Kimliği bizde saklı, Ege Üniversitesi'nin bir görevlisinden gelen yazıyı, noktasına virgülüne dokunmadan yayımlıyoruz:
Hakkındaki soruşturmanın selameti için açığa alınmış olan Ege Üniversitesi Rektörü M. Cüneyt Hoşcoşkun’un yerine vekâleten atanan YÖK üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu’nun, göreve başladığı tarihten bu yana gerçekleştirdiği tasarruflar tartışma yarattı. Sözcü gazetesinin, 15 Temmuz gecesi biyografisinden, Samanyolu TV’de program yaptığı ve de Today’s Zaman’da yazdığı bilgisini sildiğini belirttiği Dedeoğlu, Ege Üniversitesi’nde iki dönem rektörlük yapmış Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ın ekibine görev verdi.İddialara göre, Dedeoğlu görev başı yaptıktan sonra ilk iş olarak, Candeğer Yılmaz döneminde Fen Fakültesi Dekanlığı yapmış olan Prof. Dr. Nadide Kazancı’nın üniversiteye geri dönüşünü onayladı. Dekan olduğu dönemde, hiçbir resmi sıfatı olmayan Özdal Okutan isimli eski bir öğrencisine, fakültesinde oda tahsis eden Kazancı hakkında, yolsuzluk soruşturmaları var. Kazancı’nın dekanlık görevi bittikten sonra, mesai saatleri dışında fakülteye gelerek bazı mali kayıtları aldığı konuşuluyor.
Vekil rektör Dedeoğlu’nun, geçen hafta gerekçe göstermeden görevden aldığı dokuz dekanın yürütmekte olduğu, yolsuzlukla alakalı soruşturmaları yeni komisyonlar kurmak amacıyla durdurduğu, ancak yaptığı rektör yardımcısı atamaları ve YÖK marifetiyle yaptırdığı yeni dekan vekili atamalarının akla, bu dosyaların üstünün örtülmek istendiği söylentileri dolaşıyor.Kulağımıza ulaşan söylentilere göre rektör yardımcısı ve de Su Ürünleri Fakültesi Dekan Vekili yapılan/yaptırılan Prof. Dr. Cengiz Metin’in, Yılmaz’ın rektör yardımcısı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı rektörlüğe atanmış olsaydı, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı yapılacaktı. Dedeoğlu’nun rektör yardımcısı yaptığı bir diğer isim olan Prof. Dr. Nefise Ülkü Karabay Yavaşoğlu’nun, vaktiyle Nadide Kazancı’ya; Fen Fakültesi dekan vekilliğine atanan Prof. Dr. Alpay Kırlangıç’ın ise, FETÖ’cülükten giden Prof. Dr. Ali Çalışkan’a yakındı. Dedeoğlu’nun, Yılmaz’ın yakın çevresinden ve O’nun döneminde İletişim Fakültesi Dekanlığı yapan ve hakkında soruşturmaların bulunduğu Prof. Dr. Müge Elden’i BİTAM Müdürlüğü’ne ataması bu anlamda pek şaşırtıcı değil. Keza EBİLTEM Müdürlüğü koltuğuna yeniden oturtulan Prof. Dr. Fazilet Vardar Sükan ile EGESEM Müdürlüğü’ne getirilen Prof. Dr. Eser Yıldırım Sözmen de Yılmaz’a yakın isimlerdi. Dedeoğlu’nun, İletişim Fakültesi Dekanlığı’na kendisinin oturma nedeni ise anlaşılamadı.
Eski öğrencilerinin imtiyazlı büyükelçilik beklediğini söylediği Dedeoğlu’nun, görevden alınmalarını YÖK’e teklif ettiği dekan vekillerini dinlemeyi reddetmesi hiç şüphesiz nezakete aykırı bir durum. Bu durum, attığı bir tweette yazdığı gibi, CV’ye bakarak tercih yaptığı iddiasını boşa çıkarıyor. Aynı twette görevden alınan akademisyenlere bir şey olmayacağını yazması ise talihsizlik. Bilip açıklamadığı bir suçları varsa, vakit geçirmeden savcılığa suç duyurusunda bulunması gerekiyor.Dedeoğlu, ekibini yeniden üniversitede köşe başlarına taşıdığı Yılmaz’ın, rektörlük yaptığı dönemde Körfez Dershanelerine, deneme sınavı yapması için üniversiteyi açmış olup olmadığını soruşturtmalı. Aynı dönemde, intihalci bazı öğretim üyelerinin, YÖK Etik Kurulu’na ihbar edilmedikleri de iddialar arasında. Bunlardan birisinin, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde idarecilik yaptığı konuşuluyor. Bu öğretim üyesinin profesörlük jürisindeki iki üyenin, intihalci olduğu konusunda rapor verdikleri halde, konunun etik kurula havale edilmeyip profesörlüğe yükseltildiği söyleniyor.
Türk yükseköğretimine damgasını vurmuş köklü üniversitelerinden biri olan Ege’de olup bitenler akıl alır gibi değil.
Hakkındaki soruşturmanın selameti için açığa alınmış olan Ege Üniversitesi Rektörü M. Cüneyt Hoşcoşkun’un yerine vekâleten atanan YÖK üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu’nun, göreve başladığı tarihten bu yana gerçekleştirdiği tasarruflar tartışma yarattı. Sözcü gazetesinin, 15 Temmuz gecesi biyografisinden, Samanyolu TV’de program yaptığı ve de Today’s Zaman’da yazdığı bilgisini sildiğini belirttiği Dedeoğlu, Ege Üniversitesi’nde iki dönem rektörlük yapmış Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ın ekibine görev verdi.İddialara göre, Dedeoğlu görev başı yaptıktan sonra ilk iş olarak, Candeğer Yılmaz döneminde Fen Fakültesi Dekanlığı yapmış olan Prof. Dr. Nadide Kazancı’nın üniversiteye geri dönüşünü onayladı. Dekan olduğu dönemde, hiçbir resmi sıfatı olmayan Özdal Okutan isimli eski bir öğrencisine, fakültesinde oda tahsis eden Kazancı hakkında, yolsuzluk soruşturmaları var. Kazancı’nın dekanlık görevi bittikten sonra, mesai saatleri dışında fakülteye gelerek bazı mali kayıtları aldığı konuşuluyor.
Vekil rektör Dedeoğlu’nun, geçen hafta gerekçe göstermeden görevden aldığı dokuz dekanın yürütmekte olduğu, yolsuzlukla alakalı soruşturmaları yeni komisyonlar kurmak amacıyla durdurduğu, ancak yaptığı rektör yardımcısı atamaları ve YÖK marifetiyle yaptırdığı yeni dekan vekili atamalarının akla, bu dosyaların üstünün örtülmek istendiği söylentileri dolaşıyor.Kulağımıza ulaşan söylentilere göre rektör yardımcısı ve de Su Ürünleri Fakültesi Dekan Vekili yapılan/yaptırılan Prof. Dr. Cengiz Metin’in, Yılmaz’ın rektör yardımcısı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı rektörlüğe atanmış olsaydı, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı yapılacaktı. Dedeoğlu’nun rektör yardımcısı yaptığı bir diğer isim olan Prof. Dr. Nefise Ülkü Karabay Yavaşoğlu’nun, vaktiyle Nadide Kazancı’ya; Fen Fakültesi dekan vekilliğine atanan Prof. Dr. Alpay Kırlangıç’ın ise, FETÖ’cülükten giden Prof. Dr. Ali Çalışkan’a yakındı. Dedeoğlu’nun, Yılmaz’ın yakın çevresinden ve O’nun döneminde İletişim Fakültesi Dekanlığı yapan ve hakkında soruşturmaların bulunduğu Prof. Dr. Müge Elden’i BİTAM Müdürlüğü’ne ataması bu anlamda pek şaşırtıcı değil. Keza EBİLTEM Müdürlüğü koltuğuna yeniden oturtulan Prof. Dr. Fazilet Vardar Sükan ile EGESEM Müdürlüğü’ne getirilen Prof. Dr. Eser Yıldırım Sözmen de Yılmaz’a yakın isimlerdi. Dedeoğlu’nun, İletişim Fakültesi Dekanlığı’na kendisinin oturma nedeni ise anlaşılamadı.
Eski öğrencilerinin imtiyazlı büyükelçilik beklediğini söylediği Dedeoğlu’nun, görevden alınmalarını YÖK’e teklif ettiği dekan vekillerini dinlemeyi reddetmesi hiç şüphesiz nezakete aykırı bir durum. Bu durum, attığı bir tweette yazdığı gibi, CV’ye bakarak tercih yaptığı iddiasını boşa çıkarıyor. Aynı twette görevden alınan akademisyenlere bir şey olmayacağını yazması ise talihsizlik. Bilip açıklamadığı bir suçları varsa, vakit geçirmeden savcılığa suç duyurusunda bulunması gerekiyor.Dedeoğlu, ekibini yeniden üniversitede köşe başlarına taşıdığı Yılmaz’ın, rektörlük yaptığı dönemde Körfez Dershanelerine, deneme sınavı yapması için üniversiteyi açmış olup olmadığını soruşturtmalı. Aynı dönemde, intihalci bazı öğretim üyelerinin, YÖK Etik Kurulu’na ihbar edilmedikleri de iddialar arasında. Bunlardan birisinin, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde idarecilik yaptığı konuşuluyor. Bu öğretim üyesinin profesörlük jürisindeki iki üyenin, intihalci olduğu konusunda rapor verdikleri halde, konunun etik kurula havale edilmeyip profesörlüğe yükseltildiği söyleniyor.
Türk yükseköğretimine damgasını vurmuş köklü üniversitelerinden biri olan Ege’de olup bitenler akıl alır gibi değil.