Gazeteci Mutlu Tuncer ile CHP'li Urla Belediye Başkanı İ. Burak Oğuz arasındaki maç, hakemin düdük çalmadan biteceğe benzemiyor...
Tuncer, haklı dayanaklar üzerine inşa ettiği yazılarından bir tanesini daha dün akşam yayınlamış...
İlginç olan, neredeyse 2 aya yaklaşan bu maçın taraflarından olan belediye başkanı Oğuz, Tuncer'in yazdıklarını ne yalanlayabildi ne kalkıp "arkadaş sen ne ayaksın, bunları neden yazıyorsun" diyebildi!
Açıkçası, kafasını gömdüğü kumdan çıkartıp Tuncer'in yazdıklarına hiçbir şey söyleyemedi/söyleyemiyor!
Gazeteci Tuncer, geçtiğimiz hafta İ. Burak Oğuz'dan alacağını tahsil edebilmek için yargıya suç duyurusunda bulundu...
Düşünebiliyor musunuz çiçeği burnunda bir belediye başkanı hakkında adliye dosyaları arasına "nitelikli aldatma" suçu iddiasıyla bir dosya giriyor...
Haydi böylesi halleri yetiştiği ailesel ve sosyal çevresi gereği sergiliyor veya o kültürden hala beslendiğini düşünelim de... Koskoca CHP'de bu belediye başkanının bu hallerine neden biri çıkıpta sahip çıkamıyor? Aday adaylığı dönemimde İ. Burak Oğuz'un paçasına yapışanlar bugün neredeler? Ya da bu arkadaş "benim Mutlu Tuncer'e beş kuruş borcum yok" neden diyemiyor? Lafa geldi mi "emek en yüce değerdir" sloganına sığınan CHP'liler nerelerdesiniz? Kökünüze kıran mı girdi? Haydi gözünüz yüyorsa buyurun bu başkanınızın bu hallerine "Derman" olunda görelim?
Sahi neydi CHP'nin 31 mart seçim sloganı?
"Derman Belediyeciliği!"
Ha gayret Mutlu Tuncer, yakında bu zihniyet sende de derman bırakmazsa şaşırmayız!
Çünkü bunlar gökten zembilli indirilmedi, bizzat bunlar Ankara'da tek tek seçilerek İzmir'in başına örüldü!
Gazeteci Mutlu Tuncer'e önerimiz...
Çıkacak yargı kararına göre; İ. Burak Oğuz'dan alacağını aldığınızda... Seçimlerde yanınızda çalışanların emeklerinin karşılığını verdikten sonra; size kalacak olan kısmıyla da Urla belediyesinin karşısındaki meydana bir seyyar döner ekmek tezgahı kurdurursunuz... Ölmüşlerinizin ruhuna Urla halkına da hayır olarak ekmek arası döner dağıtmanızı insanlık adına tavsiye ederiz...
Neden mi?
Hayırsız insanlardan topluma hayır gelir mi?
İŞTE MUTLU TUNCER'İN İÇİNDEN İ. BURAK OĞUR GEÇEN O YENİ YAZISI:
Geçtiğimiz yerel seçimlerde adaylığı açıklandıktan sonra inanılmaz bir değişime uğrayan ve yakınlarının bile kendisini tanımakta zorluk çekmeye başladığı, hele hele belediye başkanı seçildikten sonra ayakları bir türlü yere basmayan Burak Oğuz’a sorularım var…Bu soruları dile getirmemin en önemli nedenlerinden biri, halkın kendisini iyi tanıması gerektiğini düşünmem… Yani biz de bu arkadaş konusunda yanıldığımızı üzülerek anladık…Seçimlerden önce, bütün Urla biliyor ki; bu kardeşimizin bir cemaat mensubu olduğu söylentileri vardı… Seçimlerde birlikte çalışma teklifini kabul etmeden önce de ısrarla sormuştum. “Bir cemaatle filan ilgin var mı?” diye… Aslında bu soruları kendisine daha önce de sormuştum… Tiziz, Atatürkçü, aydınlık görüntüsü vardı. “Yok öyle bir şey” dedi. Ve inandım… Hala daha inanmak arzusundayım. Böyle bir yakıştırmayı kendisine asla yakıştıramam.Bazı AKPliler bu iddiaları düne sürdürüyorlardı… Aksi konusunda çok mücadele verdim. Ancak, AKPliler bu iddiayı hep dillendiriyorlardı ki; muhaliflikleri bıçak gibi kesildi… Zaten kesilsin de… Ben böyle bir yakıştırmanın hele gerçek değilse, yafta gibi bir insanın boynuna asılmasından yana asla olamam…Gerçekse bilen bildiğini ortaya döker.Seçim kampanyalarını bir ekip kurarak geceli gündüzlü, çok güzel bir şekilde tanıtım filmleriyle, afişleriyle, araçların giydirilmesi, mitinglerin düzenlenmesi, konuşmalarının hazırlanması, seslendirmelerin, kurguların yapılması, dev ekranlarda dönecek görüntülerin hazırlanması, broşürlerin yapılması gibi, önemli işleri küçük ve imkanları dar ekibimizle yaptık. Hepsinden önemlisi, bu arkadaş Urla’nın sorunlarını ve ihtiyaçlarını bilmediği için, tüm seçim programını ben yazdım. illüstrasyon denilen resimlerini de suluboya çalışmaları ile ben hazırladım. Bu kardeşimizin neler yapılması gerektiği konusunda hiçbir fikri yoktu.Sorularımı anlatımın aralarında soracağım… Ve bu sorulara cevap bekleyeceğim ama veremeyecek!Seçim çalışmaları sırasında ekip olarak seçtiğim ve güvendiğim ama sonradan Burak Oğuz’un bazı menfaatler sunarak baştan çıkardığı arkadaşlar var… Ki; bunlar da seçim çalışmalarında Burak Oğuz’un kaprislerinden, vurdumduymaz ve dev aynasına bakan tavırlarından, para ödememesinden bıkkınlık geçirmişlerdi. Psikolojileri bozulmuştu. Ama şunu söylemem gerek… İnanılmaz isteklerini karşılamak için bu ekibin çok çalıştığını, gece gündüz yerlerde uyuyarak çalıştığını bir yere not edin…Bir miting öncesi yazdığım konuşmayı çalışırken bana bir laf etti… “Abi laiklik lafını konuşmadan çıkar. Biz bu sözleri etmeyelim”Şaşırmıştım… Laiklik CHP zihniyetinin olmazsa olmazıdır! Şaşırmaktan öte, başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü… “Olur mu öyle şey?” diye sordum ve ekledim; “Sen CHP adayı değil misin yahu?” Israrcıydı… “Ben yazayım, sen okumazsın” dedim…Sonra da “Abi biz herkesten oy alacağız ondan” diyerek açıklama getirdi… Hala düşünürüm, niçin o an bırakıp gitmediğimi…İLK SORUM ŞU: BURAK OĞUZ… BİZİ SEÇİMLERDEN SONRA SÜREKLİ ALDATTIĞIN, BİNLERCE YALAN SÖYLEYEREK, TEK KURUŞ ÖDEMEMENLE UĞRAŞMAKTAN BU SORUYU SANA SORMA İMKANI BULAMAMIŞTIM… SEN GERÇEKTEN LAİKLİĞE KARŞI MISIN? ÇIKIP, BEN LAİKİM, BEN CUMHURİYETÇİYİM DER MİSİN, DİYEBİLİR MİSİN?Burak Oğuz makamına oturduktan sonra birlikte çalışmamız konusunda ısrarcı oldu. Benim ise hiç iştahım ve niyetim yoktu. Arkadaşlarıma da hep söyledim. Bir kaç ay kendisini yalnız bırakmamayı düşündüm. Önümüzde enginar festivali vardı ve bu festivale yine ekibimizle birlikte geceli gündüzlü çalışarak katkılar verdik. Yeni tasarımlar, yeni filmler, sosyal medya paylaşımları yaptık. Ama kendisinden daha tek kuruş alamamıştık. Belediyeye çalışmaya başlamıştık!!!Festival bitti, bize bir teklif yapacağını söyleyip durdu. O teklif gelmedi, gitti… Seçim dönemi bitmiş, şimdi de belediyeye ekipçe çalışıyor, karşılığını alamıyorduk. Festivalin hemen öncesinde 23 Nisan Çocuk Bayramı vardı… 22 Nisan günü, kendisine makamına bir çocuk oturtması gerektiğini ve bu çocuğun belirlenmesini hatırlattım… Burak Oğuz’un isteği şöyle oldu:“Abi İmam Hatip’ten bir kız çocuğu bulalım, makama o otursun”Cevabım şöyle oldu:“Tabii ki onlar da bizim çocuklarımız ama, CHP’nin arzuladığı eğitim anlayışı bilime yakın. Makama türbanlı bir çocuğumuzu oturtursak, tepki alırsın”Şimdilerde eleştirilerimin altına küfür niteliğinde hakaretlerle Buraz Oğuz’u koruyan AKP li arkadaşlarımızın bu dönüşü bu politikaların eseri mi? Ben bilemedim, bilen açıklar… “BURAZ OĞUZ, SENİ ALABİLDİĞİNE ELEŞTİREN AKPLİ ARKADAŞLAR NASIL OLDU DA, BİR ANDA YANINDA YER ALDI? HATTA MECLİSTE CHPLİLERDEN FAZLA SANA ARKA ÇIKMALARI NEDEN? HERKESLE İYİ GEÇİNEBİLMENİ ALKIŞLAMAK İSTERİM AMA, CHPLİLER İLE İYİ GEÇİNEMİYORSUN! HERKES SENDEN YAKA SİLKİYOR. SEN YOKSA BİR PROJE MİSİN?Burak Oğuz’un birinci ayında hala yaptığımız masraflar ve çalışmalar için tek kuruş alamadık. Bana fatura karşılığı belediyeden para ödemeyi teklif etti. Ben ise bunu belediyeye yaptığımız çalışmalar için kabul edeceğimi, ancak seçim dönemindeki borcun kendisine ait olduğunu söyledim. Ekip arkadaşlarım para bekliyorlardı. Tabii ben de… Bir dolu yalan, bir dolu saçma sapan teklifler… Ve en sonunda ekipte bulunan Raşit İnan’ı Urit’ten işe aldı… O çocuk çalışmayı istiyordu… Borcu ödenmiş oldu!!! Fi Sanat Galerisi sahiplerinden Hakan Altuntaş’ı ise, işe gelmeden Urit’te çalıştıracağına söz verdi. İşe de aldı… Ben ise Burak’a bu uygulamaları kabul etmediğimi ve yollarımızın ayrıldığını belirttim. Ancak ben bunu sosyal medyadan duyurunca ve Hakan tabii olarak işe gitmeyince, onu işten çıkardı. Benim emeğimi ise ödememekte direndi, direniyor… İl Başkanı Deniz Yücel’den, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e kadar herkes araya girdi, bu işi kavgasız gürültüsüz halletmemizi istedi. Hepsine, yaptığımız çalışmaları övdü, hakkımı vereceğini söyledi.ŞİMDİ SORUYORUM:HİÇ UTANMIYOR MUSUN BURAK? SENİN SEÇİM KAMPANYALARINA VERDİĞİMİZ EMEĞİN KARŞILIĞINI ÖDEMEME NEDENİN NEDİR? SENİN EMEĞE SAYGIN BU KADAR MI? YOKSA PARANA MI KIYAMIYORSUN? AMA KIYMALISIN… BU İŞLER PARASIZ OLMUYOR. PARAN KIYMETLİ İSE; BU İŞLERE GİRMEYECEKSİN. ÇOCUKLARI KANDIRDIN… TOPRAK SAHNEDEN ALDIĞIN HİZMETLERİN KARŞILIĞINDA ONLARIN OYUNLARINI GÖSTERİLERİNİ ALIYORSUN. İŞTEN ÇIKARDIĞIN HAKAN ALTUNTAŞ’A DA KÜÇÜK İŞLER PASLIYORSUN…BU EKİBİN BAŞINDAKİ ADAM, HAKKINI SENDEN İSTEDİ DİYE KÖTÜ MÜ OLDU? BU DOLANDIRICILIK DEĞİLSE NEDİR? BİR BELEDİYE BAŞKANI BUNU YAPAR MI? BAK AVUKATIMA, İL BAŞKANINA,İLÇE BAŞKANINA HAKKIMI ÖDEYECEĞİNİ SÖYLEDİN. HER ZAMANKİ GİBİ SÖZÜNDE DURMADIN… SENİN HAKKINDA SAVCILIĞA ŞİKAYETTE BULUNMAK ZORUNDA KALDIM. BU YAPTIĞININ ADI NEDİR? SÖYLEYEBİLİR MİSİN?Belediye meclisi üyelerin seni desteklemiyorlar. Parti örgütü seninle ilişkilerini kısıtladı. Son Rusya gezin gündemde bırakıldı… Bunun anlamı ne biliyor musun?Madem Rusya Gezine değindik… Biraz detay verelim… Bu geziyi tertip eden Rusya Kırım İş ve Dostluk Vakfı Başkanı Yazdan Kaya… Bu arkadaş hakkında Kırım Haber Ajansı’nın dünyaya dağıttığı bir haberi paylaşmak istiyorum… Haber senin yan yana fotoğraf verdiğin Yazdan Kaya hakkında bak neler diyor:“Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov, geçen hafta Rus işgali altında bulunan Kırım’a yasa dışı şekilde ziyaret gerçekleştirip işgal propagandası yapan sözde “Türk iş adamı” Yazdan Kaya’yı “dolandırıcı” ve “yalancı” olarak adlandırdı. Çubarov, Türkiye’deki Kırım Tatar diasporasından söz konusu sahte iş adamının başkanlık yaptığı “Rusya-Kırım-Türkiye Vakfı’’ hakkında araştırma yapmalarını da istedi.Kırım’daki işgalciler ve onların yardakçıları tarafından propaganda aleti olarak kullanılan sözde Türk iş adamının yasa dışı Kırım ziyareti ile ilgili açıklamada bulunan KTMM ve Dünya Kırım Tatar Kongresi (DKTK) Başkanı, Ukrayna Milletvekili Refat Çubarov, “Gayet tabii ki, Yazdan Kaya’nın haricinde başka Türk vatandaşları da vardı, ama onların isimleri Kırım’daki işgalci hükümet tarafından saklanıyor. Yazdan Kaya 2014 senesinde de Kırım’a gelmişti ve Rus işgalcilerle Türk iş adamı olarak iş birliği kurmaya çalışıyordu. Bu sefer Yazdan Kaya, Rusya Devlet Duması’nın “milletvekili’’ Ruslan Balbek tarafından “Rusya – Kırım – Türkiye’’ adlı bir teşkilatın kurucusu olarak tanıtıldı. İddiaya göre ise bu teşkilatın hedefi ‘Kırım’da Türk işadamları tarafından ticaretin popülerleştirilmesidir.'” diye kaydetti. Yazdan Kaya’nın, Türkiye’de ne iş adamları ne politikacılar ne de kamu çalışanları arasında kim olduğunun bilindiğini kaydeden Refat Çubarov, “Kırım’da bu insan Türkiye’de meşhur olan insanların soyadları ve cumhurbaşkanının adını kullanarak yarımadada ekonomik atılımlar olacak diye söz veriyordu. Aynı zamanda, Yazdan Kaya 2014 senesinde Kırım’ı işgal eden Rusya’ya bitmek bilmeyen övgüler yağdırıyor, Ukrayna’ya ve Kırım Tatar halkının liderlerine ve Kırım Müslümanlarına karşı yalan ve alaycı iddialarda bulunuyordu. Aslında, Rusya tarafından işgal altında geçen yıllar içerisinde onlarca belli ve (meçhul) maceracı ve dolandırıcıların gelip gitmesine alıştık. Anlıyoruz ki, Yazdan Kaya da bu yalancılardan biridir. Fakat, neden bu yalancı Kırım toprağında Türkiye’nin yetkili makamların hareketsizliğini kullanıp kendi yalanlarını uyduruyor…?” ifadelerini kullandı.”Haber bu… Haberi yazan ben değilim. Kırım Haber Ajansı… Bir çok gazetede de var… Burak Oğuz’un yayın kurulunda senelerce görev aldığı Gözlem Gazetesi ise bu ismi çok övmüş! Tanışma oradan mı bilmiyorum…Ayrıca Burak Oğuz Kardeşimin, Rusya’da çok sayıda takip ettiği insan olduğunu öğrendim. İnstagram hesabına baktım. Acaba bizim başkan kimleri takip ediyor diye? Onlarca erotik Rus hatun’a takip ettiğini gördüm. Beğeniler atmış durmuş… Belli ki sevdiği bir coğrafya orası… Saklama gereği duymadığı ve beğenilere boğduğu hanımların iş insanı olup olmadığını bilmiyorum. Ama erotik resimleri var ve Burak kardeşim bunları takibe halka açık şekilde devam ettirdiğine göre yazmakta bir mahsur yok. Belki de unuttu, unuttuysa kaldırır… Ama öz güvenini taktir ediyorum… Saklama gereği duymaması aslında hoşuma da gitti…Şimdi sorum şu:RUSYA VE BAŞKURDİSTAN GEZİSİNİ ÖNCE PAYLAŞTIN. SONRA DA BASINA HEMEN ALELACELE KALDIRTTIN. SONRA MECBUREN YİNE PAYLAŞTIN… BU GEZİYİ MECLİSE BİLDİRMEDEN GERÇEKLEŞTİRDİN. MECLİSE BİLGİ VERİRKEN İZMİR MİLLETVEKİLİ ATİLLA SERTEL’İN SANA BU GEZİYİ GÖREV OLARAK VERDİĞİNİ ANLATTIN. AMA BU GERÇEK DEĞİL… ATİLLA SERTEL İZMİR’İN TÜM BELEDİYE BAŞKANLARI , BİR ÇOK MİLLETVEKİLİ GİBİ DAVETLİYDİ. KENDİSİ GİTMEDİ, DANIŞMANINA BELLİ Kİ KIYAKT YAPMIK İÇİN GEZİYİ PASLADI… ÜSTELİK BU GEZİYE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI DAHİL OLMAK ÜZERE TÜM İLÇE BELEDİYELERİ DAVET EDİLMİŞ. HİÇ BİRİ GİTMEMİŞ. ATİLLA SERTEL’İN DANIŞMANI MURAT KOÇ ‘TAN ÖĞRENDİM. YANİ TEK GİDEN SENSİN… PEKİ; BU GEZİNİN URLA’YA FAYDASI NE OLDU? BELEDİYENİN KASASINDAN KAÇ LİRA HARCADIN? KAÇ YATIRIMCI GELİYOR? NE TÜR YATIRIMLAR YAPMAYI DÜŞÜNÜYORLAR? MALUM BAŞKURDİSTAN HALKININ YARISI AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR. EKONOMİLERİ DOĞAL GAZA DAYALI AMA TERS KEPÇELER. BU GEZİ BOYUNCA HANGİ ŞEHİRLERE GİDİLDİ? KİMLERLE GÖRÜŞÜLDÜ? HANGİ YATIRIMCILAR ÇAĞIRILDI?7 Şubat Mit Kalkışmasının ardından Fethullah Gülen’in davetlisi olarak Yamanlar Koleji’nin davetlisi olarak Pensilvanyaya giden bir grup gazetecinin arasında bulunan Erol Yaraş ve yine Fetö iddianamesinde adı geçen Mesut Sancak’ın danışmanı ve o gezide bulunan Ünal Ersözlü seni ziyarete geldi… Bu bir kutlama ziyaretiydi. Sana hediyeler getirdiler. Bunlar Amerika’ya gidip, FETO ile görüşüp, tek satır yazmayan o gazeteci grubundaydılar. Ardından Afrika’ya okulları denetlemeye gittiklerini de ben ortaya çıkardım. Erol Yaraş denilen gazetecinin melanet yuvası Yamanlar Koleji’nin Gaziemir Şubesi’nin açılışında Hamdi Türkmen ile kurdele keserken resimlerini de ben yayınladım. Bunlar adliyede yakınlıklarını kullanarak bizi gözaltına aldırdılar. Sonra da kumpaslar kurarak, tanımadığımız insanları şahit gösterip bizi tam iki yıl “şantaj” şüphelisi olarak yargılattılar. Telefonlarımızı dinlettiler. Erol Yaraş ve Ünal Ersözlü daha dava açılmadan şantajcılar diye bizim fotoğraflarımızı gazetelere servis ettiler… Sen bu adamları kabul edip; “Dostlarım beni ziyarete gelmişler” diye mutluluk resimleri paylaşırken ben sana bedava !!! danışmanlık yapıyordum. Ve ziyaretin ardından bana “Senin hakkında çok kötü şeyler söylediler” dedin.ŞİMDİ SORUM ŞU; NEDEN HAKKIMDA KÖTÜ ŞEYLER SÖYLEMELERİNE İZİN VERDİN? SEN BENİM ONLARLA NASIL BİR MÜCADELE İÇİNDE OLDUĞUMU BİLİYORDUN. MERT BİR ADAM DANIŞMANLIĞINI YAPAN KİŞİ HAKKINDA OTURUP DEDİKODU EDER Mİ? DOSTLARININ AÇTIĞI DAVA ÇÖKTÜ. SANA VERDİĞİM EMEĞİN HAKKINI ÖDEMEMENDE BU ZİYARETİN KATKISI VAR MI? SANA BENİM HAKKIMI ÖDEMEMEN İÇİN, MESUT SANCAK’IN ARKANDA OLDUĞUNA DAİR GÜVENCE VERİLDİ Mİ? ADLİYEDE GÜÇLÜ OLDUKLARINI, ŞİKAYET ETSEM DE SONUÇ ALAMAYACAĞIMIN TEMİNATI VERİLDİ Mİ? EĞER ÖYLE İSE İNANMA… YARGIDA HALA SAĞLAM SAVCILAR VE HAKİMLER VAR!Sorular sormaya devam edeceğim… Seni muhatap almak hiç istemezdim ama; Urla’ya borcum var… Çünkü senin kampanyanı üstlenerek Urlalılar’a yanlışlık yaptım. Bunu senin adaylığın sürecinde ve başkan seçildikten sonra anladım ama, yapacak bir şeyim yoktu. Ha kendime de sorayım:HAKKIMI DELİKANLI GİBİ ÖDESEYDİN, BİRLİKTE ÇALIŞIR MIYDIK?ASLA… ZATEN BİLİYORSUN SEÇİMLERE 10 GÜN KALA SENİ BIRAKMIŞTIM. AMA İKNA ETTİLER YARIYOLDA BIRAKTI DEMESİNLER DİYE İŞİ SÜRDÜRDÜM…BEN KENDİME SORDUĞUM SORUYU CEVAPLADIM… ASLA DEDİM… SEN DE BU SORULARI CEVAPLA…BAK İYİ BİR AVUKAT İŞE ALMIŞSIN… İSTERSEN BU YAZDIKLARIM İÇİN MAHKEMEYE VER… EROL YARAŞ VE ÜNAL YARDIM ETSİNLER SANA… ÇOK SEVİNİRİM…Sorularım devam edecek….
Burak Oğuz’un instagram sayfasına bakınca Rusya coğrafyasını sevdiğini anlıyoruz. Beğeni yaptığı hanımlar iş insanı mı bilemeyiz ama, en altta beğeniler gönderdiğini görebiliyoruz. Doğrusu, zevkli bir belediye başkanımız olduğunu da söyleyebiliriz. Üstteki fotoğrafta ise Kırım Haber Ajansı’nın “dolandırıcı ilan ettiği Yazgan Kaya ile Belediye Başkanının kaldırttığı paylaşımını görüyorsunuz.
Kaynak: http://ehahaber.com/2019/07/07/cevap-ver-yayinlayalim/