CESAMİN ÖZKAN
SOSYAL PROJELER ÖNEMLİDİR.
YEREL YÖNETİMLER BU PROJE SAHİPLERİNDEN SOSYAL FAYDA DIŞINDA BAŞKA TALEPLERDE BULUNAMAZ.
Hangi konuyu ele alıyorsak orada öncelikle dünyamızın, sonra ülkemizin ve sonra o güzellikleri yaratmak adına görev li Cumhuriyet Halk Partimizin yüceltilmesi amacı vardır mutlaka.
Bu yazımda da Güzelbahçe'de doğal dokuyu korumak, ona tahribat vermeme temelinde bir çok alanda katma değer yaratma özelliği olan bir projeden bahsedeceğim.
Yazı başlığımdan dolayı içeriğine girmeyeceğim bir alanı anlatma gereği duymaz iken, onu da sizlerin algısına bırakmış olacağım..
Tabiki ilerleyen zaman dilimi içerisinde çokta fazla uzun sürmeyecek şekilde zannedersem oda aydınlığa kavuşmuş olacaktır.
Mehmet Yaman isimli makina mühendisi, Go Kart sporuna aşık ve bu dalda uluslar arası başarılar elde ederek ülkemizi madalya kazanarak onurlandırmış ilkeli bir arkadaşın projesinden bahsedeceğim.
Go Kart sporu Formula 1' in ana okulu olup dünya ölçeğinde 800 Milyon gibi ciddi bir izleyicisi olan oto spor dallarından önemli bir yeri bulunmaktadır...
Çok müptelası olmasamda bu spor ile birlikte aklıma İtalya kentleri, Monaco, Monte Carlo, Meksikada Aca Pulco gibi muhteşem kentler geliyor.
Bakın müptelası olmadığım bir spor sayesinde bir çok dünya kenti ilgi alanım olabiliyor.
Tanıtım budur işte...
Mehmet Yaman uluslar arası yarışmalara katılırken gittiği ülkeleri gözlemleyen, Atatürk Cumhuriyetine ve ilkelerine son derece bağlı bir genç olarak, ülkemizde de bu alanda nelerin yapılacağına dair kafa yormuş. Son dönemde gençlerimizin ilgi alanı olma yoğunluğu da olan Go Kart sporunun dünya merkezleri içerisinde ülkemizinde yer alması adına düşünceler geliştirmiş ve sonunda bu girişimi başlatma kararı almış.
O kadar bu başarıya motive olmuştur ki Shell Eco Marathon adlı organizasyonun yetkililerini henüz proje aşamasında olan yatırım alanına davet etmiş, yetkili heyet projeyi dünya standartlarına uygun bularak önümüzdeki faaliyetlerini burada yapmayı kabul etmişler.
Bu organizasyonun önemli özelliğinden biri de dünya üniversiteli gençliğin kendi ürettikleri motor ile ne kadar ekonomik yol almış olmalarına yönelik yarısı Mehmet Yaman'ın işletmesinde test edecek oluşlarıdır. Bu organizasyonun reklam gelirleri de 200 Milyon Dolar civarında imiş. Yani burada spor var, turizm var, tanıtım var sosyalleşme var. Bütün bunlara bakınca, ülkemizi bu kadar çoklu etkileşim ile dünyaya açmaya çalışan birini engellemek nasıl bir kafayı gerektirir, anlamak çok zor. Bu bizlere liyakattan ne kadar uzaklaşıldığının bizdeki kanıtıdır. İşte bizdeki bu liyakatsız ve niteliksiz unsurlardan dolaydir ki memleketi satanlar, bizim yaptıklarımızı sata sata bitiremeyenlere bizler için üç koyunu güdemezler deme cesaretini ve fırsatını sunmuş oluyorlar. Aslında bu çok doğal, çünkü liyakatsızların, nitelikten yoksun olanların, zaten sınırlı kapasiteye sahip kafaları kendi çaplarına uyumlu işlere blokelidir. Zaten kamu yararı adına yapılacak işlere ait bir alanda böylece kalmamış oluyor. Tabi bu realiteyi görmek ve onu yok etmek, eş zamanlı önemli görev sıralamasına girmiş oluyor. Aslında bu değerli arkadaşın kuracağı tesisin Güzelbahçe Belediyesi sınırları içerisinde kalması, olayla ilgili süreçlere baktığımızda, bir yerde onun şanssızlığı olmuş.
Örneğin bu girişimin adresi Antalya olsaydı, Muhittin Böcek veya meselâ Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen' in önüne böyle bir proje gelmiş olsaydı çoktan faaliyette olurdu. Semih Esen'i ve Antalya'yı örnek verdim çünkü birincisi iyi tanıdığım bir arkadaşım olması diğeride Antalya'nın turizm ve spor içerikli projelere karşı duyarlı oluşundan dolayıdır.. Mehmet Yaman'ı değerli bir arkadaşım aracılığı ile bende tanımış oldum ve bir kaç kez bu konu hakkında onunla konuştum da. Şunu baştan belirteyim ben babamın oğlu da olsa toplum yararı olmayan, İçerisinde kamu zararı barındırabilme olasılığı olan bir projeye anında tepkimi kor ve ilgilisinede olmaz bu kardeşim bence unut bunu derim.
Tabi Mehmet Yaman ile ilk görüştüğümde deyim yerinde ise projesi ile ilgili bize bir sunum yaptı. Benim ilk tepkim o küçük ama ilginç araçların, atmosfere gaz salınımının yanı sıra gürültü kaynağı olma riskleri üzerinde bilgi edinmem ile ilgili oldu. Değerli arkadaş, sanırım makina mühendisliği'nden kaynaklı teknik adam olma yanının da katkısı ile her iki konudada tatmin edecek detaylı ve aydınlatıcı bilgileri verdi. Bende ona yinede Go Kart araçlarının azda olsa zararlı gaz salınımını dengeleyecek yok edecek, hatta artı oksijen üretecek oranda ve özelliklerdeki farklı güzellikleri olan ağaçların alana, alan dışına, yol güzergâhına bol miktarda dikilmesini önerdim.
Hatta Bolu civarindaki farklı yaprak renklerine sahip, her mevsimde farklı görsellik sağlayan ağaçlardan oluşan orman görüntülerini örnek verdim. Ses olumsuzluğu fazla olmasada onun düşündüğü ses önleme duvarını içerisine alacak, yani kamufle edecek şekilde duvarın her iki tarafına çift sıralı yaprak yoğunluğu olan ağaçlar dikilmesini de söyledim. Böylece hem doğa korunmuş olur, ses olabildiğince absorbe edilir, hemde çevreye estetik görünüm sağlanmış olur dedim.
Oda mantıklı bularak elbette olur dedi. Hatta bu anlamda olabilecek ilave katkıları ayrıca sunabileceğimide memnuniyetle belirti. Şimdi gelelim işin yasal olup olmadığına. En başta bunu tartışırken tarafların inandırıcılığı adına sorumlu oldukları alanlarda ki icraatlarına öncelikle bakmak gerekiyor. Onların gerçekten yasalara karşı duyarlı olup olmadıklarına bakalım ki, bu tip projelerdeki tavırlarında samimi olup olmadıklarını tespit etmiş olalım.
Eğer onların geçmişte ve şimdiki kamu görevleri ile ilgili işlerinde yasalara uyumlu davranışları baskın ise, bu projeye çok incelikli bir bakışa neden olacak iken, eğer tam tersine bir durum söz konusu ise o zaman bu projenin engellenmesinin temelinde başka nedenlerin yattığı sorusunu aklımıza getirmiş olacağız. Böylece bu yerel yönetimin kamuya hizmet üretme adına nerede olduğunu görmemizede katkı sunmuş olacaktır. Bölgeyi çok iyi tanıyan biri olarak, orada içlerinde belediyenin üst kademesinde görev yapan bir takım kişilerinde olduğu yasalara aykırı işlerin yapıldığını, bu tür ihlallerin görmezlikten gelindiğine yönelik duyumları defalarca almış olduk.
Bu bir defa partili olarak beni üzüyor. Çünkü bu tür işler partiye her alanda çoklu kayıplara neden olmaktadır. Kaldı ki bu ülkenin kurucusundan ve sonraki başarılarından dolayı özü belli olan Cumhuriyet Halk Partisinde ona layık işler ve ona layık kişiler bulunabilmelidir. Örneğin Bu projenin yapılacağı alanda bir site var, yaklaşık 50-60 civarında villanın olduğu bir site. Bu site zamanında kaçak yapılmış, yapılırken ne inşaat ruhsatı alınmış, oturulmaya başlandığında da oturma ruhsatları alınmamış. Yani işin başından sonuna kadar imara aykırı hikayesi olan bir site.. Yapılmasına da oturulmasına da göz yumulmuş. Kim tarafından ?. Güzelbahçe Belediyesi tarafından. Bu inşaat yapılırken zannediyorum ki yüzlerce zeytin ağaçları kesilmiş. Üstelik bu ağaç katliamı orada oturma alanı elde etmek için sayısı kadar bir insana feda edilerek gerçekleştirilmiş..Yani Gezi olaylarının kökeninde olan neyse buradada aynısı var... Belediye yıllarca bu haksızlığa bu doğaya zarar verme, bu haksız fayda elde etme eylemine sessiz kalmış. Eğer biz, bir muktedirin Urla koylarındaki kaçak villâlarına karşı tavır alıyorsak buradada o tavır olmalı ki millet bize inansın...
Dürüstlük burada başlar, düşünce ve eylemlerin uyumlu oluşu dürüstlüğün ve güvenilirliğin temel alanıdır. Onu burada ne yazık ki göremiyoruz. Yine o bölgede ODTÜ ' ye yakışmasa da onlara ait devasa bir bina inşa ediliyor. Burada da kimse kıyameti kopartmıyor. Oysa ki kopmalı..Aynı belediye bu kadar bölgeye uyumsuz absürt bir ucube bina karşısında susuyor. Çifte standart bizde olmaz, onun adresi AKP'dir. Böyle bir kafaya sahip olanlar CHP'de bulunamaz hasbel kader bulunmuş olsalarda barınamazlar. Onlar bu kafalarını yaşamak isterlerse uyumlu oldukları yere gidebilirler.
Örneğin AKP onlar için son derece uygun bir adrestir... Yine bu bölgenin kıyısında ki balık restaurantlarının hali ortada iken aynı belediyenin gıkı çıkmıyor. Hatta o restaurantların önemli olan bir kısmının belediyede üst düzey görevli birilerine ait olduğu söyleniyor.
Bu ne kadar ayıp ve utanç verici bir durumdur aslında... İlgililerinde bu değer yargıları olmayabilir, ancak partim çatısı altında bunların olması bizi ilgilendirmektedir. Şimdi sen butün bu soru işaretleri ile dolu işler karşısında deve kuşu misali kafanı kuma gömüp kıçını havaya dikeceksin, Mehmet Yaman'ın sosyal yaşamı destekleme, ilçede istihdam yaratma, ilçenin bırakın Türkiye'de , dünyada tanınmasını sağlayacak projesine engeller koyacak, utanmadan başka işin yokmuş gibi neredeyse ağlayacak derecede ortalıkta konuşup duracaksın. Ya bu adam sizler gibi kamunun parası ile yurt dışı gezilere gidip otel odalarından çıkmayan, dönerken yokluktan çıkmış görmemişler gibi bavulları doldurarak ülkesine dönenler gibi davranmamış. Çıkmış o gelişmiş ülkeleri incelemiş kendi alanı ile ilgili ülkesine hangi katkıları sunma adına kafa yormuş alıp vermiş. Ve o arada da müsabakalarda derece alıp ülkesini yüceltmiş.
Ben bizzat tanık oldum. Mehmet Yaman'ın zorlaştırılmış zor koşullarına rağmen, bu spor aktiviteleri sayesinde kurtardığı hayata kattığı, önceden uyuşturucu bağımlısı çocukları bizzat gördüm. Sporun bütün dalları başta gençlerimiz olmak üzere, bütün toplum kesimlerimiz için son derece önemlidir. Bu adamı yapılış hikayesi sakat olan 75 villanın sahiplerini korumak ve içeriğini henüz bilmediğimiz birtakım talepler nedeni ile engellemek olsa olsa bu ülkeye bu millete kötülük yapmaktır. Mehmet Yaman'a biraz sabretmesini, mevcut sorunların aşılıp çözülebileceğini, bu anlamda belediye ile görüşmelerini sürdürmesini önerdim. Sanırım oda bunu denedi. Ancak, engelleme devam ederse bakanlığa başvuracağını orada çözüm arayacağını söyledi. Kendisine bunu yapmamasını özellikle rica ettim.
Ancak o artık dayanamamış olacak ki sonunda bu yolu kullanmış. Yani tamda yiğit kuru soğana muhtaç edilmiş. Bu spor alanı eğer engellenmeden, ilgili belediye bizzat işin içine olumlu anlamda girmiş, projeyi daha da mükemmel hale getirmek adına katkı sunarak hayata geçirilmiş olsaydı, bu gün Güzelbahçe'de durum ne olurdu ?. Başlıklar çoğaltılabilir ama ben dört ana başlık ile anlatmakla yetineceğim.
1-) Gençlerimiz, kötü alışkanlıklardan uzak, onların sağlıklı zinde bir beden ve ruh yapısını sağlayacak, dünya standartlarında bir spor ve sosyal yaşam alanına sahip olacaklardı.
2-) Güzelbahçe yaşayan en az 50 kişi burada iş ekmek ve aş sahibi olacak idi. Bunların ailelerini ve bölge esnafına sunmuş olacakları katkıları da düşünecek olursak, ekonomi çarpan katsayısı yüksek bir etki göstermiş olacak, ilçenin sosyal ve ekonomik yönden kalkınmasına destek sunulmuş olacaktı.
3-) Güzelbahçe ilçesi, Türkiye'de ve dünya da adından söz ettirecek bir tesise sahip olurken, Go Kart sporu ile birlikte anılarak kendi tanıtımını büyük paralar harcamadan başarmış olacak idi.
4-) En önemlisi ülkeyi kurtaran, devasa yatırımlar ile donatan CHP gibi yüce bir partiyi, AKP gibi yıkıcı bir parti karşısında güçlendirmiş bir proje hayat bulmuş okurken parti adına yapılmış bur başarıya imza atılmış olunacaktı...
İşte bütün bunlar, oradaki yapılış süreci hiçte etik olmayan villalarda oturan bir kaç aileye ve içeriğini henüz bilmediğimiz bu girisimci arkadaştan talep edilen her ne ise o taleplere feda edilmiştir. Ben siyasetçiyim. Cumhuriyet Halk Partili olarak partime ülkeme hizmet etmekte partiyi tökezletenlere karşı gerekenlerin yapılmasını önemli ulusal bir görev bilirim.
Elbette ki bu olumsuzlukların üretilmesinin merkezinde ve kökeninde, liyakattan, ilkelerden yoksun içimizdeki kişilerin ve onların oluşturdukları yapıların olduğunu biliyoruz. Dolayısı ile biz bu odakları partili tabana anlatmayı üstün görev olarak kabul etmeliyiz.. AKP ile mücadele ederken, onlar gibi davranarak onların ekmeğine yağ süren, Türkiye Cumhuriyetini AKP gibi iktidarlara mahkum olma nedenlerini yaratanlara karşıda bu görev ulusaldır, kutsaldır. Önümüzde ki süreçte yukarıda adı geçen belediye yapıları olmamalıdır. Bu gün dahi olmamalıydı ancak nasıl olduğunu, hangi kişilerden kaynaklı gerçekleştiğini de çok iyi biliyorum. O nedenle Türkiye Cumhuriyetine ve onun kurucusuna minnettarlığımızı, onlara olan borcumuzu, hangi alanda olursa olsun onlara yönelik bütün zararlı eylemleri önlemek ile ödeyebiliriz. Bu mücadelenin ince detaylarını hesaplarını çok iyi yaparak sürdürmek ise dahada önemlidir. Bizler bu zor koşullarda bunu başarmaya çalışıyoruz ve başarılıda oluyoruz.