ÖZLEM ÇERÇİOĞLU’NU KAST EDEN BU HABERİ KİM YAPTIRMIŞTI?
Bir dönemler Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun baş düşmanıyken şimdi baştrolü oluveren Haldun Haşmet Aysan, 7-24 biz başta, önüne gelene küfrediyor!
Aydın’ın çöpünden iyi besleniyor galiba!
Bizi arayanlar; 55 bin tl den başlayıp 100 bin euro aldı, ondan döndü diyenlerin sayısı, Haşmet Aysan’ın Özlem Çerçioğlu hakkında yaptığı ve yaptırdığı suç duyurusu-köşe yazısı ve yorumlar kadar var.
Eski köşe yazarımız da olan Haşmet Bey, günler boyu FETÖ’den tutuklanıp ihraç edilen eski Aydın ve Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit hakkında çok şeyler anlatmıştı. Ben yapım gereği bu haberlere girmemiştim. Tabi bunları sadece bana değil, tüm basın mensuplarına anlatıyordu, şu anki medya yardakçıları Yalçın Yıldırım ve Hasan Kadife de dahil!
Şimdi aşağıda size bir link veriyorum. Bu Haşmet Aysan’ın, o dönemler yine birlikte çalıştığı Aydın -24 haber sitesinde yayınlanan haber/yazıdır.
Bu haberin kaynağı da Haşmet Aysan’dır. Hatırladın mı Haşmet Bey, basın mensuplarına anlattıklarını! Hani otoparkta araca biniyordun, o sırada bir bağırtı vardı, dönüp baktığında FETÖ’den ihraç edilen eski Başsavcı Ekrem Yiğit vardı, aynen aşağıdaki haberde geçenleri sen bir bir, kimi gazetecilere ortamda ben ve çok sayıda başka gazeteciye telefonda anlatmıştın!
ÖÖzlem Çerçioğlu’na yönelik bu belaltı haberi bu yaptıran fakat şimdi de onun baş trollüğüne soyunan Haldun Haşmet Aysan!
Haberin asli kaynağının Haşmet Aysan olduğunu kamu oyuyla paylaşıyor, şimdi Özlem Çerçioğlu’nun bu haberi yaptıran Haşmet Aysan ile nasıl ve hangi çıkarlar doğrultusunda bir araya geldiğini, kamu oyunun takdirine bırakıyorum.
CEVDET ŞAHİNOĞLU
Bilmem hatırlar mısınız…Bizim çocukluğumuzda “Bir bilmecem var” diye başlayan “çayda kahvaltıda yenir” diye devam edip, “bisküvi denince akla hemen onun adı gelir, eti eti eti” şeklinde biten bir reklam vardı.Nedense gecenin bir vakti sözleri dilime dolandı...“Bir bilmecem var çocuklar!Haydi sor sor!Çayda kahvaltıda yenir.Acaba, nedir nedir?Bisküvi denince akla?Tamam şimdi buldum.Hemen onun adı gelir,Eti eti eti…”***Amacım bunları yazmak değildi ki…İşin şakası bir yana güzel reklamdı, vesselam.Neyse… konu hazır bilmeceden açılmışken bilmeceyle devam edelim…Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, “başbakan” sıfatıyla TBMM kürsüsünden milletvekillerine hitap etmektedir.Biri kadın iki milletvekili aynı sırada oturmakta ve erkek olan oturduğu yerden Başbakan’a sataşmaktadır.Başbakan bu ikilinin oturduğu sıraya dönerek;“Sizin bu kutsal çatı altında ne halt yediğinizi biliyorum, susun” der.Bu sözlerin muhatabının erkek olanı (ismi lazım değil) Antalya milletvekilidir.Şimdi zurnanın zırt dedği yere geldik.Kadın olanı acaba, kimdir kimdir?***Bir reklamdan nerelere geldik. Biz konumuza dönelim.Allah ne kadar yüce ki, olmadık kişileri hiç olmadık zamanda karşılaştırıp bazı şeylere tanık ediyor.Efendim yer Atatürk Kent Meydanı…Meydanın altındaki otoparkın birinci katındayız.Kahramanımız eski bir yargı mensubu.Duvara yaslanmış, telefonda durmadan birine küfrediyor.Aman Allah’ım!Ne küfür, ne küfür..Küfredilmedik ne anasını bıraktı, Ne eşini, ne sülalesini..Ne yo...lığını bıraktı,Ne de or...luğunu…Eski yargı mensubu bağırıyor:“Ulan o...pu!
Sen gelmezsen ben gelirim demedim mi?”Eski yargı mensubu devam ediyor:“Ulan y...a!Sen ne dedin de ben yapmadım..Bak ben sana nasıl zaman yarattıracağım görürsün..Her şeyin hala elimde…Bu oyunu bozacağım...”Olay bu...Gelelim bilmecenin sorusuna:Bu eski yargı mensubunun telefonda bas bas “Ulan o...pu!” diye bağırdığı telefonun diğer ucundaki kim?***BİR İNSANDA CİBİLİYET Mİ DAHA ÖNEMLİ YOKSA EĞİTİM Mİ?Padişah bir gün vezirini çağırmış;
Vezirim söyle bakalım eğitim mi yoksa cibiliyet mi ? demiş.
Vezir; cibiliyet hünkarım demiş.
Padişah hadi sende dercesine kafasını sallamış. sonra tüm ülkeye kedisinin eğitimini verebilecek birinin bulunması için haber yollatmış.
Saraya gelenlerin içinden en son birini beğenip seçmiş .
Adam sormuş hünkarım ne öğreteyim bu kediye?
Padişah hizmet etmesini öğret demiş. Birkaç ay sonra yabancı ülkelerden konuklarımız gelecek onlara hizmet etsin tepsileri taşısın demiş.
Nitekim aylar sonra beklenen gün gelmiş kedi padişahın istediği gibi servisleri yaparken, padişah yine vezirini çağırmış.
Kafasıyla kediyi işaret edip vezirim söyle bakalım eğitim mi yoksa cibiliyet mi? demiş
Vezirin cebinden bir fare çıkartıp boş bir köşeye fırlatmasıyla birlikte, kedinin tepsileri fırlatıp fareyi yakalamaya koşması bir olmuş.
Vezir padişaha dönmüş cibiliyet hünkarım, cibiliyet demiş.
Sizce bir insanda olması gereken bu iki kavramdan hangisi daha önemli?SON SÖZ:Bilmecelerin takipçisi olacağız.
Not: Önder Y., mesajlarında Çerçioğlu'nun Fatih Akkentli'ye olan bakış açısını nasıl değerlendiriyordu?
http://www.aydin24haber.com/ulan-opu-1079yy.htm?fbclid=IwAR2EzehpgNzseGuESuUyU0dzbqJvrc1gdvyJFuzZSEs2VhYuMeezFu-bC48