ANALİZ
Öncelikle; CHP'li Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay'ı Didim Su Ürünleri OSB ve Balık Çiftlikleri'nin kurulmasına karşı sergilediği "NET" tavrından dolayı kutluyoruz...
Hatadan, yanlıştan dönmekte bir erdemdir...
Belki Başkan Atabay'ın ta başından böyle bir tavır sergilemesi gerektiğini düşünenler olabilir... Ne mutlu ki bizlere; Başkan Atabay'ı Temmuz 2019 ayında basın toplantısı yapmaya sürükleyebildik ve "TELİKENİN FARKINA" vardırabildik!
Kesintisiz bir yıldır Didim halkının Anayasal TEMİZ ÇEVREDE YAŞAM HAKLARININ olduğunu içeren onlarca haber ve yazıyı kaleme aldık...
Fakat, bu çevre sorununa gövdesini koyacak bir önder, lider gerekliydi! Ve o lider ve önder dün megafonu aldı eline ve sahaya çıktı: A. Deniz Atabay...
Bu fotoğraf tarihi bir fotoğraftır...
Çevre adına başlatılan mücadelenin ilk ve tek somut fotoğrafıdır...
Bu fotoğrafın altına kitap bile yazabiliriz...
Dün Didim'de Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger'in de katıldığı kurulması planlanan OSB ve Balık Çiftlikleri için bir "fizibilite" toplantısı gerçekleştirildi... Bir dizi bilim adamı da konuya ilişkin görüşlerini ve olasılıklar üzerine düşüncelerini açıkladılar...
Dünkü toplantıda bilim adamlarının bile konuyu sağlıklı bir şekilde açıkladıklarını söyleyemeyiz! Futbol tabiriyle; salonda top çevirip durdular!
Hele bir tanesinin verdiği İzlanda örneği, deyip yerindeyse tam bir komediydi!
İlginç olan, bu zat-ı muhterem (Sormuşlar gibi) önce kendisinin ne olduğunu anlatarak başladı sözlerine!
Ardından da İzlanda da bu işler vay şöyle yapılıyormuş vay böyle yapılıyormuş da çevre mevre etkilenmiyormuş!
Siz hiç duydunuz mu bir ABD vatandaşının İzlanda'ya deniz-kum-güneş üçlüsü için gittiğini?
Ama öyle ama böyle, ucundan kıyısından ekonomisi turizme bağlı bir ilçeye indirilecek balyozdan söz edilmedi dünkü taplantıda! (Atabay'ın dışında) Fakat, dün olduğu gibi bugünde Amerikalısı'ndan tutun Avrupalısına, uçağa atladığı gibi deniz-kum-güneş üçlüsünün keyfini çıkarmak için, binlercesinin, yüzbinlercesinin bir sezonda Didim'e geldiğini nasıl unutabiliriz?
Bu bilim adamı herhalde İzlanda adına bu toplatıya katılıp düşünce ve görüşlerini bildirdi! Toplantıda; bayan bilim insanı sizden iki dakika öncesinde de böylesi bir balık sanayisinin kurulması ve çevreyi etkilemeyecek oluşundan söz etmek için, en az yapılacak olan yatırımların 2-3 katının da arıtma vb. gibi çevreyi etkilemeyecek yatırımların olması gerektiğinin altını çizdi! Kısacası, bayan bilim insanı zorlanarak olsa da bazı gerçekleri anlatmaya çalıştığını düşünüyoruz!
Bırakın bu alanın 1. Derecede SİT oluşunu bir kenarıya... Dibinizdeki Yatağan Termik Santralinin bacasına sadece filtre takılması için çevreciler yıllar boyu verdikleri mücadeleleri hatırlamıyor musunuz?
Aliağalı ve Yeni Foçalılar zehir solumamak için, bir demir çelik fabrikasınının bacasına filtre taktırmak için tamı tas tamamı 5 yıl mücadele ettiler!
Bu bilim insanı kardeşimizin bu ülkede sermayenin çevreye nasıl baktığını bilmiyor ve hala öğrenememiş olabilir mi?
Bakın, bu ülkede herşeyden önce sermayeyi temsil edenlerin de ahlak sorunu olduğunu unutmayalım! Bankalar özelleştirilme adında sermayeye peşkeş çekildi mi? Çekildi! Sermaye kısa bir sürede aldıkları bankaların içini boşaltı mı? Boşalttı! 60 Milyar dolarlık yük kimin omuzlarına bırakıldı? Halkın omuzlarına!
Böylesine gerçekler ortadayken; hangi balıkçı sermaye grubu kalkacakta Didim halkı temiz, kokusuz hava solusun, tatilciler temiz denize girsin diye işletmesine yatıracağının 3 katını da çevre için yatıracak?
Var mı böyle bir anlayışa sahip sermaye bu ülkede? Ama az ama çok, Didim halkının turizm ekonomisine indirilecek balyozun yarınlarda yapacağı tahribattan söz edilmediği toplantıda, bir de Avrupalının 5'te 3 mü, 5'te 2 mi balık, deniz ürünlerini biz karşılıyor muşuz denilmiş! Böylesi bir tespitten utanalım mı yoksa ağalanacak halimize gülelim mi? Arkadaşlar bu ülke Avrupalının çöplüğü mü? Bizler Avrupalıların marabası mıyız? Neden kendi denizlerinde balık çiftlikleri kurmuyorlar? Madem bu iş gıda açısından çok önemli bir detaysa; Neden kendi denizlerinin kirlenmesine izin vermiyorlar?
Dünkü toplantının özetine gelirsek;
Bakın, kurbağayı sıcak suda canlı canlı haşlayamazsınız! Fakat, soğuk suda ve kısık ateşte canlı canlı haşlar, o da haşlandığının farkına varmadan mefta olur gider!
Bizim anladığımız kadarıyla; Didim OSB ve Balık Çiftlikleri konusunda Didim halkı yavaş yavaş ısıtılıyor! Bu işin mimarı da zaten dünkü toplantıda kıs kıs gülüyor, ellerini ovuşturuyordu! Bu zat-ı zaten sizler bizden çok yakından tanıyorsunuz: Devletin hazine arazilerinin talanı dosyasının baş şüphelisi!
Adam zaten kayınbabası üzerine bu alanın tam orta göbeğinden 40 dönüm arazi kapatmış durumda! Onun turizm, çevre gibi derdi yok! O rantın peşinde! Bakmayın siz onun çevreci takiyelerine!
Ha... Bir de çevreci geçinen soytarılar var! Emek hırsızı, imza toplayıcısı soytarılardan da uzak durmanızı şiddettle tavsiye ediyoruz! Bu tiplerin ne yaşama dair düşünceleri olabilir ne de çevreye karşı duyarlılığı! Güç, reklam, rant neredeyse anında o kayığa binerler! Tek dertleri kendilerini "bir şey" göstermek ve "bir şey" sanmaktan ibarettir! Çakaldırlar... Ne zaman ısıracaklarını da anlayamazsınız! Tekrar yineliyoruz; olası bu çevre sorununda eksik olan tek şey vardı o da lider... O da megafonu aldı eline indi sahaya...
Bundan sonra mı?
Gün, Başkan Atabay'ın etrafında kenetlenme günüdür!
Gerisini mi?
Liderinizden bekliyoruz!
Kalın sağlıcakla...
Not: Didim turizminin alt yapı uzmanını göremedik dünkü toplantının video ve fotoğraf karelerinde! Yine bir tarafını düzeltirmek ve güzelleşmek adına estetikçi de sırada mıydı yoksa???!!!
İŞTE BAŞKAN ATABAY'IN TOPLANTIDAKİ TARİHİ KONUŞMASI: