ÖZEL KONGRE YAZI DİZİSİ (1)
CHP İzmir İl kongresi 8 şubat günü yapılıyor…
Demokrasimizin ve CHP’nin kalesi İzmir, Anadolu insanının tabiriyle “tek aday” dayatmasıyla karşı karşıya kalmış durumda!
Bol keseden parti içi demokrasisinden söz edenler; bugün görüyoruz ki kendi siyasi ikbali için her şeyi göze almış durumdalar!
Daha yazımızın başında belirtelim; İzmir üzerinden kaybedecek olanların adları Kemal Kılıçdaroğlu ve Tunç Soyer’dir!
Yok efendim Kılıçdaroğlu hiç bu kadar güçlü olmamışmış masalından tutun da kurultayda ceketini koysa kazanır zırvalarına!
Kemal Bey’in yeniden CHP genel başkanlığına seçilip seçilmemesini bir kenara koyduktan sonra, İzmir’de kapalı kapılar ardında yapılan ince hesaplar üzerinden Kemal Bey’i ve Tunç Bey’i aydınlatmaya çalışalım mı?…
Ha… Bir de ortalıkta “uzlaşma adayı”, “Deniz Yücel üzerinde uzlaşın” gibisinden bakkal almaz lafları dillerine dolamışlara soruyoruz; “Hangi kriterler üzerinden Deniz Yücel üzerinde uzlaşılacak? Tek aday çıkarılmasını içinize nasıl sindirebileceksiniz demokrasi kahramanları?”
Yahu sizler değil miydiniz düne kadar “parti içi demokrasisi çalışmıyor, faşist partilere döndük” diyenler!
Bir daha soruyoruz; Deniz Yücel üzerinde uzlaşılacaksa; uzlaşma kriterlerinizi bir bir sayar mısınız?
Bakın beyler; moda deyimle bir insanın kriterleri çok önemlidir!
Örnek verelim mi?
Malumunuz; düne kadar TV’lerde “izdivaç” programları yayımlanıyordu… (İyi ki de kaldırdılar!) Denk geldiğinde; bu izdivaç programlarına 3-5 göz atmışlığımız da mevcuttur!
Hatırlayabildiğimiz kadarıyla; programların çekildiği sdütyoların bir tarafında tribünler bulunuyor, kendisine eş arayan bay ve bayanlar oturtuluyordu… TV’den ya da programların sosyal medya hesaplarından kendisine eş arayanların fotoğraflarıyla birlikte bilgileri yayımlanıyordu… Aklımızda kalan şekliyle; bir gün programın tribün konuklarından 50 yaşını aşmış ve başından iki evlilik geçmiş olan bir bayana dışarından 60’lık bir delikanlı talip olmuştu…
Program sunucusu evlilik adaylarını paravanın iki tarafına yerleştirmiş ve 50’lik bayanla 60’lık delikanlı başlamışlardı yüzlerini görmeden konuşarak birbirlerini tanımaya…
Paravan arkasındaki adaylar birbirlerinden “elektrik” aldıklarında paravan açılıyor, adaylar birbirlerini görüyor, birbirlerini beğendikleri taktirde program sunucusu da adaylar birbirlerini daha yakından tanışsınlar diye çay içmeye gönderiyordu…
Paravan arkasındaki adaylardan 60’lık delikanlı 50’lik bayanın “aradığınız kriterleriniz nelerdir” sorusunu yanıtlıyordu…
Evi, arabası, emeklisinin olduğunu belirten 60’lık delikanlı, ağzından evleneceği kadının da emeklisinin olması durumunda; çift maaşla gül gibi geçinebilecekleri ifade etmişti…
50’lik kadın emekli olmadığını belirterek; “üzgünüm kriterlerimiz uymuyor” deyip, oturduğu yerden kalkıyor ve paravanı açtırmadan, 60’lık delikanlının yüzüne bile bakmadan doğruca tribündeki yerine geçmişti!
50’lik kadın tribüne giderken de lafı yapıştırmıştı: “Emeklim olsaydı, ne işim vardı benim burada! Başka kapıya!” 60’lık delikanlı da kadının bu refleksi karşısında ne diyeceğini şaşırmış, “beni yanlış anladınız” gibisinden laflar etmişti…
Şimdi; 50’sinde, 60’ndaki insanlar bile evleneceği insanın kriterlerine bakarken; CHP’liler mevcut il başkanının kriterlerine bakmadan, sorgulamadan mı kalkıp oy verip yeniden ve “TEK ADAY” olarak seçecekler?
Yahu insan hiç olmazsa demokrasi yerinin bulsun diye bir tane bile olsa “tavşan aday” çıkarmaz mı?
Bakın, Deniz Yücel melek gibi bir insan olabilir…
Onun ne kişiliği ile ne de sosyal yaşantısıyla işimiz olur…
Madem ki CHP’nin İzmir’de patronluğuna yeniden ve TEK ADAY dayatmasıyla soyundu; o zaman KRİTERLERİNE bakmak icap etmez mi?
Urla üzerinden İzmir ve CHP, FETÖ UTANCI yaşadı biliyorsunuz…
Burak Oğuz’un Urla’ya aday yapılmasında Deniz Yücel’in hiç mi bir payı yoktur?
Burak Oğuz hakkında; üstüne üstlük birde avukatı dahi olmasına karşın; Deniz Yücel’in kamuoyunu doyuracak bir siyasi açıklaması oldu mu?
Oldu da biz mi duymadık!
Arkadaşlar Burak Oğuz, seçim dönemi 3 ay gece gündüz çalışan basın grubunun paralarını bile ödemeden cezaevine girdi!
Araya Deniz Yücel girdi ve 6 kişilik basın grubuna Burak Oğuz’un 30 bin lira ödeyip helalleşeceklerini söyledi… (Yazıldığı için bu detayları veriyoruz.) Basın grubu 3’te 2 emeklerinin çalınmasına dahi ses çıkarmadı ve Deniz Yücel’in aracılığıyla 30 bin liraya fit oldular…
Peki, ertesi gün ne oldu?
Deniz Yücel gazeteci arkadaşı aradı ve Burak Oğuz’un bu parayı bile ödemeyeceğini söyledi ve o gün bugündür basın emekçileri de 3 aylık seçim çalışmalarının karşılığında havalarını almış oldular!
Peki, Deniz Yücel adaletli ve dirayetli bir il başkanı olarak; neden gidip Burak Oğuz’un yakasına yapışmadı ve partimizin adını böyle işlere bulaştırıyorsun deyip ağzının payını veremedi?
Burak Oğuz, bir gün önce 30 bin lira ödeme yapacağı sözünü verdiğine göre; Deniz Yücel niye kendi adının da karıştığı bu emek hırsızlığı işini çözemedi?
Niye Burak Oğuz’a “Bak söz verdin ödeme için. Bu insanların emeklerinin karşılığını ödemeyeceksen ben cebimden ödeyeceğim ama, bunu da senin yanına kâr bırakırsam” diyemedi?
Ama, o Deniz Yücel sosyal medyada kendini eleştirenleri partiden attırmayı pek güzel de becermedi mi bugüne kadar?
Bu durumda; CHP İzmir İl Delegeleri Deniz Yücel’in aynı zamanda avukatlığını yaptığı FETÖ’den tutuklanan Burak Oğuz kriterini görmeden, sorgulamadan mı oy verecekler?
Başka kriterlere gelince;
Yeni Asır gazetesi, Deniz Yücel’in 17 ay kira parası ve şoför maaşı Narlıdere ve Konak belediyelerinden karşılanan makam arabası skandalını ortaya çıkardı…
Biliyorsunuz Deniz Yücel avukat…
Yeni Asır gazetesinin ortaya çıkardığı bu skandal hakkında Deniz Yücel bir açıklama yapabildi mi?
Yaptıysa da buyursun göndersinler yayımlayalım…
17 Ay parası kamu tarafından ödenen makam arabasına bineceksin… Ondan sonra da medyaya “görevimi layıkıyla yaptım” beyanlarında bulunacaksın!
Deniz Yücel’in il başkanlığı döneminde makam arabası skandalından daha güzel bir kriteri, İl Delegeleri Mars’a gitseler bulabilecekler mi?
Bu kriterler kesmedi derseniz; yarın kaldığımız yerden devam ederiz…
Devam yazılarımızda; Buğra Gökçe’nin Büyükşehir’e Aziz Kocaoğlu destekli nasıl hükmettiğini ele alacağız! Kocaoğlu, Tuncay Özkan’la neleri hesaplıyorlar? Kimler aynı kaptan yemek yiyor? Tunç Soyer, Kılıçdaroğlu ile kaç defa Ankara’da il kongresini ve Deniz Yücel’in yeniden adaylığını konuştu? İzmir’de olup bitenlerle ilgili önüne dosya koydu mu? Kılıçdaroğlu, Soyer’in önüne koyduğu dosyaya nasıl bir refleks gösterdi?
Kare As’ın ince hesapları…
Devam yazılarımızla geliyor…