HAKKI GÜGENCumhuriyet Halk Partisinde kongreler dönemi içerisinde takvim yarın gerçekleşecek İstanbul İl Kongresi ile devam ediyor ve sonuna doğru yaklaşıp, kurultayımız ile partimizi 2019’a taşıyacak kadroları – beyin takımını oluşturarak iç seçimlerimizi tamamlıyor olacağız.Kongreler öncesi partimizin üye yapılanmasına ve organizasyonuna yönelik şikâyetler üyelerimizin büyük kısmında en ortaklaşılan noktaydı. Hatta delegelik sisteminin kaldırılacağı haberleri iç meselelerimizle ilgili en çok paylaşılan haber konumundadır.Parti organizasyonumuz için seçmeni üyesinden, üyesi yöneticisinden daha kaliteli olduğu ve bunun 2019’a giderken tam tersi olması gerekliliği tespiti önümüzde durmaktadır.Partimizin yönetim sistemi ise Genel Merkez’in Belediye Başkanlarını, Belediye Başkanlarının ise Genel Merkez’i belirlediği bir sarmaldır. Çoğu vekilimizin ilçe belediyesi hedefinin bir gerekçesi de partide bu şekilde daha çok söz sahibi olacağını bilmesidir. Biz sade ve bağımsız – siyasetten geçimini sağlamayan partililer ise kötünün iyisini seçe seçe boğulduk, yorulduk.Ama İstanbul İl Kongresinde yapılacak seçimimiz yukarıdan bakınca her ne kadar bir kötünün iyisini seçme seçimi gibi gözükse de asıl mesele bambaşkadır ve bu yazı o tehlikeye yönelik yazılmıştır.Bahsedeceğim tehlikenin adı 10 Aralık Hareketi’dir. Bu hareket “CHP kapatılmalıdır, vakıf halini almalıdır.” “CHP sosyal demokrat bir parti değildir, sosyal demokrasinin önünde en büyük engeldir ve kapatılmalıdır.” söylemlerinde bulunurken bir anda parti kadrolaşmalarımızın yenileşmesi ve gençleşmesi çalışmasında kadro sağlayıcısı konumuna gelmiştir. Tabi ki bu göreve geliş tepeden inme ve atamalar ile gerçekleşmiştir.Şimdi de bu yapının ve hareketin İstanbul İl Başkan Adayı Canan Kaftancıoğlu’dur. Bir kitle partisinde farklı görüşler ve kanatlar bulunabilir ve ne Oğuz Kaan Salıcı’nın milletvekili olmasından ne de Canan Kaftancıoğlu’nun Parti Meclisi üyeliğinden kesin olmamalıdırlar tonunda bir şikâyetim bulunmamaktır.Ama mesele hayır oylarının önde bitirdiği, birçok ilçe belediyesinin elimizde olduğu, 2019’da Büyükşehir’i kazanacağımız İstanbul’a hâkimiyet olunca iş değişiyor ve iki başlıkta itirazım beliriyor.Birinci başlık ideolojik!Mustafa Kemal’in Askeri olmayı birey olmanın önüne geçen bir ifade olarak yorumlaması ve CHP’yle BDP’ye eş tonda yapılan güzellemeler ile ilgili atılan tweetler ideolojik görüşü ortaya sermektedir. Canan Kaftancıoğlu en son yapılan açıklama ile de Adalet mitinginde bile kitlenin Hak-Hukuk-Adalet ile birlikte en çok ortaklaştığı sloganı yoldaşları olarak güncelleme kararlılığı ortadadır.Yanlış anlaşılma da olmasın Cemal Canpolat için de dünyanın en mükemmel Mustafa Kemal Devrimcisidir diyemiyorum ama tabanımıza karşılık bir ideolojik dönüşüm hedefinin olmadığını ve partinin öz evladı olarak bu değerlerle kavga etmek yerine onları temsil etmeyi tercih etmektedir.Yazıyı okurken bir sloganı nerelere getirdin diyenler olabilir ama o bahsettiğimiz kaybedilen Cumhuriyet Kazanımlarının kaybediliş şekli de verilen küçük tavizlere karşılık, karşı devrimin üzerimize doğru attığı adımlarla gerçekleşmektedir. Yani bugün askeri olmayı slogandan CHP çıkarır yarın meydanlarda bu bağlılık ve kararlılığı görmeyen siyasi iktidar Mustafa Kemal’i unutturmaya yönelik bir ileri hamle daha yapar. Tabi ki bizler için Mustafa Kemal silinmez bir yol göstericidir ama mesele de bir sloganın ötesindedir.İkinci başlık örgütselHedefi 2019 Mart’ı olanların varlığı ortadadır, ama asıl hedef 2019 Kasım’dır. Canan Kaftancıoğlu’nun nasıl bir il başkanlığı yapacağına yönelik en büyük referans ise Oğuz Kaan Salıcı’nın il başkanlığı dönemidir. Kaldı ki Canan Kaftancıoğlu da o yönetimdedir.1-) Görevden almalar örgüt üzerinde gerçekleşebilir. Seçimle gelen hiçbir ilçe başkanının garantisi olmayacağı bir dönem yaşanacaktır ve meclis üyelikleri için yönetimlerden gelecek istifalar ile buna uygun zemin de oluşacaktır. Oğuz Kaan Salıcı’nın il başkanlığı döneminde görevden almaların sayısını umarım hatırlıyorsunuzdur.2-) Belediye başkanı belirleme süreçlerinde örgütün hiçbir etkisi kalmayacak ve ekipsel dengeler değil tek bir ekip belirleyici olacaktır. 2014 yerel seçimlerinde ilçe belediye başkan adaylarının nasıl ilçe ilçe kaydırıldığı hepimizin hafızalarındadır. İlçeye başkan değil resmen başkana ilçe aranmıştır. Kısa bir internet taraması ile Canan Kaftancıoğlu’nun da isminin 4 farklı ilçe için geçtiği haberleri görebilirsiniz.3-) Yerel seçim başarısızlığı sonrası ya da başkanlık seçimi sonrası 10 Aralık Hareketi’nin Genel Başkan değişimi hedefleyeceği ve Oğuz Kaan Salıcı’nın bu görevi alacağı planı da kulis söylentisi olsa da, çok bilinmeyen bir şey de değildir.Özetlersek biz partililerin il düzeyindeki tercihlerimizi genelde ilçemizdeki karşıt olduğumuz ekiple karşıtlık, ya da ilçemizde bir arada olduğumuz belediye ekibi ile birliktelik şekillendiriyor ama bu kongre bunun çok ötesinde değerlendirilmesi gereken bir kongredir.Umarım kongreyi Canan Kaftancıoğlu ve ekibinin kazanması durumunda yukarıdaki tespitlerimde yanılırım ve 2019’a yönelik bir sokak çalışmasında kendisinden özür dilerim.Umarım bütün bu tehditlerin yanında kongremizi çarşaf liste ile gerçekleşmesini sağlayıp çok önemli 2019 seçimlerine giderken iki listede de yer alacak değerli isimlerden liyakat sahibi bir listeyi şekillendirebiliriz.İstanbul’u yöneten ve Başkanlık seçimini kazanarak Parlamenter sisteme geri dönüşü sağlayacak siyasal partinin üyesi olacağım günün özlemi ve hayaliyle…ÇAĞDAŞ SES
Siyaset
12 Ocak 2018 - 17:08
Güncelleme: 12 Ocak 2018 - 17:27
CHP İstanbul İl Kongresi öncesi 10 Aralık Hareketi uyarısı!
Siyaset
12 Ocak 2018 - 17:08
Güncelleme: 12 Ocak 2018 - 17:27