Star gazetesi yazarı, gazeteci Cem Küçük, geçtiğimiz hafta sonu ATV'de katıldığı programda,İzmirli işadamı Ahmet Küçükbay'ın "FETOCU" olduğunu öne sürmüş, "gözaltına alınsın" demişti...İzmirli işadamı Küçükbay'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Kısıklı'daki evinin önünde "Demokrasi Nöbeti"nde olduğu ortaya çıktı.İşte Küçükbay'ın soyal medyada paylaştığı Kısıklı fotoğrafları:Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'nın 26-27 Ekim 2015 tarihli yazılarından bölümler:(...)Bu arada ben İstanbul'dayım ama bir yandan da doğup büyüdüğüm şehrim olan İzmir'deki gelişmeleri takip ediyorum. AK Parti İzmir teşkilatı Binali Yıldırım'ın önderliğinde İzmir'de de çok iyi çalışıyor. Sahada yüz yüze görüşmelerde başarılı bir süreç götürülüyor. Bu gidişle toplam 10 hatta 11 milletvekili kazanabilir AK Parti İzmir'den. Öte yandan AK Parti'nin İzmir'de daha çok vekil çıkarmaması için en çok çalışan örgüt tahmin edildiği gibi paralel çete. Paralel yapının en önemli finansörlerinden biri olan İzmir'de yaşayan bir şahsın İzmir'deki 50 bin blok cemaat oyunun CHP'ye verilmesini sağlamaya çalıştığı Ankara Genel Merkez tarafından tespit edilmiş durumda.
Öte yandan aynı paralel finansörün AK Parti İzmir'e şirin gözükmeye çalışarak yaptıklarını kamufle etmeye çalıştığı da biliniyor. Yerel bir TV istasyonu sahibi de olan bu paralelci şahıs 17 Aralık sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin topluca tutuklanması için sürekli yasadışı kara propaganda yayınları yaptırmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın resmi kararıyla Fethullahçı Terör Örgütü adını alan bu çetenin doğuş yeri olan İzmir'de çok kuvvetli bir yapılanmaya sahip olduğu biliniyor. Bu terör örgütünün en önemli finansörlerinden biri olduğu resmi devlet raporlarına dahi giren bu tehlikeli şahıs İzmir'de yaşıyor ve şu an devletin çeşitli birimlerince tüm yasadışı örgütsel işlemleri rapor ediliyor.Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmış bu terör örgütünün üyesi olan ve finanse eden her kişi en nihayet bedelini en ağır biçimde ödeyecektir. Bizim de görevimiz bu bedelin ödenmesini sağlamaktır. Başka Türkiye yok... (...)Dün de ifade ettiğim gibi İstanbul ve İzmir AK Parti teşkilatlarının çalışmalarını yakın gözleme imkânı buldum ve çok başarılı bir yolda ilerlediklerini gördüm. Diğer şehirleri bilmem ama İstanbul ve İzmir'de AK Parti kazanacağı milletvekili sayısını artıracaktır.
Zaten artık mesele genel oy oranından da ziyade yeni milletvekili kazanmaktır. Yeni milletvekilleri kazanmak açısından çok önemli olan İzmir'de Binali Yıldırım'ın önderliğinde İzmir teşkilatının çok büyük performans sergilediğini biliyorum. İzmir'den en az 10-11 AK Parti milletvekili çıkması gerekiyor.
Öte yandan geçen seçim bağımsız adaylara giden İzmir'deki cemaat oylarının nereye yöneleceği önemli konu. Dün bahsettiğim tağşiş işlerine meraklı İzmirli paralel finansör tüm cemaat oylarının CHP'ye gitmesi ve AK Parti'nin toplam 8 milletvekilinde kalması için çok ciddi paralar döküyor. Bu arada numaradan AK Parti yalakalığını da sürdürüyor. Açık ve dürüst davranıp muhalefet etse söyleyecek lafım olmaz.
Benim kızdığım bu tağşişçi işadamının eyyamcı ve kaypak tavrı. Bir yandan AK Parti'ye hâlâ destek oluyormuş ve paralel yapıdan kopmuş gibi davranıyor. Bir yandan CHP için çalışıyor. AK Parti İzmir'dekiler sakın öyle bedelsiz bina tahsis etmelerle ya da bu şahsın attığı yemlerle avlanmasınlar.
Bu şahsın 17 Aralık süreci boyunca sahibi olduğu yerel TV ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye Cumhuriyeti hakkında yaptığı korkunç kara propagandalar arşivde duruyor. Sonra kimin kimle bağlantısı olduğunu elbette bu ülkenin yargı güçleri görevleri gereği takip ediyor.
Hukuk AK Parti mensubu diye hiç kimseye acımaz. Kimse yasadışı FETÖ üyesi adamlarla işbirliği yapmamalı. Bu şahıs hakkında HSYK'nın görevlendirdiği savcıların elde ettiği kanıtlar açıktır. Bu şahıs Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmış ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fethullahçı Terör Örgütü adı konmuş bu yapının finansörüdür ve bunun bedelini hukuken en ağır şekilde ödeyecektir...
Öte yandan aynı paralel finansörün AK Parti İzmir'e şirin gözükmeye çalışarak yaptıklarını kamufle etmeye çalıştığı da biliniyor. Yerel bir TV istasyonu sahibi de olan bu paralelci şahıs 17 Aralık sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin topluca tutuklanması için sürekli yasadışı kara propaganda yayınları yaptırmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın resmi kararıyla Fethullahçı Terör Örgütü adını alan bu çetenin doğuş yeri olan İzmir'de çok kuvvetli bir yapılanmaya sahip olduğu biliniyor. Bu terör örgütünün en önemli finansörlerinden biri olduğu resmi devlet raporlarına dahi giren bu tehlikeli şahıs İzmir'de yaşıyor ve şu an devletin çeşitli birimlerince tüm yasadışı örgütsel işlemleri rapor ediliyor.Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmış bu terör örgütünün üyesi olan ve finanse eden her kişi en nihayet bedelini en ağır biçimde ödeyecektir. Bizim de görevimiz bu bedelin ödenmesini sağlamaktır. Başka Türkiye yok... (...)Dün de ifade ettiğim gibi İstanbul ve İzmir AK Parti teşkilatlarının çalışmalarını yakın gözleme imkânı buldum ve çok başarılı bir yolda ilerlediklerini gördüm. Diğer şehirleri bilmem ama İstanbul ve İzmir'de AK Parti kazanacağı milletvekili sayısını artıracaktır.
Zaten artık mesele genel oy oranından da ziyade yeni milletvekili kazanmaktır. Yeni milletvekilleri kazanmak açısından çok önemli olan İzmir'de Binali Yıldırım'ın önderliğinde İzmir teşkilatının çok büyük performans sergilediğini biliyorum. İzmir'den en az 10-11 AK Parti milletvekili çıkması gerekiyor.
Öte yandan geçen seçim bağımsız adaylara giden İzmir'deki cemaat oylarının nereye yöneleceği önemli konu. Dün bahsettiğim tağşiş işlerine meraklı İzmirli paralel finansör tüm cemaat oylarının CHP'ye gitmesi ve AK Parti'nin toplam 8 milletvekilinde kalması için çok ciddi paralar döküyor. Bu arada numaradan AK Parti yalakalığını da sürdürüyor. Açık ve dürüst davranıp muhalefet etse söyleyecek lafım olmaz.
Benim kızdığım bu tağşişçi işadamının eyyamcı ve kaypak tavrı. Bir yandan AK Parti'ye hâlâ destek oluyormuş ve paralel yapıdan kopmuş gibi davranıyor. Bir yandan CHP için çalışıyor. AK Parti İzmir'dekiler sakın öyle bedelsiz bina tahsis etmelerle ya da bu şahsın attığı yemlerle avlanmasınlar.
Bu şahsın 17 Aralık süreci boyunca sahibi olduğu yerel TV ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye Cumhuriyeti hakkında yaptığı korkunç kara propagandalar arşivde duruyor. Sonra kimin kimle bağlantısı olduğunu elbette bu ülkenin yargı güçleri görevleri gereği takip ediyor.
Hukuk AK Parti mensubu diye hiç kimseye acımaz. Kimse yasadışı FETÖ üyesi adamlarla işbirliği yapmamalı. Bu şahıs hakkında HSYK'nın görevlendirdiği savcıların elde ettiği kanıtlar açıktır. Bu şahıs Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmış ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fethullahçı Terör Örgütü adı konmuş bu yapının finansörüdür ve bunun bedelini hukuken en ağır şekilde ödeyecektir...