“Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Şüphe yok, bütün bu nedenler, sosyal olaylarda etkilidir. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla, yükselmesiyle, düşmesiyle ilgili ve ilişkili olan milletin ekonomisidir. Tarihin ve tecrübenin belirlediği bu gerçek, bizim millî hayatımızda ve millî tarihimizde de tamamen görülmüştür. Gerçekten Türk tarihi araştırılırsa bütün yükselme ve düşme sebeplerinin bir iktisat meselesinden başka bir şey olmadığı anlaşılır. Efendiler, tarihimizi dolduran bunca başarılar, zaferler veyahut yenilgiler, yok olmalar ve felâketler, bunların, tümü; gerçekleştikleri devirlerdeki iktisadî durumlarımızla ilişkili ve ilgilidir."Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 17 Şubat 1923 günü İzmir İktisat Kongresi’ndeki konuşmasından minik bir bölüm...Ekonomi; insan yaşamın önemli bir parçası...Daha doğrusu insanoğlunun ve toplumların Tarih boyu devingenliğini sağlayan ve üretimden elde edilen gücün aritmatik muhasebeleştirilmesi... Ekomonin motor gücü üretim olduğu kadar, doğru yönelişlerle Pazarı da bulmaktır... Tarımdan sanayiye, üretimden ve ticarete her alanında toplumsal başarıların kazanımlarını hazırlayan, üretkenliğin önünü açan, yol ve yöntemlerini belirleyen, STK diye adlandırabileceğimiz örgütlerin başında Ticaret Odaları gelir...Ticaret Odaları, kentin ekonomik yapısı ve kalkınmasıyla direk ilintili olduğu kadar, sosyal dokusuyla da içi içe yürüyen kurumlardır...Ticaret Odaları, her dönem siyasi partilerinde iştahını kabartan, yaslanmak istedikleri kurumların da arasındadır...Ticaret Odası yönetimlerini oluşturanların, ne denli siyasetten ve siyasilerden arındırılmış kişilerden olmaları, başarının önünü açacak da en büyük faktördür..."Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner." Atatürk, tek cümle bu sözleri ile iktisadi zaferler sağlanılmayınca, kazanımların kısa süreceğine işaret ediyor...Üretim kadar ticaretinde çok önemli olduğu çağımızda; Ticaret Odalarının önemi bir kez daha katlanarak karşınıza çıkıyor... Bugünlerde Didim Ticaret Odası için geçerli olan “tatlı bir heyacan” da Didim gündeminde almış başını gidiyor...Heyacanın mimarı Tolga Saylan...Bilişim sektörünün Didim’deki duayeni...Tornavidayla başlayan Didim’de 25 yıllık bir ticaret öyküsü var Tolga Saylan'ın..Mesleğindeki merdivenleri basamak basamak değil, santim santim çıktığından söz ediyor dostları...Bazı günlerde Saylan’a 24 saatin yetmediğini aktaran bir dostu; “Gece demedi gündüz demedi, elindeki tornovida düşmediği günler oldu” diye söze girerken, devamına “Herkese nasip olmayacak bir ticaret öyküsünün yanında, her zaman Didim’e, esnafa, turizimciye faydalı oldu, faydası dokundu” kelimelerini ekliyordu...Aslında; bazı görevler vardır, siz ona koşsanızda o sizden uzaklaşır...Fakat, bazı görevlerde size koşarak geldiği gibi, kaçamazsınızda!Gelir bulur sizi!... Bugünlerde Didimli Bilişimci Tolga Saylan’ı da kaçamayacağı bir görev bekliyor; Didim Ticeret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı! Tolga Saylan’ı bu göreve iteleyen ve getirecek olanda bilinsin ki; Didimli ticaret erbablarıdır! Demokrat kişiliği, siyasi partilere olan eşit mesafedeki duruşu, emeğin içinden yoğrularak gelmiş olması, mesleği sayesinde kazandığı vizyon, tecrübe, güven artıları arasında gösterildiğine göre; Ne dersiniz;
Didim Ticaret Odası, Tolga Saylan’la onca artılarıyla birlikte; birilerinin de arka bahçesi olmaktan kurtularak, ekonomik ve sosyal yaşamda anılan gerçek kimliğiyle yoluna devam eder mi?Didim’in ticaret insanları karar vereceğine göre de;Neden olmasın!
Didim Ticaret Odası, Tolga Saylan’la onca artılarıyla birlikte; birilerinin de arka bahçesi olmaktan kurtularak, ekonomik ve sosyal yaşamda anılan gerçek kimliğiyle yoluna devam eder mi?Didim’in ticaret insanları karar vereceğine göre de;Neden olmasın!