Aklı ve bir gram da olsa vicdanı olanların nasıl bir "DİDİM CEHENEMİNİ"nde yaşadıklarını anlayabilmeleri adına bu haberimizi dikkatlice okumalarını diliyoruz...
Bakın, emperyalizmin anavatanı ABD'de bile bir belediye başkanı bunların 1000'de BİRİNİ yapmış olsun, bırakın partisinden atılmasını, anında görevden el çektirilir!
Görevden el çektirildiği yetmezmiş gibi; akli melekelerinin de yerinde olup olmadığına ilişkin hastaneye sevk edilir!
Fevzipaşa mahallesi turizimcilerinden Özkan Şen...
Maydanos ve Haylaz adlı kafe ve iskelelrinin işletmecisi...
İşletmesine ait her türlü evrakı mevcut...
Milli Emlak'ın işgalcisi ve ecrimisil ödüyor...
Konu dağılmasın, yıkımın dışına çıkılmasın diye şimdilik "Abuzittin"lik konuları başka yazımıza öteliyoruz...
Özkan Şen'in de işletmeleri yıkılıyor... İlk planda yıkılanlar arasında Şen'in işletmeleri yok... Kaldı ki Şen'in işletmeleri Didim belediyesinden de ruhsatlı ve pazar günleri dahi çalışacağına dair izin belgesi verilmiş bulunuyor...
Fakat, Özkan Şen de teknik elamana "çorba" ısmaladıkları halde iskelenin ve işletmesinin yıkılacağını biliyor ve İdari Mahkemesi'ne avukatı kanalıyla başvuruyor "Yürütmeyi durdurma" istiyor...
Devamında da "insanlık bizde kalsın" diyerek tutuyor Didim belediyesine de dilekçe veriyor ve "Korona mücadelesinden dolayı mahkeme kararı 1-2 gün geç çıkabilir" diyor uyarıyor...
Vay sen misin bize İdare mahkemesi'nde yürütmeyi durdurma davası açan!
Özkan Şen, 19 Mart 2020 sabahı 09:00 dolaylarında uyarı dilekçesini verdikten sonra Fevzipaşa mahallesine geliyor...
Takvim yaprakalı 20 Mart 2020'yi saatlerde 13:00 dolaylarını gösteriyor... Ve yıkım başlıyor... (yayınladığımız belgelerdeki tarihlere lütfen dikkat ediniz.)
Belediyeye yıkımı öteleyin dilekçesi veriliyor; üzerinden 24 sat geçmeden yıkım başlatılıyor! Bu nasıl bir ruh halidir? Sizce ortada sağlıklı bir durum söz konusu mu?
İşletmecinin elinde ruhsatların dışında; Emlak Vergisi ödediğine ilişkin de vezne dekontları mevcut...
Didim belediyesi, Fevzipaşa mahallesindeki "SON TEHLİKEYİ"de yıkıp yerle bir ettikten sonra 1 saat sonra Mahkeme kararı UYAP'a düşüyor: YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA;
Türkçesi, YIKIMIN DURDURULMASINA!
Şimdi; başta CHP Didim İlçe, CHP Aydın İl, Özkan Şen'e belediye başkanının yaşattığı bu zulmü nasıl izah edebilecekler?
Haydi onlardan da bir cacık olmaz deyip bir kenarıya koyalım... Peki, Didim'e yerleşmiş ve lafa başladıklarında "Ege'nin en aydınlık kentinde yaşıyoruz" diye başlayan ve kendileri "Aydın insan" ve "bir günde yastık gibi bir kitap bitiriyoruz" diye tanımlayan zübüklerin bu faşizan uygulamalar karşısında neden en ufak bir düşünceleri olamıyor?
Yoksa onlarda şerinden mi korkuyorlar?
Neden sesleri çıkmıyor?
Size seleniyoruz; lafa geldi mi solcu kesilen tatlı su zübükleri, neden sesiniz çıkmıyor?
İşte mahkemenin yıkım durdurma kararları: 20 mart 2020
Başkan bizzat kendi kontrolünde yıkımı yaptırıyor!
İşletmeci doğal olarak bu mahkeme kararı karşısında hakkını hukunu arayacak ve Didim belediyesinden zararının tanzimi isteyecek...
Peki, adeta akıllara "kin mi güdülerek yapıldı" sorusunu düşürecek bu yıkımlardan doğan zararı kim ödeyecek?
Başkan Atabay mı Didim halkı mı?
Haydin Didim'in kalın kitap okuyanları, sesinizin çıkması için daha ne kadar kalın kitap okumayı düşünüyorsunuz?
Ya da vicdanların sesini dinleme zamanı henüz gelmedi mi?