ERTAN YILDIZ Çok değil iki hafta öncesine kadar burada yüzlerce insan yaşıyordu... Kendilerince, 20'şer metrekarelik barakalarında mutlulardı... Anıları vardı... Yaşanmışlıkları vardı...Baraklarına "villa" deniliyordu...Kendilerine işgalci deniliyordu...Oysa; kirasını verdikleri arazinin üstünde oturuyorlardı...30 Yıldır "yasal" olarak yaşadıkları yerden, şimdi sürülüp atılmak isteniyorlardı...Dertlerini anlatmaya çalıştılar...Hukuk dediler "başka bir şey" demediler..."Gün gelir" hukuk size de lazım olur dediler...Dinletemediler...Çirkin bir el mi yapışmıştı yakalarına?İki yaşlı Emine Özcan (Elti-Gelin) direnmek için pvc taburenin üstüne oturup, ilk pankartı açanlar oldu: "No Passaran!"Yine dinlemediler....Tank-top yoktu ama;Belediye ve kolluk güçlerinine iki gün direnebildiler...Önderlerine plastik kelepçeler vuruldu...İş makinaları dayandı kapılarına... Zafer bekleyenler vardı...Telefonlar susmuyordu...Amiri-Müdürüne, Müdürü-Başkanına: "ŞİMDİ YIKIYORUZ" talimatlarını geçiyorlardı...Ve yıktılar...Arkalarına da bakmadan çekip gittiler....Nazım sordu Abidin'e; "Mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?" Bu resim; ON BİNLERCE Abidin'in eline fırça verseniz çizilir miydi?İşte Sibel Uyar'ın fırça darbelerinden çıkan Balıklıova'daki "mutluluk" resimleri....Herkese Mutluluklar....Yıkıntıların arasında gezer ve de "dokunulmayacak" diye bir ses işitirseniz; biliniz ki "o ses" hiç bir işe yaramayan bir sestir! Ve ben bu resmi daha çok sevdim... Ve en önde plastik taburelerde oturan iki Emine Nineyi de...
Ege
01 Şubat 2016 - 00:20
Güncelleme: 01 Şubat 2016 - 10:56
İşte Balıklıova'da yaratılan 'mutluluğun' resimleri...
İşte Sibel Uyar'ın fırça darbelerinden çıkan Balıklıova'daki "mutluluk" resimleri....
Ege
01 Şubat 2016 - 00:20
Güncelleme: 01 Şubat 2016 - 10:56