CHP'li Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'in adı bilindiği üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi aday adayları arasında geçiyordu... Başkan Soyer, İBB adaylığı olmazsa, "irice" bir ilçe olabilir düşüncesiyle ilk hamlesini Konak için yapmış, bir kısım Konak ilçesi muhtarlarını Mezarlıkbaşı'nda "sohbet" adı altında toplamış, bu hamlesi de basında yer alınca mevcut Konak İlçe Belediye Başkanı Sema Pekdaş'ın muhtarları hizaya çekmesiyle, Başkan Soyer'in "Konak Aşkı" başlamadan sonlandırılmıştı...Konak ilçe umutları başlamadan sönen Tunç Başkan, kaynaklarımızın aktardığı bilgiye göre vites küçültüp, bu defa Karabağlar'a yönelmiş!Tunç Başkan, Seferihisar'da "irtifa" kaybettiğini anlamış olacak, hedef büyüterek tekrar Seferihisar'a aday gösterilebilmenin yollarını bulmanın telaşı içinde olduğu da artık siyasetle uğraşmayan Seferihisarlılar tarafından da gözlenir oldu bu günlerde...İşte bu telaşın verdiği sıkıntıyla Seferihisar'ın 96. Kurtuluş yılı etkinliklerinde yaptığı konuşmasının analizi, deyim yerindeyse Ürkmez'de oturan Levent Erçin tarafından Facebook sayfasında köşe yazısı oldu!Geçtiğimiz hafta usta gazeteci Ufuk Türkyılmaz'ın Facebook sayfasından Tunç Başkan'ın yeni iki parça arazi satışı haberleştirilmiş, "Ya Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda Saat Kulesi'ni de satar mı" endişesiyle haber noktalanmıştı!Tunç Başkan'ın 96. Kurtuluş Yılı etkinlikleri çerçevesinde "Seferihisar'ın emlak değerini 9-10 kat arttırdık" açıklamaları, bir şekilde Tunç Başkan'ın Seferihisar direksiyonunda olduğu 10 yıllık icraatlarının fotoğrafını da ortaya çıkarmış oldu.Bu çerçevede; Tunç Başkan'ın Facebook'ta haber oluşunun dışında, artık rahatlıkla Facebook'ta "köşe yazısı" da oluyor diyebilirsiniz!Tunç Başkan hakkında vatandaşların sosyal medya üzerinde yazdıklarını, çizdiklerini irdelerseniz, Ayberg'in ucunun değil, artık gövdesinin de ortaya çıkmış, gürülüyor olduğunu düşünebilirsiniz! Açıkçası, Tunç Başkanı zor ve meşakkatli günler bekliyor...Çünkü; Seferihisar'ın bu günkü emlak fotoğrafını, bizler değil ilk olarak sanatçı Ruktay Aziz eleştirdi: "Bu senin hatan Başkan!"İŞTE LEVENT ERÇİN'İN TUNÇ BAŞKAN'IN EMLAAK DEĞERLERİNİ 9-10 ARTTIRDIK AÇIKLAMASINA İLİŞKİN O KÖŞE YAZISI: “(…)Bina ve arsaların metrekare satış fiyatları 9 yıl içinde 9-10 misli artış gösterdi. 2010 yılında emlak vergisi beyanında bulunan bina sayısı 19.634 iken bugün 37.063’e, arsa sayısı 9.020 den 23.946 ya çıktı. Seferihisar, çeşitli kurumların her yıl yaptığı gayrimenkul değer artış sıralamalarında sadece İzmir’de değil Türkiye’nin genelinde de en çok değer artışı gösteren ilçe oldu. Seferihisar’ın toplam değeri 9 yılda 9-10 kat arttı. Evet, bu değer artışı, muazzam bir göç ve yapılaşma hızıyla baş başa bıraktı bizi. 2010 yılında 20li rakamlarla ifade edilebilecek emlakçı sayısı 200’lerin üzerinde, müteahhit sayısı 30-40’lı rakamlardan 400’lü rakamlara çıktı…”Bu sözler, Seferihisar Belediye Başkanı’nın, ilçenin 96. Kurtuluş yıldönümünde yaptığı konuşmadan…‘Gelişmeyi’, gayrimenkullerin değer artışı, yap-satçı ve emlakçı sayısındaki artış üzerinden anlatan bir Belediye Başkanı…
Üstelik herhangi ‘liberal sağ’ bir partiden değil, ‘sosyal demokrat’ olduğunu iddia eden bir parti üyesi…Devam ediyor:“(…)Bu hızlı büyüme, eskiden bilmediğimiz yeni sorunlarla karşılaşmamıza yol açtı. Seferihisar Belediyesi olarak bir yandan bu sorunlara çözüm üretirken, bir yandan da Seferihisar’ın gelecek on yıllarını kurtaracak vizyon projeleri üretmeye devam ediyoruz…”Şimdi burada duralım ve aklımıza takılan (deli) soruları soralım:- Kişisel tanınmışlığı kullanarak, her türlü iletişim aracı ile her fırsatta ve ortamda yapılan tanıtımın (pazarlamanın?), hızlı büyümeye neden olacağının öngörülememiş olması ‘vizyonsuzluk’ değil midir?
- ‘eskiden bilmediğimiz yeni sorunlar’ sözü, hesapsız-kitapsız, plansız-programsız yapılan ‘populist yöneticilik’in itirafı değil midir?
- Büyükşehir’e bağlı ilçe Belediyesi olmanın olumsuzluğunu hesap edemeyip, ilçe Belediyesinin hacmini, gücünü aşan, Büyükşehir ve Merkezi Yönetimle ortak çalışma ve mutabakat gerektiren makro projeler için vaatte bulunmak (Bkz. cittaslow), basiretsizlik değil midir?‘Gerçekçi ol, imkânsızı iste’ sloganıyla başladığınız ‘yerel kalkınma modeli’nin, 72 kriterinden kaç tanesini hayata geçirebildiniz?
- ‘Bütünşehir Kanunu’ndan sonra, Büyükşehirlere bağlı bütün ilçe Belediyeleri, -neredeyse çöp toplama dışında- hiçbir iş yapamaz hale geldikten sonra, Büyükşehir Belediye Başkanı ile (üstelik aynı partiden olduğu halde) ters düşmek, büyük bir strateji hatası değil midir?
- Onca tanınmışlık, itibar ve uluslararası ilişkilere rağmen, Seferihisar’ın, iletişim (internet-telefon) ve enerji (elektrik) altyapısının yenilenmemiş olması, hangi kelimeyle açıklanır?(Bunun merkezi yönetimi ilgilendiren bir sorun olduğunu biliyorum; yetersiz talep ve girişimden söz ediyorum. ‘Büyüme’nin sadece bina sayısının artması olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
Kaldı ki şu sözler Seferihisar Belediye Başkanı’na ait:“(…)Mevzuat değişti, bu yetkiler Büyükşehir Belediyesi’ne geçti’ ve ya ‘Bunu TEDAŞ’la konuşun. Bu bizim işimiz değil, İZSU’nun işi’ deme lüksümüz yok. Vatandaş bizi seçerken bu mevzuatın ayrımında değildi. Bizi her türlü meselesinde çözüm üretmeye muktedir bir önder olarak görüyor. Dolayısıyla bizim yapmamız gereken bu beklentiyi ve talebi karşılamaya yönelik olmalı…” 20.2.2015-Gözlem Gazetesi )
- Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili girişimlerin geç başlaması, sonuçsuz ve yetersiz kalması; Karakoç’taki termal suyun boşa akıyor olması benim suçum mu?(Bunun merkezi yönetimi ilgilendiren bir sorun olduğunu biliyorum; yetersiz talep ve girişimden söz ediyorum.Uluslararası tanınmışlık/itibarla, -hazırlanacak bir proje ile- AB fonlarıyla bir rüzgâr enerjisi santrali, güneş enerjisi santrali, günübirlik kullanım için termal tesis yapılamaz mıydı? Başvurdunuz da ret mi edildiniz?)
- Dokuz yıl önce, görevi büyük borçla devraldığınız biliniyor. Bugün, devraldığınızdan daha büyük miktarda borç varsa, üstelik hizmetin büyük bölümü Büyükşehir üzerinden gerçekleşiyor, projeler destekçiler tarafından hayata geçiriliyor, belediyeye (Seferihisar halkına) ait gayrimenkuller istediğiniz sırayla satılmaya devam ediyorsa, borç neden büyümeye devam ediyor?
Son söz:
“(…) Bu kentin geleceğinde ne var, nereye gidebilir, güçlü ve zayıf yönleri nelerdir? Buna masa başında tek başınıza karar veremezsiniz.”
Tunç Soyer -16 Aralık 2013 - Egenin Sesi
Üstelik herhangi ‘liberal sağ’ bir partiden değil, ‘sosyal demokrat’ olduğunu iddia eden bir parti üyesi…Devam ediyor:“(…)Bu hızlı büyüme, eskiden bilmediğimiz yeni sorunlarla karşılaşmamıza yol açtı. Seferihisar Belediyesi olarak bir yandan bu sorunlara çözüm üretirken, bir yandan da Seferihisar’ın gelecek on yıllarını kurtaracak vizyon projeleri üretmeye devam ediyoruz…”Şimdi burada duralım ve aklımıza takılan (deli) soruları soralım:- Kişisel tanınmışlığı kullanarak, her türlü iletişim aracı ile her fırsatta ve ortamda yapılan tanıtımın (pazarlamanın?), hızlı büyümeye neden olacağının öngörülememiş olması ‘vizyonsuzluk’ değil midir?
- ‘eskiden bilmediğimiz yeni sorunlar’ sözü, hesapsız-kitapsız, plansız-programsız yapılan ‘populist yöneticilik’in itirafı değil midir?
- Büyükşehir’e bağlı ilçe Belediyesi olmanın olumsuzluğunu hesap edemeyip, ilçe Belediyesinin hacmini, gücünü aşan, Büyükşehir ve Merkezi Yönetimle ortak çalışma ve mutabakat gerektiren makro projeler için vaatte bulunmak (Bkz. cittaslow), basiretsizlik değil midir?‘Gerçekçi ol, imkânsızı iste’ sloganıyla başladığınız ‘yerel kalkınma modeli’nin, 72 kriterinden kaç tanesini hayata geçirebildiniz?
- ‘Bütünşehir Kanunu’ndan sonra, Büyükşehirlere bağlı bütün ilçe Belediyeleri, -neredeyse çöp toplama dışında- hiçbir iş yapamaz hale geldikten sonra, Büyükşehir Belediye Başkanı ile (üstelik aynı partiden olduğu halde) ters düşmek, büyük bir strateji hatası değil midir?
- Onca tanınmışlık, itibar ve uluslararası ilişkilere rağmen, Seferihisar’ın, iletişim (internet-telefon) ve enerji (elektrik) altyapısının yenilenmemiş olması, hangi kelimeyle açıklanır?(Bunun merkezi yönetimi ilgilendiren bir sorun olduğunu biliyorum; yetersiz talep ve girişimden söz ediyorum. ‘Büyüme’nin sadece bina sayısının artması olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
Kaldı ki şu sözler Seferihisar Belediye Başkanı’na ait:“(…)Mevzuat değişti, bu yetkiler Büyükşehir Belediyesi’ne geçti’ ve ya ‘Bunu TEDAŞ’la konuşun. Bu bizim işimiz değil, İZSU’nun işi’ deme lüksümüz yok. Vatandaş bizi seçerken bu mevzuatın ayrımında değildi. Bizi her türlü meselesinde çözüm üretmeye muktedir bir önder olarak görüyor. Dolayısıyla bizim yapmamız gereken bu beklentiyi ve talebi karşılamaya yönelik olmalı…” 20.2.2015-Gözlem Gazetesi )
- Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili girişimlerin geç başlaması, sonuçsuz ve yetersiz kalması; Karakoç’taki termal suyun boşa akıyor olması benim suçum mu?(Bunun merkezi yönetimi ilgilendiren bir sorun olduğunu biliyorum; yetersiz talep ve girişimden söz ediyorum.Uluslararası tanınmışlık/itibarla, -hazırlanacak bir proje ile- AB fonlarıyla bir rüzgâr enerjisi santrali, güneş enerjisi santrali, günübirlik kullanım için termal tesis yapılamaz mıydı? Başvurdunuz da ret mi edildiniz?)
- Dokuz yıl önce, görevi büyük borçla devraldığınız biliniyor. Bugün, devraldığınızdan daha büyük miktarda borç varsa, üstelik hizmetin büyük bölümü Büyükşehir üzerinden gerçekleşiyor, projeler destekçiler tarafından hayata geçiriliyor, belediyeye (Seferihisar halkına) ait gayrimenkuller istediğiniz sırayla satılmaya devam ediyorsa, borç neden büyümeye devam ediyor?
Son söz:
“(…) Bu kentin geleceğinde ne var, nereye gidebilir, güçlü ve zayıf yönleri nelerdir? Buna masa başında tek başınıza karar veremezsiniz.”
Tunç Soyer -16 Aralık 2013 - Egenin Sesi