Hayati Tehlike filmiyle beyazperdede, ‘Aşk Dersleri’ oyunuyla tiyatro sahnesinde izlediğimiz Füsun Demirel, “Moralleri her zaman sağlam ve yüksek tutmalıyız. Yaşam hayli zor” diyor. Demirel’le projelerinden oyunculuk sektörüne, çocuklarıyla ilişkisinden hayatının yeni dönemine kadar her şeyi konuştuk. ‘Hayati Tehlike’de nasıl bir Füsun Demirel izleyeceğiz?Hayati’nin süt annesi rolündeyim. Çok sevimli ve biraz kafası kırık bir kadın. O hali çok tatlı. Hayati’yle didişmeleri, ona olan bağı sıcak ve içten.Size proje beğendirmek zor mudur?Sinemada 32’nci yılımdayım. Evet, çok seçici davrandık. Bazı projeleri okumamış bile olsanız kabul edersiniz gelir çünkü, o yönetmenle çalışmanın hayalini kurmuşsunuzdur. Ama daha çok ekonomik nedenlerle çalıstığım işler de olmuştur. Yine de aralarında ‘şu kötü bir işti’ dediğim hiçbir proje yok.Bu filmde sizi çeken ne oldu?Süt annenin o çatlak hali ve Hayati’yle olan sıra dışı ilişkisi cezbetti.Komedi filmlerinin daha çok gişe yapmasını neye bağlıyorsunuz?Herkes gülmek ister. Çok da büyük bir ihtiyaç. Zaten hayatlar dram, bari sinemada eğlenelim diyor insan. ‘Hayati Tehlike’de de gülmek garanti. Sıcak, namuslu ve eğlenceli bir komedi.Film dışında gündeminizde neler var?Muhteşem bir oyunla sahne alıyorum, ismi ‘Aşk Dersleri’. Yakın zamanda kaybettiğimiz Nobel ödüllü İtalyan yazar Dario Fo ve esi Franca Rame’nın yazdığı, çevirip uyarladığım bir oyun. İlk kez reji denedim, müthiş bir tecrübeydi. Büyük bir keyifle oynuyoruz ve yıllarca sürsün istiyoruz.Bugün Şişli Kent Kültür Merkezi’ndeyiz, hepinizi bekliyoruz. Moralleri her zaman sağlam ve yüksek tutmalıyız. Yaşam hayli sıkıntılı ve zor. O iki saat, kendinizi perdedeki hikayeye ya da sahnedeki oyuncunun hikayesine bırakın gitsin...Tiyatrodan hiç kopmadınız.Sahnede olmak sizin için ne ifade ediyor?Orası en büyük terapi alanım. Kendimi en özgür hissettiğim, duygularımı yüzlerce insanla paylaşma fırsatı kazandığım bir yer. Sahnede olmak uçmak gibi. Orada ne hastalığım kalıyor, ne de günlük kaygılar. Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?Hayatımın hiçbir dönemi durgun olmadı, şimdi de öyleyim. Sanki son dokuz ay içinde bir sayfa kapandı ve yeni bir sayfa açıldı. Evimi değiştirdim, tiyatro için çok çabalıyorum, dizi teklifleri geliyor. Çocuklarım ise her şeyim...Aslı ve Mehmet hayatınızı nasıl değiştirdi?Tamamıyla değiştirdi tabii. Önce onlar, sonra kendim ve çevrem geliyor.Bu başlı başına radikal bir değişim demek.‘Sistemin mantığına karşıyım’Yeni kuşak oyuncuları nasıl buluyorsunuz? Beğendiğiniz isimler var mı?Dizi izlemiyorum. Evde belli saatlerde çocuk kanalları açılır, daha sonra da müzik kanalları. Bazen belgesel ya da İtalyan kanalına bakıyorum. Eminim çok yetenekli gençler var. Onları ancak alkışlarım. Sadece sistemin mantığına karşıyım. Tek tipleştirdiler. Genç kadın oyuncular genellikle düz fönlü saçlı, açık göz renkli tercih ediliyor. Sarışın kötü; kestane ve kumral iyi rolünde. Erkekler kaslı ve üçgen... Kimi kirli sakallı, kimi bebek suratlı. Montaj bandından çıkmış gibiler. Karakter eksik. Bu tek tip oyuncu şekli bana iyi gelmiyor.‘Çocuklarımın oyuncu olması korkulu rüyam’ Çocuklarınızın oyuncu olmasını ister misiniz?En korkulu rüyam bu işte. Drama dersleri oluyor okulda, ikisinde de müthiş yönelim var. Son derece özgüven sahibiler. Geçen oturup kısa oyun yazdılar. Aslı, ‘Romeo Juliet’ yazmış çok komikti. Mehmet ise ‘Ak Sakallı Dede’yi...Kızım açıkça, “Anne ben oyuncu olmak istiyorum” dedi ve ardından, “Tamam, sen çok çekmişin ama ben zaten Amerika’da müzikal oyuncusu olacağım” demez mi... ‘Allah’ım bunları ben mi doğurdum, hangi ara bunları konuşur hale geldik?’ dedim.
Magazin
18 Aralık 2016 - 09:41
'Hayatımda yeni bir sayfa açıldı'
Çocuklarının hayatını tamamen değiştirdiğini söyleyen Füsun Demirel, “Sanki bir sayfa kapandı ve yenisi açıldı. Aslı ve Mehmet her şeyim” diyor
Magazin
18 Aralık 2016 - 09:41