fatih Terim adının silinmesi için kulüp yönetimi karar almış.Bu kararı son derece olumlu buldum ama uygulamak zordur.Çünkü Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilen bu adı Başakşehir Başkanı, Erdoğanların akrabası Göksel Gümüşdağ kaldırmayı cesaret edemez.AKP genel başkanı Erdoğan deyince siyasi hırsı ve rakip siyasilere yönelttiği nefret söylemlerini de gündeme getirmemek olmaz…Fatih Terim galip gelmek, şampiyonluk kazanmak için ne kadar hırs ve nefret doluysa Erdoğan’da seçim kazanmak ve iktidarda kalmak için o kadar hırslı ki hiç çekinmeden nefret söylemi kullanıyor.CHP ve İYİ Parti genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener için 31 Mart öncesi söylemleri ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kaybeden Erdoğan’ın seçimin iptali için gösterdiği hırs unutulur mu?İşte bu yüzden hırsın aklı geçmesinin önemine değindim…Bu noktada hırs ve nefret söylemi yerine sevgi ve barış dili kullanan Ekrem İmamoğlu’nun tavrını da vurgulamak gerekir.Değerli okurlarım,Binali Yıldırım esprili bir siyasetçidir ama yaptığı açıklamalarla bir zamanların başbakanı Yıldırım Akbulut fıkralarının pabucunu da dama attı.Bir okurum yeğenine 23 Haziran seçiminde oy kullanmaya sandık başına gittiğinde nasıl davranması gerektiğini şöyle anlatmış:DAYI NASİHATİ…Kemal oğlum
- Efendim dayıcım?
- Neden?
- Nasıl yani dayı? Benim CHP’ye oy vereceğimi nasıl anlasınlar ki?
- İyi de dayı ne yapabilirim ki?
- Haaa, sonra?
- Yok ya dayı sen çok kuruntulusun…
- Yok, be dayı, eksik oy pusulası alanlar itiraz etmezler mi? Salak mı onlar?