Yaşamınızda; "Çok rezillik gördüm ama böylesini görmedim" dediğiniz halleriniz olmuştur... İnanın böyle bir rezilliğe sizler de tanık olmamışsınızdır... Düşünün; bu arkadaş bir de Urla belediye başkanı... Bu nasıl insanlıktır anlaşılır gibi değil..
Hafta ortasında Urla kaynaklarımız belediye başkanı İ.Burak Oğuz ile CHP genel başkan yardımcısı Yıldırım Yaya'yı Urla İskeledeki bir restoranda yemek yerken gördüklerini belirttiler... Devamında da Kaya'nın bir haftadır Urla'da olduğunu öne sürdüler...
Kaya'nın tatil amaçlı ya da belediye başkanı Oğuz'a "rakı" ısmarlamak için Urla'da kampa girdiğini düşünmüyoruz ama, taaaa Urlalara kadar gelmişken gazeteci Mutlu Tuncer ile başkan Oğuz arasındaki alacak meselesini de çözeceğini umuyoruz...
İŞTE GAZETECİ TUNCER'İN BU KADAR DA OLUR MU DEDİRTEN O YAZISI:
Hani sıdkınız sıyrılır bazen…“Yok arkadaş, yeter!” dersiniz…Karşınızdakinin vurdumduymazlığına, aptallığına, sahtekarlığına veya utanmazlığına isyan edersiniz…“Ben bununla uğraşamam” dersiniz… İnancınızın, güvencinizin, Güvenme arzunuzun yok olduğunu hissedersiniz… Bu insanın sıdkının sıyrılma durumudur!İşte, bence CHP’nin İzmir İl Başkanı ve CHP’nin Urla İlçe Başkanı bu gün böyle bir durum yaşadı… Bence CHPlilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan, (Ben de geç anladım) kapalı bir kutu… Kimsenin çözemediği… AKPliler tarafından korunan… Fetö ilişkilerini sorguladığımız ve bu yüzden kumpaslarına maruz kaldığımız Mesut Sancak ve Erol Yaraş’ın yakın dostu olduğunu sosyal medya hesabından duyuran… Ne olduğunu, neye hizmet ettiğini anlamakta gerçekten zorlandığımız, insanların sırtına basarak Urla Belediye Başkanı seçilen… Herkesin “Fetöcü” dediği zamanlarda bile bizim karşı çıktığımız ve koruduğumuz… Aksini iddia ettiğimiz… Kendisine “Buca İmamı” diyenlerle kavgalar ettiğimiz… Laiklik kelimesine tahammül edemediğini geç anladığımız… 23 Nisan’da İmam Hatipli bir kız çocuğunu makamına oturtmak için ısrar ettiğinde şaşırdığımız… Genel Başkanı saldırıya uğradığında, saldırganları “Şer odağı” olarak nitelendiren basın bültenine inanılmaz tepkiler veren ve “Onlara şer odağı diyemeyiz, dememeliyiz” diyerek danışmanı ile kavga eden… Seçim kampanyasını yürüten ekibine kazık atan, onların emeğini ödememek için bin takla atan Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz, sonunda İl Başkanı Deniz Yücel’i de, İlçe Başkanı Hakan Özbadur’u da, çileden çıkarttı…Ocak ayının ortalarından Nisan ayının başına kadar seçim kampanyasının her aşamasını planladığımız, seçim programını dahi yazdığımız, her türlü kaprisini çektiğimiz bu arkadaş, bize olan borçlarını ödemeyi reddetmiş, belediyeye fatura keserek hesaplaşmamızı önermişti… Bunu kabul etmemiz mümkün değildi… Zaten hikayeyi artık biliyorsunuz… Her hafta, ortak bir noktada anlaşacağını söyleyip, vazgeçmesi, bu gün dediğini yarın inkar eden tavırları nedeniyle güven zafiyeti yaşadığımız bu arkadaş beni ve kendisine hizmet için kurduğumuz ekibe bir kuruş para ödemedi. Bir iki genç çocuğu, bankamatik olarak işe alıp, emeklerin karşılığını ödemeye kalkıştı. Biri hala çalışıyor, diğeri çalışmaya yanaşmadığı ve işe gitmediği için ve tabii olay kamuoyunda duyulduğu için yine Burak Oğuz tarafından iişten çıkarıldı. Ama şimdilerde yine bazı işler alarak fatura karşılığı haklarını almaya çalışıyorlar. Hakları çok fazlası… Gerçekten hepsi de benim kadar çok çalıştılar… Burak o ekibin hakkını ödeyemez… Belki de bundan ödemeye hiç yanaşmadı.Yalan söylemeyi çok iyi beceren Burak Oğuz’un yaptığı çirkinlikleri kamu oyu ile paylaşınca İlçe Başkanı Hakan Özbadur, haklarımızı alabilmemiz için çok çaba sarf etti. Çünkü nasıl fedakarca çalıştığımızı görmüş, şahit olmuştu… Daha da ilerisi, seçimlerden sonra Burak Oğuz “Sizinle yoluma devam etmek istiyorum demiş, bu ekibi ben dahil bir aydan fazla da belediyede çalıştırmıştı… Hem de yine bedavaya… Para istendiği zaman ise, olmadık saçmalıklarla bizi bırakıp gitme noktasına getirmişti.Ama hakkımızı aramak için çok uğraştık. İşin mahkemelere dökülmesini istemedik. Burak her hafta söz verdi, her hafta caydı. Hakkımızı ödeyeceğini söyledi, vaz geçti. Cebinden tek kuruş ç ıkmadı, masraflarımızı bile sorma gereği duymadı. Sonunda İl Başkanı Deniz Yücel devreye girdi. Sağ olsun yapıcı yaklaşımları ile Burak Oğuz ile görüştü. Burak Oğuz bizim yaptığımız kampanyayı öve öve bitiremedi. Deniz Yücel’e bize bir tetklif yapacağını ve paramızı ödeyeceğini ifade etti.Aradan zaman geçti, ses yok… Deniz Yücel tekrar devreye girdi… Burak Oğuz’un bizimle anlaşacağını yoğunluktan fırsat bulamadığını söyledi… Zaman geçti… Ben kendisine mesaj attım ve “Bu arkadaşın huyu bu. Para ödemek istemiyor. Gayretleriniz için teşekkürler. Biz yasal yollara başvuralım” diyerek Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Yasal süreci başlatmamızdan yaklaşık bir hafta on gün sonra İl Başkanı Yücel sürpriz bir şekilde beni aradı… “Burak Oğuz sizinle anlaşmak istiyor. Şikayetinizi geri çekin bir rakamda anlaşın. O, 35 bin lira teklif ediyor, 10 ar bin lira olarak ödeyecek” dedi. Yaptığımız işlerin gerçek fiyatı 150 bin liradan fazla. İsteyen gidip en amatör ajanstan fiyat alabilir… Ben “40 bin yapalım, zaten masrafımız çok oldu, bu saçmalığı bitirelim” dedim. Birkaç saat sonra İl Başkanı beni aradı, Burak Oğuz’un 35 bin lira teklif ettiğini ve peşin ödeyeceğini söyledi. Ben Deniz Bey’e bu arkadaşın çok yalancı olduğunu hatırlattım. Birkaç böyle tekliflerle geldiğini sonra parasına kıyamadığını söyledim. “Bu teklif verir, sonra kaybolur” dedim. Deniz bey bu kez ciddi olduğunu söyledi. Ancak benim şikayetimi geri almam gerektiğini anlattı haklı olarak. 40 bin lirada ısrar ettim. Deniz Bey, “Çözeriz arada bir şey yok” dedi… Ama ben biliyorum ki; Burak Oğuz yine yalan söylüyor…Ertesi gün Deniz Yücel Beni aradı. Mahcup bir ses tonuyla, “Kusura bakmayın” dedi… “Burak Bey, para ödemek istemiyor. Sizin gönüllü çalıştığınızı söylüyor ve hiç para vermeyecekmiş. Ben de yoruldum.” dedi…Gönüllü çalışan adam, ekip kuruyor… Buna kim inanır? Burak Oğuz’un mali işlerine bakan Bülent Köklü de şahit, İlçe Başkanı da şahit… “Seçimden sonra ben Mutlu ağabey ile anlaşırım” dediğine. Hakikaten de yapabilir, benimle anlaşabilirdi. Eğer emeğe saygılı olaydı… Eğer vicdanlı olaydı… Eğer nankör olmayaydı…O, benim ondan iş istediğimi yaydı. Ben iş istemedim ki… Kendisi bana birlikteliğimiz sürsün teklifinde bulundu. Bizi ekip olarak bir aydan fazla belediyede bedavaya çalıştırdı. Ve sonunda yollarımızı ayırdık…Artık İl Başkanı Deniz Yücel de anladı ki; bu adam iflah olmaz bir yalancı…Dilerim bu yazımdan dolayı kendisine arka çıkan kişilerin güvencesiyle beni mahkemeye verir…Ama gerçek şu ki; herkesin sıdkı sıyrıldı bu arkadaştan…Peki İlçe Başkanı Hakan Özbadur bu işe ne diyor?İşte şunları söylüyor:“Ben CHP’ye gönül vermiş birisi olarak böyle bir durumun yaşanmasından üzüntü duyuyorum. Seçim kampanyamızda Mutlu Tuncer ve kurduğu ekibin çalışmalarını hepimiz taktirle karşıladık. Neticede rekor oyla Burak Oğuz arkadaşımız belediye Başkanı seçildi. CHPli hiçbir belediye başkanı, emeğin hakkını yemez, yiyemez. Ben bu işte halen bir yanlışlık, bir yanlış anlama olduğunu düşünüyorum. Gönüllü işler bellidir. Burada kurulan ekibin seçimden sonra hesaplaşacağı konusunu biliyorum. Ama biz bu hesabın görülmesi için araya girdiğimizde başkanımız (Bana bırakın bu işi ben halledeceğim) dedi. Halledilip halledilmediğini bilmiyorum”
MUTLU TUNCER
Yazı kaynağından alınmış ve aynen yayınlanmıştır. http://ehahaber.com/2019/07/11/burak-oguzu-anladilar/