EKREM BATUR
“Kendisi sağcı, statükocu, ırkçı milliyetçi olduğu halde tabanı devrimci, demokrat, aydınlık insanlardan oluşan bir parti var mı dünyada CHP’den başka?”Bu soruyu bana sanat-edebiyat ve düşünce üretimlerinde bulunan bir ağabey sormuştu.
Açıkçası CHP’yi karalıyor deyip üstünde durmak istememiştim.Ama aklımdan da bir türlü çıkmamıştı bu soru
Bana;
“Mustafa Süphileri CHP Öldürmedi mi?
Dersim Katliamını kim yaptı
Köy Enstitüleri kimin emriyle kapatıldı?
CHP’liler idam edilmeleri yönünde oy kullanmasalardı Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilirler miydi?
Sivas Katliamında CHP, hükümet ortağı değil miydi? Gibi birkaç sorusunu da;
O zamanın CHP’siyle şimdinin CHP’si aynı CHP değil ki diyerek cevaplamıştım.
Kendimi kandırdığım anlıyorum.
Bu konuda bütün bildiklerim, bütün inandıklarım yanlış.
Aynı kişi, “eğer bu ülkenin aydınlık geleceğini, çocukların öldürülmediği, şiddetin kol gezmediği, din ve kadın bedeni üzerinden siyasetin yapılmayacağı bir Türkiye istiyorsan, gericiğe-ırkçılığa, savaşa-talana-yalan karşıysan bir gün bütün bildiklerini unutmak zorunda kalabilirsin” Ekrem demişti. Tam da bu noktadayım.
Nasıl kanıyorum bilemezsiniz.
Vicdanım yaralı.
AKP biraz da CHP’nin bütün bu söylenenleri içeren tavrından ötürü böylesine pervasız, acımasız…
Savaşın, yolsuzlukların, hukuksuzluğun bu denli kendini hissettirmesi CHP’yi yerli yerine koymadan anlaşılamaz.
CHP’ni son Dokunulmazlıkların Kaldırılmasıyla ilgili tutumuyla ilgili ortaya koyduğu tavır artık gizlenemeyecek bir gerçeği ortaya koymuştur.
Tıpkı AKP gibi o CHP de halktan, ülkemizin geleceğinden, özgürlüklerden ve demokratikleşmeden yana değildir.
Bu topaklar bizim, bu ülke bizim, bu insanlar bizim.
Ama onlar bizim değil, bizden yana değiller…
Artık CHP ile ilgili takke düşmüş kel görünmüştür.Dokunulmazlıkların kaldırılması için CHP’lilerin EVET OYU kullanması sol, sosyaldemokrasi, özgürlükler, insan hakları, düşünceni suç sayılmaması konuları dikkate alındığında tam bir skandaldır.Bu özelliğiyle bile ülkede olup biten her şey için AKP’ye yardım ve yataklık etmekten başka bir şey değil.Bu bitmeyen savaş, bu bitmeyen çatışma ortamıyla ilgili CHP sorumsuz denemez.
Çocuklara yönelik cinsel istismarla ilgili gösterdiği muhalefet CHP’yi temize çıkaramaz.
17-25 Aralık yolsuzluklarıyla ilk kez hükümet eliyle devletin soyulması karşısında gösterdiği yetersiz muhalefet CHP’yi ak kaşık yapmaya yetmez.Cumhuriyetin sonunun geldi gelecek noktaya ulaşmasında CHP’nin günahı yok denmez.
Çalınan özgürlüklerimiz, çalınan geleceğimiz MHP’yi söylemeye dahi gerek yok AKP ve CHP’nin ortak marifetiyle olmaktadır.
Halk sahipsizdir.
Halkın bu işe bir çare olması gerekmektedir.
Kılıçtaroğlu’nun dokunulmazlık konusunda “HDP’nin AYM başvurusu için imza vereni partiden atarım” demesi Erdoğan’ın tutumundan hiç de farklı değildir.
CHP’ye de parti içi faşizm hakimdir.
CHP’de son durum budur, yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.Türkiye’nin sorunu yalnızca AKP’den kurtulmak değil, ehven-i şerin şerrinden de kurtulmaktır.
“Kendisi sağcı, statükocu, ırkçı milliyetçi olduğu halde tabanı devrimci, demokrat, aydınlık insanlardan oluşan bir parti var mı dünyada CHP’den başka?”Bu soruyu bana sanat-edebiyat ve düşünce üretimlerinde bulunan bir ağabey sormuştu.
Açıkçası CHP’yi karalıyor deyip üstünde durmak istememiştim.Ama aklımdan da bir türlü çıkmamıştı bu soru
Bana;
“Mustafa Süphileri CHP Öldürmedi mi?
Dersim Katliamını kim yaptı
Köy Enstitüleri kimin emriyle kapatıldı?
CHP’liler idam edilmeleri yönünde oy kullanmasalardı Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilirler miydi?
Sivas Katliamında CHP, hükümet ortağı değil miydi? Gibi birkaç sorusunu da;
O zamanın CHP’siyle şimdinin CHP’si aynı CHP değil ki diyerek cevaplamıştım.
Kendimi kandırdığım anlıyorum.
Bu konuda bütün bildiklerim, bütün inandıklarım yanlış.
Aynı kişi, “eğer bu ülkenin aydınlık geleceğini, çocukların öldürülmediği, şiddetin kol gezmediği, din ve kadın bedeni üzerinden siyasetin yapılmayacağı bir Türkiye istiyorsan, gericiğe-ırkçılığa, savaşa-talana-yalan karşıysan bir gün bütün bildiklerini unutmak zorunda kalabilirsin” Ekrem demişti. Tam da bu noktadayım.
Nasıl kanıyorum bilemezsiniz.
Vicdanım yaralı.
AKP biraz da CHP’nin bütün bu söylenenleri içeren tavrından ötürü böylesine pervasız, acımasız…
Savaşın, yolsuzlukların, hukuksuzluğun bu denli kendini hissettirmesi CHP’yi yerli yerine koymadan anlaşılamaz.
CHP’ni son Dokunulmazlıkların Kaldırılmasıyla ilgili tutumuyla ilgili ortaya koyduğu tavır artık gizlenemeyecek bir gerçeği ortaya koymuştur.
Tıpkı AKP gibi o CHP de halktan, ülkemizin geleceğinden, özgürlüklerden ve demokratikleşmeden yana değildir.
Bu topaklar bizim, bu ülke bizim, bu insanlar bizim.
Ama onlar bizim değil, bizden yana değiller…
Artık CHP ile ilgili takke düşmüş kel görünmüştür.Dokunulmazlıkların kaldırılması için CHP’lilerin EVET OYU kullanması sol, sosyaldemokrasi, özgürlükler, insan hakları, düşünceni suç sayılmaması konuları dikkate alındığında tam bir skandaldır.Bu özelliğiyle bile ülkede olup biten her şey için AKP’ye yardım ve yataklık etmekten başka bir şey değil.Bu bitmeyen savaş, bu bitmeyen çatışma ortamıyla ilgili CHP sorumsuz denemez.
Çocuklara yönelik cinsel istismarla ilgili gösterdiği muhalefet CHP’yi temize çıkaramaz.
17-25 Aralık yolsuzluklarıyla ilk kez hükümet eliyle devletin soyulması karşısında gösterdiği yetersiz muhalefet CHP’yi ak kaşık yapmaya yetmez.Cumhuriyetin sonunun geldi gelecek noktaya ulaşmasında CHP’nin günahı yok denmez.
Çalınan özgürlüklerimiz, çalınan geleceğimiz MHP’yi söylemeye dahi gerek yok AKP ve CHP’nin ortak marifetiyle olmaktadır.
Halk sahipsizdir.
Halkın bu işe bir çare olması gerekmektedir.
Kılıçtaroğlu’nun dokunulmazlık konusunda “HDP’nin AYM başvurusu için imza vereni partiden atarım” demesi Erdoğan’ın tutumundan hiç de farklı değildir.
CHP’ye de parti içi faşizm hakimdir.
CHP’de son durum budur, yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.Türkiye’nin sorunu yalnızca AKP’den kurtulmak değil, ehven-i şerin şerrinden de kurtulmaktır.