ERHAN GÜLENÇ
İzmir'de ne zaman büyük bir yatırım gündeme gelse, maalesef bazı meslek odaları, hemen bu yatırıma karşı cephe alıyor. Ben 21 yıllık gazetecilik hayatımda İzmir'deki meslek odalarının kentteki bir büyük yatırıma destek verdiğini hiç görmedim. Üstelik hem böyle yapıyorlar hem de bu nedenle bazı kesimlerce kendilerine yakıştırılan "istemezükçü" sıfatına tepki gösteriyorlar.
Neticede odaların yatırımlara karşı gösterdiği bu reaksiyon büyük yatırımcıları da ürkütüyor.
YİNE KARŞI ÇIKTILAR
İşte şimdi yine İzmir'e yapılacak büyük bir yatırım gündemde. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çeşme'de 100 bin kişiye istihdam kapısı olacak Ege Turizm Merkezi projesi için çalışma başlattı. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, kente gelip projeye taraftar olan veya olmayan tüm kesimlerle bir toplantı yaptı. Ersoy, daha birkaç gün önce korona virüs salgınına rağmen bu projeyi hayata geçirmekte kararlı oldukları mesajını verdi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Tunç Soyer de Çeşme Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Alaçatı Turizm Derneği, Çeşme Otelciler Derneği ile Türkiye Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği'ne bağlı bazı odaların temsilcilerini bir masa etrafında topladı. Soyer, toplantı sonrası projeye dair fikir ve öneriler oluşturmak üzere bir alt komisyon kurduklarını açıkladı.
Sen misin bunu yapan? Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi dün bir açıklama yaparak Büyükşehir Belediyesi'nin bu proje içerisinde yer almasına tepki gösterdi.
DOĞRU TAVIR SERGİLEDİ
Beyler!...
Ne bekliyordunuz? Soyer, bu kentin belediye başkanı olarak ne yapacaktı?
Genç işsziliğin en önemli sorunlardan biri olduğu İzmir'de 100 bin kişiye istihdam sağlayacak ve kenti dünya turizm liginde zirveye çıkaracak bir projeyi sizin gibi hemen elinin tersiyle mi itecekti? Neticede Bakanlığın ortaya koyduğu bir projeksiyon var. Buna göre, proje zemin+2 kat olmak üzere düşük yoğunlukta yatay mimari ile hayata geçirilecek. Doğaya saygılı, geri dönüşüm ve sıfır atık politikaları çerçevesinde bir sistem kurgusu ile sürdürülebilir doğa dostu turizm bölgesi oluşturulacak.
Soyer de Bakanlığın bu projeksiyonunu dikkate alarak, doğru olanı yaptı ve toptan karşı çıkmak yerine yapıcı bir tavır sergiledi. İzmirlilerin projeyle ilgili görüşlerini belirleyecek bir komisyon kurulmasına öncülük etti. Bu şekilde projede bir şekilde insiyatifi de tamamen elden bırakmamış oldu. Yarın bir itirazı olacaksa da bunu söyleme hakkını elinde tutmuş oldu. Ancak, maalesef buna bile tahammül edemediler.
"DOĞRU BİR İKLİM DEĞİL"
Bu durum aklıma Soyer'in geçtiğimiz Aralık ayında kentteki meslek odalarıyla ilgili yaptığı açıklamayı getirdi. Medyada yer alan o açıklama şöyleydi:
"Ben İzmir'de yatırımcının 'istemezükçü' diye bir camiadan çektiğini düşündüğü kanısındayım.
Yatırımcı diyor ki 'İzmir'de yatırım yapılmaz. Mimarlar odası, mühendisler odası, peyzaj mühendisleri karşı çıkar, dava açar'. Bu iklim doğru bir iklim değil. Bütün yatırımcılar hain değil. Ben bir algıyı söylüyorum. Böyle bir algı var mı, yok mu? Yatırımcıda böyle bir algı var. Bu da hafife alınacak bir şey değil." Evet, bu sözlerin altına ben de imzamı atıyorum.
Soyer, çok doğru söylüyor... Bu, İzmir için doğru bir iklim değil... Başkan Soyer'i bu konuda rahat bırakın...
YENİ ASIR