Doç. Dr. Oktay Gökdemir... Tarih Bilimcisi Akademisyen... CHP'yi yönetenlerin tamamını terazinin bir kefesine koyun, diğer kefeye de Oktay Hoca'yı koyun, abartmıyoruz Oktay Hoca "ağırlığı" ile terazinin kimyasını bozacaktır!
Oktay Hoca, CHP Buca adayı Suat Nezir'e kurulan kumpası en ince detayına kadar yazmış! Kumpas sürecinin 3 şubat günü kahvaltılı toplantıyla başladığını kaleme almış...
Oktay Hoca, kahvaltı menüsünü kaleme alırken, "kızartılmış" ekmekleri yazmayı atlamış!
Oktay Hoca, yazıda adı geçen "çifte kavrulmuş"ları öylesine güzel bir yazmış ki, ekmekler 100 derecelik ısı karşısında kızarırken, bu arkadaşların bin derecelik fırın ısısı karşısında bile yüzlerinin dahi kızarmayacağını atlayarak bir şekilde "kıyak" geçmeyi de ihmal etmemiş!
Açıkçası, Suat Nezir'e kurulan bu kumpası hayretler içinde kalarak okuduk!
İlginç olan, geçtiğimiz hafta CHP Liderinin aklına Buca'nın düşmüş olması!
Bilindiği üzere; TBMM'deki 3 Grup Gaşkan Vekilini göndererek "Buca'yı kurtarın" emrini vermişti sayın Kılıçdaroğlu...
"Ne yapacağız onca haksızlık ve adaletsizlik karşısında sussamıydık..." diyen Oktay Hoca'ya soruyoruz: Rambo'yu gönderseler Buca kurtulur mu?
İŞTE OKTAY HOCA'NIN AKILLARA DURGUNLUK VERECEK O BUCA KUMPAS YAZISI:
Oktay Gökdemir
3 Şubat Pazar...
Buca'da kaderin ağları ördüğü gün...
Öğretmenevleri sokağında her pazar yaşanan telaşlı bir gün...
Nargilelerin kömürleri mangallara yeni atılmış...
Kahvaltıyı serpme yemek isteyenler uyku mahmurluğu ile kafeleri doldurmaya başlamışlardı...
Buca CHP için bir gün önce pm de Suat Nezir'in adaylığı oy birliğiyle onaylanmış, uzun ve yorucu bir süreç sona ermişti....
Ya da biz öyle sanıyorduk....
Öğremenevlerii sokağında bir cafede ertesi gün heyecan ve telaş doruktaydı...
Konsey şaşkındı...
Hiç beklemedikleri bir sonuç ortaya çıkmıştı...
Kafenin üst katında özel toplantılar için düzenlenmiş bir yerde acil toplandılar...
Amaç birlikte bir kahvaltı yapmaktı...
Ne yapıp edip bir çare bulmalıydılar...
Tarihler 3 Şubat 'ı gösteriyordu...
Dışarda 17 derece bir sıcaklık vardı....
Ama ortam çok soğuktu...
Herkesin yüzünden düşen bin parçaydı....
Neyse sonra serpme kahvaltı servis edildi...Reçeller, bal, örme peynir, menemen, gevrek bilirsiniz işte klasik garnitürler...
Bu önemli kahvaltıda il, disiplin kurulunun Bucalı üyeleri, Bucalı il yöneticileri (Ali Ekber bey, ve şehir dışında olduğu için Hacer hanım hariç), ilçe başkanı hazırdılar...
Zaten kahvaltı yapılan cafe bir il yöneticisinin cafesiydi...
Aynı zamanda Buca meclis üyesi Güzel abimiz de kahvaltıdaydı...
Kahvaltının sonuna doğru sadede gelindi....
İl başkanı ile konuşup duruma müdahil olunmalıydı...
Onlara göre Suat Nezir Sevda Erdan Kılıç ın adayı idi ve bu Buca'da tamamen kontrol kaybedilmişti...
Evet, bir şeyler yapmalı engel olunmalıydı...
Düşenkalkan il yöneticimiz "ben il başkanından randevu alayım, evine gidelim, hem ilçe başkanı ile hemhal olurlar hemde neler yapacağımızı orda kararlaştırırız" mealindeki sözleri herkesten kabul gördü....
Kahvaltıdan bir eksikle Güzel dışında yola çıktılar....
Buca için kader ağlarını yavaş yavaş örüyordu...
İl başkanı Buca'da vali Rahmi bey mahallesinden delege olmasına rağmen Buca'da oturmuyordu....
Neyse, pazar yani 3 Şubat Pazar öğleden sonra saat ikide Hatay Amerikan kız koleji sapağında bir apartmanın 5. Katına girdiler hep birlikte...
Çaylar demlenmişti...
Orada, Buca adayının değişmesi gerektiği konusunda fikir birliğine varıldı...
Önce Levent köstem fikrini öne attılar, daha doğrusu harun düşen kalkan bu düşüncedeydi...
Hepsi itiraz etti...
Zaten Levent hoca bu atraksiyonların içinde asla olmazdı...
"Kontrol edemeyiz"dediler....
Öyle ya onlara belediye başkanı değil kontrol edebilecekleri biri lazımdı....
Zaten Suat Neziri de bu yüzden değiştirmek istiyorlardı...
Yaşar Erdoğdu denen şahıs "Zekiye Seda olsun" dedi...
Retettiler...
Sonra bir abi formülü üzerinde durup Mehmet Türkbay üzerinde durdular...
Kasım Akdağ istifa etmediği için genel başkandan veto yemişti....
Bir ara Serkan Kalmaz da olabilir dediler...
Daha ortada Erhan Kılıç yoktu....
Tuncay Özkan ve ekibi bütün bu gelişmeleri biliyorlar, uygun zemin ve ortamda son etkili hamleyi yapmayı bekliyorlardı....
Buca'nın çapsız yerel siyaset hırsı ve kifayetsiz muhterislerin ayakoyunları piranalara durumdan vazife çıkarmaları için uygun atmosferi hazırlıyordu...
Neyse 3 Şubat Pazar günü saat 4'e doğru müşterek bir karar alındı...
İl başkanı ve ilçe başkanı vakit geçirmeden Ankara'ya gidecek ve Suat Nezir'in adaylıktan çekilmesi için genel başkanla görüşeceklerdi...
Konsey, evden ayrıldı...
Yanlız bir eksikle...
İlçe başkanı il başkanının evinde kalmıştı...
Ayrıntıları planlamak üzere...
Suat Nezir her şeyden habersiz 3 şubat günü Ankara'da kalmıştı....
Teşekkür ziyaretleri ve genel başkanla video çekilmek için...
İlçe başkanını da Ankara'ya video çekimine davet etti....Elinizde varsa bakın, genel başkan, ilçe başkanı ve Suat Nezir'in videosu...
Orada ilçe başkanı samimiyetsiz bir gülümseme içindeydi...
Zira il başkanıyla birlikikte 4 Şubat pazartesi Ankara'ya girmiş, il başkanı ile birlikte yaptıkları planı devreye koymuştu....
Suat Nezir ve ekibi genel merkezde sabahleyin ilçe başkanını video çekimi için beklerken, o onlardan habersiz 12. kata çıkmış ve planı uygulamaya konulmuştu...
İtibarsızlaştırma operasyonu başlamıştı...
Bir kamu görevliside oyunun parçası haline getirilmişti....
İşte bu ortamda Suat Nezir'in yerine aday tespitinde anlaşamadıkları için Tuncay Özkan devreye girmiş, İzmir'in siyaset partonluğuna soyunduğu için ve genel başkanlık hayalleri kurduğundan kendi adamını son gün, aday olarak listeye mandallamıştı...
Gerisini biliyorsunuz.....
Şimdi görüldüğü gibi ben belge ile konuşuyorum....
Hayır öyle olmadı il başkanının evinde toplanmadık diyen varsa çıksın söylesin...
Bu adaletsizlik size yapılsa siz ne yaparsınız?
Bu il başkanı yüksek disiplin kuruluna verilmelidir...
Bu siyasi kumpası kuranlar siyaseten bedelini ödemeliler...
Bunun CHP'nin kurumsal kimliği ile ilgisi yok....
CHP bu Cumhuriyetin sigortasıdır....
Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılmayan, teslim alınamamış tek kalesidir....
Bizim derdimiz, partiyi yoran, enerjisini parti içi gereksiz iç çekişmelere yönlendiren bu kifayetsiz muhterislerledir...
Ne yapacağız onca haksızlık ve adaletsizlik karşısında sussamıydık...
Hem bu insanlar kim?
Bizi bir zaman kandırmış olabilirler, hepimizi kandırsınlar onu mu istiyorsunuz?
Benim yazdıklarımın altına CHP'nin kurumsal kimliğini ilgi tutarak yorum yapmayın...
O bize Mustafa Kemal Atatürk'ün mirası....
Derdimiz sizin gibiler elinden partimizi kurtarmak....
Siz bütün bu alavere dalavereleri yaparken parti seçim kaybetmiyor da biz yazınca mı kaybediyor...??
Seçimi kaybedeceksiniz galiba günah keçisi mi arıyorsunuz...?
Size önerim, okumayın beni...
Çıkarın sayfanızdan....
Okumak zorunda değilsiniz...
Benim adım Okyay Gökdemir...
Damarlarımı kesseniz altı ok atar...
Gerisi laf-ı güzaftır....
Bütün hikaye bu dostlar....
İyi pazarlar olsun herkese....