(1)(2)(3).jpg)
Üç gün oluyor...
E postamıza elektronik iletinin düşeli...
E postanın ekine PDF.DOC ile gazete küpürü vardı...
Pazar gününün kara akşamına kadar bekledik...
Acaba, başka biri daha Didim'den iletişime geçer mi diye???!!!
İsmi saklı e postayı gönderen okurumuz şunları yazmış: "Abi, Didim medyası bu konuya zaten el atmaz! Dosyayı en iyi şekilde sizin anlayıp haber yapacağınıza güveniyorum. Bu işin sonu ne olur? Belediye Başkanı, Didim Ticaret Odası Başkanı BALIK ÇİFTLİKLERİNE KARŞIYIZ KURDUTMAYACAĞIZ dediler. Şimdi ÇED oylaması yapılacakmış galiba... Balık çiftilklerine karşı çıkanlar şimdi ne yapacaklar? Sözlerinde duracaklar mı? (...)"
Evet... E posta kaygı dolu kelimelerle uzayıp gidiyor...
Sıradan bu Didimli arkadaşın feryadına kayıtsız kalamazdık!
İlginç olan; aklımıza gelmedi de değil!
Kendi kendimize; "Yazmasak beklesek, balık çiftliklerine karşı olan kelli felliler acaba ne yapacaklar?" diye düşünmedik de değiliz....
Fakat, elimiz elvermedi ve Didim halkının haber alma özgürlüğü daha ağır bastı ve ilk balık çiftliğinin kurulacağına ilişkin ÇED dosyasını elimize aldık ve inceledikten sonra sorumluluk sahiplerini göreve davet etmeyi uygun bulduk!
Malumunuz; Didim halkının ANAYASAL TEMİZ ÇEVREDE YAŞAM HAKKINI savunan onlarca haber/yazı yazmış, Didim'de Su Ürünleri Organize Sanayi'nin kurulmasıyla birlikte olası ÇEVRE FELEKATLERİNE dikkat çekmiştik!
Olası bu çevre felaketini ilk defa en ciddi bir şekilde haberleştirip duyuran Gündem Otuzbeş olmuştu...
Haberlerimiz birilerinin keyiflerini kaçırmış olsa da; başta Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay lütfedip gazetimizin adını anmadan "basında çıkan haberlere göre" cümleleri kurarak sanki konuya hakim değilmiş, bilmiyormuş gibisinden basın toplantısı düzenlemiş ve şunları söylemişti: "Toplantıda konuşan Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, aynı şeylerin konuşulması yerine farklı şeylerin söylenmesi ve yapılması gerektiğine dikkat çekerek; “Bugün burada bir yürütme kurulu oluşturma fikrimiz var. Burada kuracağımız yürütme kurulu ve ardından oluşturmak istediğimiz komitelerle her yurttaşımızı bilgilendireceğiz. Önce Didim’de yaşayan 100 bin kişiyi ardından da tüm ülkeye konuyu taşımalıyız. Burada bir konsorsiyum sağladığımızı düşünüyorum. Hepimiz sorunun takipçisi olacağız” dedi.
Başkan Atabay, yürütme kurulu platformu ve ardından komitelerin kurulmasına açıklık getirerek; “Platformumuz süreci takip edecek. Bir Hukuk komisyonu kurularak konunun hukuki yönden takip edilmesi gerekiyor. Öte yandan basının ve kamuoyunun bilgilendirmesi noktasından Basın ve Halkla İlişkiler komisyonu gerekli. Bu komisyon konuyu halka duyurulmasında etkin olacak. Diğer bir komite ise Sokak komisyonu, bu komisyonda eylem, basın açıklamaları ve olaya yönelik duyarlılığın arttırılması yönünde çalışacak. Bizler bugün burada uzun ve ince bir yolculuğa çıktık. Karşımız güçlü gruplar var, iyi argüman ve enstrümanlar kullanırsak mücadeleyi kazanırız ve kazanacağımıza da inanıyorum” dedi.
Atabay’ın konuşmasının ardından toplantıya katılan katılımcılar öneri ve görüşlerini dile getirerek, yeni balık çiftlikleri ile buna bağlı olarak yapılması düşünülen Tarımsal Organize Sanayi bölgesinin önlenmesi noktasında atılacak her adıma destek olacakları mesajını verdi. Toplantı sonunda oluşturulacak Yürütüme kurulu ile 3 komitede görev almak isteyenlerin başvuruları alındı. "
Başkan Atabay bunları 16 Temmuz 2019'da söylüyor...
Gündem Otuzbeş, AA ve İHA'nın resmi abonesidir... Ajansların servise koyduğu Bölge haberleri arasında özellikle en çok gündeme alıp yayımladıklarımızın başında Aydın haberleri gelir...
Başkan Atabay toplantıda, “Bugün burada bir yürütme kurulu oluşturma fikrimiz var. Burada kuracağımız yürütme kurulu ve ardından oluşturmak istediğimiz komitelerle her yurttaşımızı bilgilendireceğiz. Önce Didim’de yaşayan 100 bin kişiyi ardından da tüm ülkeye konuyu taşımalıyız. Burada bir konsorsiyum sağladığımızı düşünüyorum. Hepimiz sorunun takipçisi olacağız” diyor...
Soruyoruz; balık çiftiklerinin yaratacağı çevre felekati konusunda aydınlatılmış bırakın 100 bin Didimliyi, 100 tane gösterebilir misiniz?
Yürütme Kurulu ve 3 Komitenin kurulması adına başvuruların dahi alındığını belirtiyor Başkan Atabay... Yürütme Kurulu ve Komitelerde yer alanların kimler olduğunu bilen bir Didimli gösterebilir misiniz?
Breh... Breh... Basın ve Halkla İlişkiler Komisyonunun bile kurulduğunu işaret eden başkan Atabay, "Basın ve Halkla İlişkiler komisyonu gerekli. Bu komisyon konuyu halka duyurulmasında etkin olacak. Diğer bir komite ise Sokak komisyonu, bu komisyonda eylem, basın açıklamaları ve olaya yönelik duyarlılığın arttırılması yönünde çalışacak. Bizler bugün burada uzun ve ince bir yolculuğa çıktık. Karşımız güçlü gruplar var, iyi argüman ve enstrümanlar kullanırsak mücadeleyi kazanırız ve kazanacağımıza da inanıyorum” diyor!

Bu komisyonlar hayali değilse arkadaşlar, bugüne kadar e postamıza neden bir basın bülteni düşmedi? Hadi Gündem Otuzbeş'e gıcık olduklarından bülten göndermediler diyelim... Peki, İHA'ya, AA'ya da mı bülten geçmediler? Geçmiş olsalardı, gözümüzden kaçar mıydı? Hadi bir tane kaçtı diyelim... Başkan Atabay'ın açıklamasına bakarsanız; komisyon tarafından basın bületini bombardumanı altında kalacağınızı düşünürsünüz!
Umumi manzara böyle olsa bile yine bizler Başkan Atabay'ın 16 Temmuz'da yaptığı bu açıklamanın arkasında duracağını düşünüyoruz...
Ve... 16 Ocak'a kadar da 100 bin olmasa bile 10 bin Didimliyi balık çiflikleri ve çevre konusunda ayadınlatacağını ve CHP örgütü ile Didimli çevrecilerle birlikte kol kola girip Akköy'de yerini alacağından da emin olduğumuzu belirtiyoruz!

"Konuyla ilgili İl Tarım Müdürlüğü yetkilileri ve ticari firmalarla toplantı yapıldığını, yatırımın düşünüldüğü alanda ÇED raporu hazırlanması noktasındaki çalışmaya imza verdiklerini kaydeden Erbaş, Oda olarak en başından itibaren bu yatırıma karşı olduklarını açıkladı. Süreçle ilgili yaptıkları ziyaretleri de değinen Erbaş, konuyu Turizm Bakanına ilettiklerini ve Bakanın da aynı fikirde olduğunu paylaştı.
Erbaş, Didim Ticaret Odası olmadan OSB’nin kurulmasının yasal anlamda olamayacağını açıklayarak “OSB’de bulunmayız, bizim dönemimizde de bu olmaz. Biz toplantılarda düşüncelerimizi dile getirdik. Didim Platformunda da dile getirdik.”dedi.
Erbaş Didim açıklarındaki mevcut balık çiftliklerinin kaldırılması noktasında oda olarak karar aldıklarını ve 16 Temmuz’dan itibaren imza kampanyansa başlayacaklarını açıkladı. Balık çiftliklerinin zararının somut olarak açıklanması içinde Oda bütçesinden bir çalışma yaptıracaklarını da dile getiren Erbaş süreçle ilgili kamuoyunu eksik bilgilendirmelerinin de kendilerinin de kaynaklandığını da sözlerine ekledi."
Didim Ticaret Odası Başkanı Hilmi Erbaş'ta balık çiftliklerinin ve OSB'nin kurulmasına karşı olduklarını düzenlediği basın toplantısında açıklıyor! Hatta Didim turizmin baltalanacağı düşündüğünden kaynaklı olacak; Turizm Bakanı ile görüştüğünü ve Bakanın da kendisi gibi düşündüğünü belirtiyor!
Ortada DTO Başkanı Erbaş'ın da son derece ciddi tavır sergilediği bu açıklamaların arkasında duracağını düşünüyor ve 16 Ocak'ta tüm oda üyeleriyle birlikte Akköy'de yerini alacağını düşünüyoruz...
"Görüşlerine Başvurulması Öngörülen Diğer TaraflarÇED süreci kapsamında ilgili kurumların görüşleri alınmaktadır. Bu kurumların görüşleri Çevresel Etki Değerlendirmesi çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Faaliyet deniz alanında gerçekleştirileceğinden ve su ürünleri yetiştiriciliği yapılacağından İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne ön izin talebinde bulunulmuş olup ilgili yazıda rapora konu faaliyetin Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ve Ulaştırma Altyapı Bakanlığı Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğünce uygun bulunduğu belirtilmektedir (Bkz. Ek-3.1). Proje alanına yakın belediye, muhtarlık gibi yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının halkın katılımı toplantısında görüş ve önerileri alınacaktır."
Bakın; yukarıdaki rapordan yaptığımız alıntıda belirtildiği gibi Akköy'de yapılacak olan ÇED toplantısına zaten yerel yönetimim ve STK'lar (DTO gibi) hem davetli hem de katılmalarının gerektiğine vurgu yapılıyor! Bir tarafımızdan uydurararak Başkan Atabay'ın ve Başkan Erbaş'ın katılmalarının gerektiğini söylemiyoruz; bilakis balık çiftliği kuracak firma "GELMELİLER" diyor!
Öte yandan Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun da bu Akköy'deki ÇED toplantısına katılacağını düşünüyoruz! En azından CHP'nin çevreye karşı duyarlı politikalarının neler olduğunu halka anlatma fırsatı bulacağını, İl Başkanı Ali Çankır'ın da bu toplantıya CHP'nin Aydın Milletvekillerini köylüleri yalnız bırakmamak adına davet edeceğini bekliyoruz!
Didimli çevrecilerin de itibar edeceğini düşündüğümüz bu ÇED toplantısına katılmasını önemsediğimiz diğer bir isimde DİTAB Müdürü, Didim Belediyesi CHP'li Meclis Üyesi Sevinç Karataş... Karataş'ın turizmin alt yapısını çökertecek olan bu çevre olayına en az CHP'nin aday adaylarından, çevre imza toplayıcısı (Hobi olsun diye toplamadıysa) Haydar Pınarbaşı kadar duyarsız kalmayacağını düşünüyoruz!
Balık çiftliklerine karşı olduğunu sosyal medya üzerinden kurduğu imza kampanyası ile adını duyuran CHP'nin aday adaylarından Avukat Nesrin Sandalcı'nın da 16 Ocak'ta hem çevreci hem de hukukçu kimliği ile katılacağını, köylüleri aydınlatmaya bugünden başlayacağını düşünüyoruz!
Şimdi gelelim işin püf noktasına!
Firmanın hazırladığı ÇED raporunun sondan 3. sayfasına geldiğinizde; "13.12.1982 tarih ve 17897 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan Su Ürünleri İstihsal Yeri İlanı" başlığı altında 1982 yılında Resmi Gazetede yayımlanmış bir küpür çıkıyor karşımıza!
Firmanın Didim'de balık çiftliği kurma "gerekçesini" ve "dayanağını" 12 Eylül Faşist Cuntası'nın o tarihte aldığı bir "tasarruf" kararı oluşturuyor!
Bakın, bundan sonra yazacaklarımız Didimli Avukat Nesrin Sandalcı'nın kapsama alanına girdiği gibi; kafa yorması lazım diyor ve bu konuya hukukçu gözüyle damgasını vurmasını gerektiğinin altını çiziyoruz! Ha çok yoğun olabilir... O zaman e postamıza "benden pas" elektronik iletisini gönderebilir! Kaldı ki Gündem Otuzbeş, İzmir Barosu Çevre Komisyonu tarafından sıkı takip edilen bir yayın organıdır! Bir bakmışsınız onlar devreye girmişler!
Tekrar firmanın gerekçesine ve dayanağına dönersek;
Bakın, Faşist 12 Eylül Darbecilerin bugün izleri Ak Parti Hükümeti tarafından bir bir silinmektedir! (Örnek: Kenan Evren'in heykelleri sökülüyor, parklardan, caddelerden, sokalardan isimleri kazınıyor!)
Ülkemiz bugün 12 Eylül Anayasısı ile yönetilmiyor! Parlementer sitemeden de Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sitemine geçmiş bulunuyoruz!
Daha net bir dille; ülkemiz denizleri bugüne oranla 1982'den daha temizdi ve bu kadar kirli de değildi!
Bir şekilde; hukuk gerekçeler manzumelerinden oluşan yorumdur!
1982'de belki böylesi bir yatırım çevre açısından sakınca doğurmayacak ya da gerekçeler bugün ki gibi net ortada durmayabilirdi!
Balık çiftliklerinin denizdeki habitata zarar vermeyeceğini kim söyleyebilir? (Bkz. İBBB Tunç Soyer'in Seferihisar Sığacık Körfezi'nde orkinos balık çiftliklerine karşı verdiği mücadeleye.)
1982'de BM'nin gündeminin birinci maddesini çevre oluşturmuyordu! Fakat, bugün BM'nin ana gündem maddesini çevre ve çevre sorunları oluşturmaktadır!
Çok uluslu emperyal şirketler 1982 yılında hala Güney Afrika'nın elmas yataklarını sömürüyor, zavallı Güney Afrikalılar 21. yüzyılda başlarına gelecek çevre felaketini henüz ayırt edemiyorlardı!
Ne yapalım şimdi bizlerde kalkıp 12 Eylül Cuntası'nın 38-40 yıl önce yapmış olduğu bir başka "tasarrufu" bulup, kolları sıvayıp, köylerimizin, ilçelerimizin, kentlerimizin geleceğini karartmaya mı soyunalım? Ya da dağları mı oymaya başlayalım?
Kaldı ki; 1982 yılında ülke yaşanyanlarımızın çevre bilinci bugünle bir miydi?
Neden bugün insanlarımız çevreye karşı dünden daha fazla duyarlı?
Gideceğimiz başka Türkiye var mı bu dünyada?
Gideceğimiz başka Aydın, Didim var mı?
Bakın, 1989 yılından beri (Yüksel Çakmur dönemi) Büyük Kanal Projesi çerçevesinde İzmir Körfezi'nin arıtılması için uğraşılıyor! izmir Körfezi yeni yeni nefes almaya başladı! 2-3 Yıldır yeni yeni balık çeşitliliğinde 3-5 tane daha canlı yaşamaya başladı İzmir Körfezi'nde...
Tekrar yineliyoruz; hukuk yorum olduğuna göre 1982'de 12 Eylül Cuntası'nın tasarufunu kalkıp günümüze uyarlayarak mı uygulayacağız?
Ne soruyordu Didimli duyarlı yurttaş e postasında: "Belediye Başkanı, Didim Ticaret Odası Başkanı BALIK ÇİFTLİKLERİNE KARŞIYIZ, KURDUTMAYACAĞIZ dediler. Şimdi ÇED oylaması yapılacakmış galiba... Balık çiftilklerine karşı çıkanlar şimdi ne yapacaklar? Sözlerinde duracaklar mı? (...)"
Bizde yanıtlıyoruz: Belediye Başkanı ve DTO Başkanının sözlerinde durmayacağı bir ortam yok ki! Firma zaten buyurun gelin diyor!
Sınava girecek olanlar da belli olduğuna göre; notu da Didim halkı, Didim esnafı vermeyecek mi?
O zaman....
Didim Halkının Anayasal Temiz Çevrede Yaşam Haklarını savunan yazılarımız devam edecek...
İŞTE FİRMANIN ÇED RAPORU:
-1.jpg)
-2.jpg)
-3.jpg)
-4.jpg)
-5.jpg)
-6.jpg)
-7.jpg)
-8.jpg)
-9.jpg)
-10.jpg)
-11.jpg)
-12.jpg)
-13.jpg)
-14.jpg)
-15.jpg)
-16.jpg)
-17.jpg)
-18.jpg)
-19.jpg)
-20.jpg)
-21.jpg)
-22.jpg)
-23.jpg)
-24.jpg)
-25.jpg)
-26.jpg)
-27.jpg)
-28.jpg)
-29.jpg)
-30.jpg)
-31.jpg)
-32.jpg)
-33.jpg)
-34.jpg)
-35.jpg)
-36.jpg)
-37.jpg)
-38.jpg)
-38.jpg)
-39.jpg)
-40.jpg)
-41.jpg)
-42.jpg)
-43.jpg)
-44.jpg)
-45.jpg)
-46.jpg)
-47.jpg)
-48.jpg)
-49.jpg)
-50.jpg)
-51.jpg)
-52.jpg)
-53.jpg)
-54.jpg)
-55.jpg)
-56.jpg)
-57.jpg)
-58.jpg)
-59.jpg)
-60.jpg)
-61.jpg)
-62.jpg)
-63.jpg)
-64.jpg)
-65.jpg)
-66.jpg)
-67.jpg)
-68.jpg)
-69.jpg)
-70.jpg)
-71.jpg)
-72.jpg)
-73.jpg)
-74.jpg)
