
"DEVLETİN GÜCÜ DİDİM’E YETMİYOR MU?
Didim’de sit alanları üzerine yapılan inşaatların yıkım kararlarını uygulamak için kimse kılını kıpırdatmıyor. Herkes topu taca atıyor. Belediye yıkım kararını uygulamıyor yasal suç işliyor. Aydın Valiliği, Didim Kaymakamlığı, Didim Belediyesi, Savcılar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve AK Parti Didim İlçe Başkanlığı olan biteni uzaktan seyrediyor."
Aydın Şafak haberinde; devletin kurum kuruluşlarının Didim Belediyesinin yandaşlarına sağladığı imtiyazlar karşısında seyirci kaldığını işaret ediyor!
Didim'de akıllara durgunluk veren gelişmeler karşısında gereğini yerine getirecek olanların da elleri kolları sanki bağlı kalmışcasına seyretmeleri de kuşkusuz Didim'de devlet zaafiyetini uslara düşürüyor...
Dikkat ederseniz bütün konuların öznesini "RANT" oluşturuyor!
Peki, nereye kadar devam edecek bu durum?
Didim medyası neden susuyor? Gerçekleri neden yazamıyor? Kimden korkuyorlar? Ya da satın alındılar?
Tamam, CHP'nin başında Kılıçdaroğlu olduğu sürece, ne Didim için ne de başka bir belediyede olup bitenler için kıllarını kıpırdatmayacaklarını biliyoruz da; Kılıçdaroğlu'nın hükümdarlığı nereye kadar sürecek? Bir ayağı değil, Kılıçdaroğlu'nun gözdesinin bile çukurda olduğu görülmüyor mu? Kılıçdaroğlu ve ekibi değil midir bu türden manzaların tek sorumlusu?
Devletin organları yavaş işliyor diyelim... Peki, iktidar partisinin Didim'de muhafette kalan teşkilatından bir tane de olsa bu vurgunlar karşısında sesini çıkarak olan yok mu? Tahsin Gücel, AKP'lilerle, Ak Partilileri birbirine karıştırmalayılım diye yazar sürekli... Demek ki Didim'de Ak Partililer yok, AKP'liler var ve onlarda rantçılara yardakçılık yaparak günlerini gün ediyorlar!
Didim Belediye Meclis'inin 1 Haziran'da toplanacağını dün haberleştirmiştik... CHP'li bir Didim Belediyesi Meclis Üyesi Meclis davetiyesini e postamıza gönderdi...
Didim Belediyesi borçlanmak (Banka kredi almak) için yetki istiyor... Türkçesi, Türkiye'nin en borçlu belediyesi borçlarına borç katmak için yetki istiyor... Meclis Üyelerini de borç rekorunun bir parçası olmaya davet ediyor... Peki, soruyoruz bu borç dağı yaratılırken, Didim belediyesi yönetimi hangi Meclis Üyesine danışmıştır? Bir Meclis Üyesi kalktı ve belediyenin harcamalarını sordu diyelim... Soramaz da... Sordu diyelim... Başkan Atabay o Meclis Üyesini 100 derece sıcak suda haşlar gibi haşlamaz mı? Yardakçı olmayan hangi bir Meclis Üyesi başkan Atabay'a yanaşıp soru sormaya cesaret edebilir? Yahu, yardımcısının kocası iskeleleri yıkılacak olanlardan 200 bin lira rüşvet alıyor, muhalefetten sesini çıkaran yok! Ta ki gecenin leylisinde bir milletvekilinin gönderdiği yazı sosyal medyada istemeye istemeye de olsa yayınlanabiliyor!
ALTAŞ'ın hurdaya çıkan kamyonları!
Borçlanma yetkisinin detaylarına gelince... Bilindiği üzere; başkan Atabay göreve gelir gelmez yaptığı işlerin başında çöp toplama işini taşeronlaştırmak olmuştu! Malumunuz CHP'li belediyelerde bu işler Altaş adlı firmaya veriliyor/verilir! Alınacak banka kredisinin de gideceği adres belli olmuş! Altaş firmasının 5 yıl Didim'de çöp topladığı ve hurdaya çıktığı belirtilen kamyonlar satın alınılacakmış!
Bakın, bu rezaleti yazarken bile kelime bulmakta güçlük çekiyoruz! Bu kadar mı olur? Gerçekten bu olup bitenleri görecek, dur diyecek bir insan kalmadı mı CHP? "Ben Dersimli Kemal'im" demekle bu işler olmuyor sayın Kılıçdaroğlu! daha nereye kadar kafanızı kuma gömmeye devam edeceksiniz? Dünyanın neresinde var böylesine bir dayatama: "Hurdaya çıkmış komyonlarımızı alacaksınız!" Bu nasıl iştir? Bu nasıl bir vurgundur?
Didim'de çöp toplama işi teşeronlaştırılırken ahkam kesenler, neredesiniz? Bu teşeronlaşma işinin bir vurgun düzeni olduğunu yazarken her türlü saldırda bulunan sözde CHP'li geçinenler nerdesiniz? Utanmadınız ki o günlerde bugün mü sizden utanmanızı bekleyeceğiz?
Bu arada alınacak krediye de yandan yandan bir CHP'li Meclis Üyesi yanaşmaz mı?
Müteahhit CHP'li Meclis Üyesi Kerim Küsmez...
Babası CHP'li eski Meclis Üyeleri'nden Taner Küsmez'in oğlu... Küsmez ailesinin yeni Meclis Üyesi bir zamanlar otel olan (Otel arazisinin de baba Küsmez'in Meclis Üyesi olduğu dönemde nasıl büyütüldüğü, yolun nasıl arazilerine dahil edilerek otel kondurulduğu bilgeliri mevcut) oteli yıkıp bu yere konutlar dikiyor... Fakat, konutlar elinde kalıyor! Neden mi? Kıl çadır yüzünden! Küsmez'in diktiği binadaki imalat fazlalıkları, proje aykırılıkları bir yana, çadır yüzünden daireleri istediği fiyattan satamıyor! Çünkü, daireler kıl çadır manzaraları! Vatandaş gelmiş tapulu, imarlı arasasına kıl çadır koymuş, kaçak değil göçek değil! Belediye çadırı nasıl kaldırsın! Haydi vatandaş çadır değil de konut yapmaya kalkıştı diyelim... Yandaş değilse ya da öpülmedikten sonra oraya çivi çakması mümkün olabilir mi?
Çadırda böylesine ekonomik bir kriz oluşturunca; Küsmez ailesinin yeni Meclis Üyesi Kerim Küsmez'de ekip ruhuyla başkan Atabay'a yanaşıyor patlatıyor önerisini: "Benim binanın önüne çadır kurdular. Daireleri 1.5 milyondan satamıyorum. O arsayı sahibinden satın alalım, arakasından kamulaştırılım!"
Ne güzel bir öneri değil mi?
Başından sonuna kadar kamu yararı taşıyan bu öneri CHP'li Meclis Üyesi Küsmez'den geliyor! Neden mi? Eh nasıl olsa kredi alınacak, belediyenin kasasına sözde para girecek ya, hazırda para gelecekken neden o arsa satın alınıpta o binanın önü açılmasın! Didim'de her şey kamu yararı adına yapılmıyor mu? Bir defalığına da olsa Küsmez'lerin yararına yapılmış olsa, göze mi batacak, Didim belediyesi batacak mı?
Nasıl olsa ne hesap soran var, ne hesap veren var!





